Konuşmalar – 3

Ankara’da amatör basketbol ve kıran kırana maçlar için Çankaya’dan bazı potalar

Abone Ol

Türk Telekom, Arı, DSİ, Büyük Kolej, TED, Gazi Anadolu ve daha niceleri. Ankara’da bu genç yaş basketbol takımları küçük bir Ankaralı çocuk için NBA takımları gibi gelir. Amatör basketbol Ankara’da ikiye ayrılır. Okul ve kulüp takımları. Oyuncular hem okul hem de kulüp takımlarında ayrı ayrı oynayabilirler. Bu nedenle bir milli takım havasında geçer okul maçları. Daha dengelidir takımlar. Örnek veriyorum ortalama bir takım genç kategoride Türk Telekom ile eşleşirse en az 40 sayı fark yemeyi kabul ederek sahaya çıkar. Çünkü Telekom her zaman en iyilerle oynar. Ancak okul takımları öyle değildir. Telekom’da oynayan çocuklar başka başka okullarda okur ve o okulların takımı için oynarlar. En fazla her takımda 2-3 bilemedin 4 lisanslı oyuncu çıkar. Bu da sonuç olarak dengeli takımları ortaya çıkartır. Bazı efsane okul oyuncuları vardır mesela. Kulüp takımında oynamıyordur ama Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nin en iyisidir örnek veriyorum. Efsane olmak hem zor hem çok kolaydır.

Kısacası Ankara’da basketbol ile ilgilenen bir çocuk kendini gerçekten bir NBA topluluğunda yaşıyormuş gibi hissedebilir. Çevre dar. Herkes birbirini bir şekilde tanıyor. Dedikodu bile dönüyor bu küçük toplulukta. Maç satan koçlar, transfer olan çocuklar veya lisansı kendisine verilmediği için İstanbul oyuncusu olamamış efsane abiler.

Küçükesat Potalar.. 2000’inlerin başında Ankara’da amatör ve sokak basketbolu ile ilgilenen birileri var ve Çankaya’da yaşıyorsa orada karşılaşmamış olamayız. Esat potalara genellikle oyuncular gelir. Hobi oyuncuları günün daha erken saatlerinde gelirler, öğleden sonra ise 13-16 yaş aralığının saha. Ancak tam güneş batmadan önce mekanın asıl sahipleri gelirdi. Profesyonel abiler salonlarda yıllarca oynamaktan sıkılmış, yaz akşamları haftada en az 2 kere potalarda maç yaparlardı. Asla ama asla terörize etmezlerdi. İnanılmaz havalı şekilde gelirlerdi. Çantalar, özel toplar, hiç görmediğimiz ayakkabılar, inanılmaz havalı kulüp ve okul formaları… Ama sıralarını beklerlerdi bazen 1 saat.. Favori potalarındaki maç bittiği anda gerçek oyuncular ısınmaya çıkardı. Smaçlar, art arda üçlükler.. Çok kolay gösteriyorlar bu sporu…

Bugün 6 kişiler. Kerem ve Alper Abi var. Maçlar güzel geçecek… 2 kişi eksik.. 13-16 yaş lisanslı oyuncuları bu abiler salonlardaki maç günlerinden, potalarda sıra beklerken izlenen maçlardan kesinlikle tanırlar. Vasat oynayan çocuklar bu maçlara giremez. O yüzden abiler seçecek sen de koyun gibi gidip oynayacaksın. Baskı ile hem de. Arkadaşım Orkun Ankara’nın kendi yaş grubunda en yeteneklisiydi. Tartışmasız. Herkes tanırdı Orkun’u. Ahh biraz daha uzayabilseydi.
“Orkun, Gökhan’la gelin..”

Bu maçlar 21’de bitmez.. 81, 91, 101… “Olum anneniz çağıracaksa hiç başlamayın maça” Kerem Abi DSİ’de yıllarca oynamış profesyonel olmak için artık kulüp arayan bir Ankara efsanesiydi. İstanbul takımlarına izletmek için maç kayıtları almışlardı, elden ele geziyordu topluluk içinde. Bu adamın 12 üçlük üst üste attığını gördüm. 16 yaşında. Temel basketbol becerileri gerçekten inanılmazdı. Sokakta 8 tane üst üste atardı. 9.kaçınca özür dileyecek kadar da alçak gönüllüydü.

Şimdilerde potalar daha güzel, daha bakımlı ancak bazen akşamları geçerken izliyorum. Her zaman eski günler ya daha güzel geliyor ya da basketbol Ankara’da gerçekten zayıflıyor.

Ziya Gökalp Caddesi, TED okul bahçesi potaları. Dışardan inanılmaz duruyorlar. Cam panyalar, ip fileler. Ama giriş yasak. Hafta için zaten mümkün değil. Ama hafta sonu oldu mu içerisi ana baba günü. Okul bazen kapıları açık bırakırdı ilgi olduğunu bildiği için. Ama genellikle bu kapılar kapalıydı. Demirlerden atlanırdı buraya girmek için. Herkes buraya zorla girildiğini bilirdi. Ancak müdahale edilmezdi. Çocuklar sadece basketbol oynamak istiyordu.

Daha sonraları yanındaki halı saha kapandı. TED Koleji taşındı. O alan şu an TED Üniversitesi…

Amatör basketbolun en sık buluşma noktalarından biri de MEB Şura Spor salonuydu. Aynı güne verilmiş 6 maç.. Seyirciler, oyuncular, minicik 8-9 yaş takımlar, büyük büyük havalı abiler. Nefes ve terden ısınmış emektar bir salon. Potalarda tanıştığın çocukla burada karşılaşırsın mesela. “Aaa sen hangi takımda oynuyorsun?” Veya izlediğin çocuğu burada bir maçta görürsün. Demiştim topluluk çok dardı.

Şimdilerde eski yeni oyuncular veteran ligler kuruyor oynuyormuş, salon kiralıyormuş tıpkı halı saha gibi… Oyuncular artık sokaklara pek gelmiyor sanki. Spontane basketbol buluşmaları nostaljik hatıralarımızda kaldı sanıyorum. Veya bana komşunun bahçesi daha yeşil gelmiyor bir türlü.

Bugün ise hala hayatta olan birkaç pota var.

Küçükesat Basketbol Sahası - Ama caminin olduğu taraf, futbol sahası olmayan kısım

Anıttepe Spor Tesisleri – Girişteki potalarda halen kemik sesleri geliyor. Belki de en iyiler şu an orada..

Ayrancı Cemal Süreyya Parkı Potaları – Akşamüstleri burada oyuncular görüyorum.

Lozan Park Basketbol Sahası – Görece korunaklı yeşilliği ile akşam üstleri oyuncuların spontane maç yapmak için uğradıkları sahalardan

Ahlatlıbel Basketbol Sahası – Biraz bakımsız olsa da halen tercih edilebilir.