Hangi meslek grubundasınız bilmiyorum. Mesleğinizde iddialı mısınız? Rekabet, yarış içinde olmaya sever misiniz?
Başlıkta kısaltmasını gördüğünüz WPP nedir diye düşünmüş olabilirsiniz. WPP World Press Photo’nun kısaltması. Foto muhabirleri için dünyanın en prestijli haber fotoğrafı ödüllerinden birisi. Hatta ilk bazılarımız için daha önemlisi yok denebilir. 1 Aralık tarihinde 2023 yılının fotoğrafları için başvurular başladığında bu yazıyı yazmalıyım diye içimden geçirdim.
Her şey bundan tam 68 yıl önce 1955'te bir grup Hollandalı fotoğrafçının hikayelerini dünya çapında bir izleyici kitlesine göstermek için uluslararası bir yarışma düzenlemesiyle başlar.
Kar amacı gütmeyen bu kuruluşun, World Press Photo’nun ofisi de Amsterdam’da. Dünya sürekli değişiyor, medya ve teknolojideki yeni gelişmeler gazeteciliği ve hikaye anlatıcılığını da dönüştürüyor. Organizasyonun amacı bu zorlu ve heyecan verici durum içinde dünya çapındaki foto muhabirlerine, hikaye anlatıcılarına ve izleyicilerle rehberlik edebilmek adına deneyimleri paylaşmak olarak açıklanabilir.
Ülkemizin en aktif fay hatlarının tam üzerinde. 2023 yılının başında yaşadığımız Kahramanmaraş depreminin benzerlerini son yüzyıl içinde çok defa yaşadık. Depremde yıkılan yapıların altında kalan binlerce, yüzbinlerce insanımızı yitirdik.
Gelelim bu 68 yıllık serüvenin içinde ilk kez ödül alan fotoğrafın hikayesine. 30 Ekim 1983 yılında Erzurum’da 6.9 büyüklüğünde bir deprem olur. Bin 155 insan bu depremde hayatını kaybetti. Türkiye’deki gazetelerin en çok foto muhabiri çalıştırdığı dönem. Deprem haberi duyulunca gazeteler de o bölgeye ekipler göndermeye başlıyor. Oraya gönderilen foto muhabirlerinden birisi de Mustafa Bozdemir. Mustafa ağabey Hürriyet Ankara bürosunda görevli. Deprem sabah olmuş fakat Ankara’dan giden ekiplerin Erzurum’a ulaşması öğleden sonrayı buluyor. Erzurum büroda çalışan gazeteciler 30’dan fazla fotoğraf geçtiklerini söylemişler. Önemli bir not düşmek isterim şimdi. Bu sayı size az gelebilir ama o zaman diliminde 30 fotoğrafı telefoto cihazıyla gönderebilmek gerçekten de öyle saniyeler değil saatler süren bir çalışma gerektirir. Mustafa ağabey gidilebilecek en yakın mesafedeki depremden en çok etkilenen yerleşim yerine gitmeye karar vermiş. Kiraladıkları taksi ile Koyuneren diye bir köye ulaşabilmek için yola çıkmışlar. O köye yaklaştıkça hava ve yol şartları iyice ağırlaşmış. Yoldaki kar ve buzlanma nedeniyle araca zincir takmak zorunda kalmışlar. Ankara’dan alelacele çıktıkları için de yanlarına doğru düzgün kıyafet bile alamamışlar. Heyelanın yolu kapattığı bir noktaya kadar gitmeyi başarmışlar. Geri kalan yolu muhabiri Saygı Öztürk ile birlikte yürümek zorunda kalmışlar. Tipi şeklinde kar yağıyormuş. Mustafa ağabey şoförün parkasını almış soğuktan korunmak için. Zor bir yolu tırmanarak köye ulaşmışlar. Ulaştıklarında başka ekip arkadaşları ve gazeteciler o köye ulaşmışlar. Yan yana 220 kişinin cansız bedeninin yağan karın altında ve yerde çamurun içinde üstleri battaniye ya da gazete kağıdı ile örtülü bir manzara ile karşılaşmışlar. Sıkıyönetim zamanı bir taraftan da. Orada görevli olan bir binbaşı Merkezden kefen ve imam geldiğini anons edince bir anda herkes ölüsünün başına gitmiş. Onlarla kucaklaşmışlar. Bir kadın ön sırada bulunan çocuklarının cenazelerinin başına gelmiş ve onların yanaklarını okşayıp, tek tek öpmüş. Mustafa ağabey de o anları fotoğraflamış. O kadar fazla çamur varmış ki bir süre sonra kim canlı kim ölü ayırt edilmez kuruma gelmiş. Hava kararmadan geldikleri yolları tekrar geri aşıp merkeze dönme vakti gelmiş. Döndükten sonra hızlı olması için ilk iş siyah beyaz o fotoğrafları telefoto ile geçmişler. Sonra da renkli olarak geçmişler. Çektiği o fotoğraf renkli olarak gazetenin manşetinde kullanılmış.
Yıl sonunda, gazete, bu fotoğraf ile World Press Photo yarışmasına başvurmuş. Bu organizasyonun oluşumundan tam 28 yıl sonra Mustafa Bozdemir bu güçlü, yaşanan acıyı net bir şekilde anlatan fotoğrafı ile Türkiye foto muhabirliği tarihinde ilk kez, dünyadaki foto muhabirleri için önemli bu ödülü, World Press Photo ödülünü kazanan ilk Türk foto muhabiri olarak tarihe geçmiş oldu.
O tarihten sonra uzunca yıllar bu ödülü kazanan bir Türk foto muhabiri olmadı. Suriye savaşı başlayana kadar. O fotoğraflardan da daha sonraki haftalarda bahsederiz.