''Bir Ailenin Çöküşü”

Abone Ol

Gelişmiş ülkelerde roman, az gelişmiş ülkelerde kişisel gelişim kitabı okunurmuş...

Bu sözü nerden duyduğumu hatırlamıyorum ama yıllardır hiç unutmadığım sözlerden biri.

Siz de sürekli önünüze çıkarılan, okumazsak sanki hayatımızı yoluna koyamayacakmışız hissi vermeye çalışan kişisel gelişim kitaplarından sıkıldıysanız, sağlam bir roman önerim var.

Alman edebiyatında önemli bir yer edinen ünlü yazar Thomas Mann’ın yirmi beş yaşında kaleme aldığı ilk romanı “Buddenbrooklar: Bir Ailenin Çöküşü”.

Yazar bu eseri için 1929 yılında Nobel Ödülüne layık görülmüş. “Çağ romanı” olarak da anılan bu eser, hem Thomas Mann’ın hayatından parçalar taşıyor, hem de 1800’lü yılların başından başlayarak Almanya’da yaşanan toplumsal değişimleri köklü bi aileyi merkezine alarak işliyor.

Tahıl işleri ile uğraşan bu köklü ailenin dört kuşak boyunca geçirdiği devinim ise ağırlıklı olarak üç karakter üzerinden ilerliyor: Babası vefat ettikten sonra aile şirketinin başına geçerek Konsül ünvanına layık görülen Thomas; ailenin sıkı sıkıya bağlı olan kurallarını koruyabilmek adına aşık olduğu çiçekçi kızdan ayrılan Tony ve yine ailesinin itibarını korumak için başarısız evlilikler yapan Christian...

Güçlü ve köklü bir aileye sahip olmanın insanın sırtında yarattığı kambur, aile itibarını korumak adına alınan kararlarla harcanan hayatlar, insanın yaratılışı gereği özünde zayıf ve aciz olduğunu gösteriyor.

Roman, öyküsünün hiç karmaşık bir yapıda olmaması ve dilinin sade olmasıyla akıp gidiyor. Bu yüzden kitabın hacimli olması sizi ürkütmesin. Thomas Mann’ı daha önce okumadıysanız da yazarı tanımak için iyi bir başlangıç olacaktır.

Keyifli haftalar...