Konuşmalar - 25

Abone Ol

Giray Kemer ve Yazın Evreni

Hayatı ve Arka Plan

1987 doğumlu Giray Kemer, hukuk eğitimi alıp mesleğini avukat olarak sürdüren bir isim. Ancak onu farklı kılan, gündelik hayatın sıradan ayrıntılarını edebiyatın konusu hâline getirmesi. Mesleki disiplininin yanında yazıya yönelmesi, onu “gündelik gerçekliği” yeraltı edebiyatının diliyle harmanlayan bir yazar hâline getiriyor.

Eserleri

Kemer’in öne çıkan kitapları arasında şunlar var:

- Olaylar Boksörün Pazı Sarmasını Yemesiyle Başladı

Absürt ismiyle dikkat çeken bu kitap, aslında sıradan olanın içindeki çatışmayı yakalıyor. Gündelik hayata ait küçük parçaları, beklenmedik biçimde keskin gözlemlerle birleştiriyor.

- Ses Veriyorum

Yazar burada, bireyin kendini ifade edememesinin sancısını, içe dönüklüğünü ve toplumsal yabancılaşmasını işliyor.

- Türkçe Dublajlı İtalyan Filmleri Gibiyiz

Adı bile ironik: yabancı bir sahneye aitmişiz gibi duran ama aslında bizden olan hikâyeleri anlatıyor. Kemer, bu kitapta toplumun “dublajlı” hâllerini gözler önüne seriyor.

Bu eserlerin ortak yanı, kısa metinler, yoğun duygular ve keskin ironiyle örülmüş olmaları.

Üslubu

Kemer’in üslubu yalın ama vurucu. Fazla süslü bir dil yerine doğrudanlığı tercih ediyor. Yer yer yeraltı edebiyatını andıran bir sertlik, bazen de ince bir melankoli metinlerinde beliriyor. İnsan ilişkilerindeki boşluklar, yalnızlık, yabancılaşma ve aidiyet sorunları öne çıkan temalar.

Onu okurken, bir metro yolculuğunda yan koltukta oturan insanın iç monologlarını dinliyormuşsunuz hissine kapılıyorsunuz. Karakterleri sıradan; ama o sıradanlığın ardında derin bir çatlak açmayı başarıyor.

Okurla Bağ

Kemer’in en güçlü tarafı, okurla doğrudan bağ kurabilmesi. Onun kahramanları idealize edilmiş figürler değil; herkesin hayatında rastlayabileceği, hatta bazen bizzat kendisi olabileceği insanlar. Bu yüzden metinleri okura hem tanıdık geliyor hem de rahatsız edici derecede ayna tutuyor.

Sonuç

Giray Kemer, Türk edebiyatında henüz geniş kitlelere ulaşmamış ama dikkatle izlenmesi gereken bir yazar. Eserleriyle hayatın basit görünen anlarını edebi bir yoğunluğa çeviriyor. Onu okurken gündelik hayatın içindeki absürtlüğü fark ediyor, bir yandan da kendi yalnızlığınızla yüzleşiyorsunuz.