Şifa istemem balından

Abone Ol

Merhaba bugün sizlerle bir türkü dinleyeceğiz. Kimden dinlediğinizin önemi yok tabi ama tavsiye isterseniz Grup Abdal’dan solist Burcu Sarak’ın sesinden dinleyin, Ozan Nesimi Çimen’e ait olan Şifa İstemem Balından türküsünü.

Ozan Nesimi Çimen'in Şifa İstemem Balından türküsünün hikayesine gidelim bugün. Ozan Nesimi Çimen'in yeri bende çok ayrıdır. Sivas 93’de katledilen ozanın muhteşem eseridir Şifa İstemem Balından Türküsü. Fani beden göçüp gidiyor ama eserler hep kalıyor, ölümsüz oluyor. İnsanları katledip yok ettikleri sananlara bazen acıyorum, o kadar habersizler ki böyle insanları yok edemeyeceklerini anlamıyorlar. Bu sanatçıların, eserleriyle birlikte ömür boyu ve hatta bizden sonra yıllarca var olacaklarını bilmiyorlar, şiirleri ve türküleri zamanın ötesine geçerek insanlarla sonsuz bir bağ kuruyor çünkü.

Biz türkümüze dönelim, aslında bugünkü yazım eskilerden sevdiğim 7 numara dizisini ile ilgili bir yazı olacaktı ama mola sırasında instagramda bir arkadaşımın sesinden duyunca, bu türküden başka bir şey düşünemez oldum. Şimdi gece 02:54 ve işe gitmeme yaklaşık 5,5 saat var ama hala dinliyorum.

‘’Şifa istemem balından’’ bal kelimesinin şifa anlamına geldiğini bilmeyeniniz yoktur diye tahmin ediyorum. O kadar güzel bir giriş ki ‘’Şifa istemem balından
,Bırak beni bu halımdan’’ kırık bir kalbi anlatmak için hatta devamında ‘’Taşa değmesin ayağın, Lale sümbül açsın bağın’’ diye devam ediyor. Sanırım kalp kırıklığı en fazla bu kadar naif anlatılabilirdi.

‘’Razıyım açan gülünden, Yeter dikenin batmasın’’ çok acıtıcı sözler değil mi ya da ben defalarca dinlediğim için mi böyle hissediyorum bilemedim. Burayı dinlerken aklıma hep şu geliyor, belki size garip gelecek ama sadece gülün güzelliğine ve gülü koklamaya gidersen dikeni seni ama gülü sevmeye talip olursan o dikenede talip olursun ve incinmezsin. Hangisi daha doğru bilemiyorum dikene talip olmak mı yoksa razıyım senin varlığından yeter ki dikenin incitmesin mi?

Ozan Nesimi Çimen'in kaleminden dökülen sözler, dinleyiciyi duygu yüklü bir yolculuğa çıkararak, iç dünyasındaki derin izleri hissettiriyor.

Son söylemek istediğim bir şey var sizde de aynı his uyanacak mı bilmiyorum ben çok bağdaştırıyorum sizde de öylemi diye sormak istedim. Bu türküyü dinledikten sonra Nazım hikmetin şu dizeleri ‘’ Kalbimde kalbine yok bile kinim, Bence artık sen de herkes gibisin’’ size daha farklı gelmiyor mu? Türküyü dinledikten sonra okuyunca ben burada da derin bir sevgi ve acı hissediyorum. Sizde de öyle oluyor mu diye sormak istedim.

Bu arada çok fazla içimi dökemiyorum çünkü her yazımdan sonra annem arayıp Ne oldu? Kim yazdırdı sana bunu? Sen Ankara da tek başına ne yaşıyorsun? diye bir sürü soru soruyor. Deprem sonrası Ankara’ya alışmakta ve yaşamakta biraz zorluk çekiyorum, ailem de  stres yaratıyor bu durum biraz. Bu soruların hiçbirini duymamak için yazımı sonlandırıyorum. Türküyü dinlediğiniz ve yazdıklarımı okuduğunuz için şükran duyuyorum.

Bugünlük bu kadar görüşmek üzere hoşça kalın.