Hülya Korkut, bu haftaki gezi yazısında İstanbul’un Anadolu yakasında yer alan Kuzguncuk’u kaleme aldı. “Burada zaman yavaş akar, insanlar birbirine selam verir, sokaklar hikâye anlatır” diyen Korkut, semtin tarihi dokusunu ve mahalle kültürünü öne çıkarıyor.
Mahalle Fırınında Bir Sabah
Yazısında sabah saatlerinde mahalle fırınında simit kuyruğuna girmeyi anlatan Korkut, “Sıcacık simit kokusu, fırıncıyla edilen iki laf, günün ritmini belirliyor” diyerek yerel yaşamın küçük ama anlamlı detaylarını paylaşıyor.
Kuzguncuk Bostanı: Şehirde Doğayla Buluşma
Korkut’un yazısında en çok yer verdiği noktalardan biri de Kuzguncuk Bostanı. “Şehrin ortasında bir nefes alanı. Domatesler, biberler, çocuk sesleri… Doğayla bağ kurmak için mükemmel bir durak” ifadeleriyle semtin yeşil yüzünü anlatıyor.
Kitapçıda Kaybolmak
Yazının son bölümünde Hülya Korkut, bir sahafın tozlu raflarında kaybolduğu anı paylaşıyor. “Bir kitabın arasından çıkan eski bir kartpostal, geçmişe açılan bir pencere gibi” diyerek okurları nostaljik bir keşfe davet ediyor.