Çağan Irmak'ın 2005 yapımı “Babam ve Oğlum” filmi Türk sinemasının en dokunaklı filmlerinden birisidir. 12 Eylül 1980 darbesini, aile içindeki kuşak çatışması ve babalık ilişkisi üzerinden anlatan film, seyircilerde duygusal bir iz bırakmıştır. Hem hikaye anlatımı hem de oyunculukları ile öne çıkan film, Türk sinemasında drama türünde önemli bir yere sahiptir.
“Babam ve Oğlum” filminin genel olarak konusu; gazeteci Sadık ve küçük oğlu Deniz'in Ege'deki bir köye dönüş hikayesini anlatmaktadır. Sadık, gençliğinde ailesi ve özellikle de babasına karşı politik bir hayatı seçmiş, ancak bu seçimi ailesiyle olan bağlarının kopmasına neden olmuştur. Politik idealleri yüzünden hapiste yatan ve ailesi tarafından reddedilen Sadık, en zorlu zamanlarını yaşamaktadır. Hastalığı nedeniyle ömrünün kısıtlı olduğunu öğrenince, babası Hüseyin'le yeniden bir bağ kurmak için oğlu Deniz ile Ege'deki köyüne geri döner. Sadık'ın amacı, ölmeden önce çocuğunu ailesinin yanına bırakmaktır. Bu köye dönüş, hem Sadık'ın hem de babası Hüseyin'in geçmişleriyle yüzleşmelerine neden olur.
Filmin ana karakteri olan Sadık, idealist bir gazetecidir. Babasıyla çatışmalı bir ilişkisi olan Sadık, darbe sonrasının dönemsel zorluklarını deneyimlemiş ve buna rağmen inandığı değerlerden vazgeçmemiştir. Film boyunca Sadık'ın kendi çocuğuyla ve babasıyla yüzleşme süreci izleyiciye gösterilir. Fikret Kuşkan, Sadık karakterinde izleyiciye hem baba hem de oğullarının yaşadığı duygusal dönüşümleri yansıtmıştır.
Sadık'ın geleneklerine bağlı, otoriter ve sert olan babası Hüseyin, yaşadığı topraklardan ve köklerinden kopmayan bir karakterdir. Oğlu ile olan fikir ayrılıkları nedeniyle onu reddetmiş olsa da, Sadık ve torunu Deniz'in ilk geldikleri güne göre yavaş yavaş yumuşar. Hüseyin karakteri, eski kuşakların aile ve ahlak değerlerini temsil ederken, Çetin Tekindor'un performansı da karakterinin duygusal derinliğini izleyiciye etkileyici bir biçimde yansıtmıştır.
Sadık'ın küçük oğlu Deniz ise hikayenin masumiyeti ve umudunu temsil eden çocuk karakteridir. Babasıyla olan bağı ve köyde yaşadığı deneyimler, Deniz'in çevresindeki kişilerin yaşadığı travmalarla yüzleşmesinde anahtar bir rol oynuyor. Deniz'in bakış açısının anlatıldığı sahneler, izleyiciye hem hüzün hem de sevgi dolu duygular bırakmıştır diyebiliriz.
"Babam ve Oğlum", filmi genel olarak ayrılıkçı baba-oğul ilişkisi , kuşak çatışması , aile bağları ve toplumsal travmalar gibi temaları işlemiştir. Film, Sadık ve Hüseyin arasındaki çatışmayı ele alarak, farklı kuşakların aynı olaylara bakış açısındaki ayrılıkları gözler önüne sermiştir. 12 Eylül Darbesinin, aile bağları üzerinde açtığı yaralar, Sadık ve Hüseyin karakterleri üzerinden kuşaklar arasındaki kavgalar ve kırgınlıklar sembolize edilerek anlatılmıştır. Ancak bu çatışmaların ardından gelen yüzleşme ve bağışlama süreci, hikayenin insani ve samimi yönünü izleyiciye başarılı bir şekilde göstermiştir.
Film, akıcı ve doğal bir anlatıma sahiptir. Karakterlerin geçmişini ve bugünün zamanını flashbacklerle izleyiciye gösterir. Bu geçmişe dönüş sahneleri, Sadık'ın gençlik yıllarını ve babasıyla arasındaki çatışmanın çözülebilmesini anlamamızı sağlar. Flashback sahneleri, hikayelerin nedenini açığa çıkarırken duygusal bağ kurmamızı da sağlamıştır. Film Ege Bölgesi'nde, özellikle İzmir'in Seferihisar ilçesi ve Ayvalık çevresindeki köylerde çekilmiştir. Bu bölgedeki çekimler, filmin kırsal atmosferini ve köyün insanını daha güçlü bir şekilde hissettirme amacı taşımıştır. Ege'nin doğal güzellikleri, film boyunca huzurlu bir fon oluşturmuş ve hikayenin doğal çözümlenmesine katkıda bulunmuştur. Bu bölgedeki çekimler, karakterlerin köy yaşantısının bir parçası olduğunu ve köyün kattığı değerlere sahip olduklarını göstermiştir. Yönetmen Çağan Irmak, geniş açılı çekimlerle Ege'nin doğal manzaralarını, köydeki yaşamlarını ve sıcak atmosferini seyirciye güzel bir şekilde aktarmıştır.
Babam ve Oğlum filmi, Çağan Irmak'ın başarılı anlatımı ve oyuncuların içten performansları ile başarılı bir film olmuştur. Filmin bence en güçlü teması affetme ve geçmişle yüzleşme konularıdır. Film boyunca Sadık ve Hüseyin'in geçmişte yaşadıkları ayrılıklar ve birbirleriyle besledikleri öfke yavaş yavaş çözülmüştür. Burada da, bir aileyi bir araya getiren affetme ve kabullenme süreci etkileyici bir biçimde işlenmiştir. Türkiye'nin toplumsal geçmişini, baba-oğul arasındaki derin yaraları ve ailevi olayları sorgulayan bu film, izleyiciyi oldukça hüzünlendirmiştir. İzlemeyenlerin mutlaka izlemesini tavsiye ederim iyi seyirler…