Üniversite mezunu Dilara Bozdağ, özel sektörde bir süre çalışıp işten ayrıldıktan sonra tasarım ürünleri yapmaya başlamış bir genç. Bozdağ, çocukluğundan beri ilgisi olan tasarımı geliştirerek çantalar, cüzdanlar ve daha birçok şey üretiyor. Genç tasarımcı Dilara Bozdağ, gazetemiz Güçlü Anadolu’ya tasarımlarını ve yaptığı ürünleri anlattı. Üretmenin kendisine iyi geldiğini ifade eden Bozdağ, çocukluğundan bu yana tasarım işleriyle ilgilendiğini belirterek, “Ruhumu doyuracak asıl işin tasarım işi olduğuna 2 yıl önce tam anlamıyla karar verdim” dedi. Öncelikle bize kendini tanıtabilir misin? Radyo ve Televizyon Yayıncılığı bölümünden mezunum, 30 yaşındayım. Okuldan mezun olduktan sonra yaklaşık 9 sene AVM’de özel sektörde çalıştım. Fakat 2 yıl öncesine kadar ruhumun doyuracak asıl işin tasarım iş olduğuna karar verdim. Ama istediğim kadar bu konunun üzerine düşemedim. Maalesef bu tür şeylere ülkemizde pek değer verilmiyor. Tasarıma tam olarak ne zaman başladın? Esasında ilkokuldan itibaren benim boyama, çizme, kesme gibi şeylere merakım vardı. Ama gerçek anlamda bir ürünü çıkartmaya 2 yıl öncesinde başladım. Yoksa küçükken kıyafet çizerdim, desen çizerdim, hatta çikolata kaplarından ebru çalışmaları bile yapardım. Fakat hayat mücadelesi araya girince bir süre üzerine o kadar düşemedim. Bunun için kursa gittin mi ya da eğitim aldın mı? Tamamen kendi çabalarımla bir şeyler öğrendim, öğrendikçe de kendimi geliştirdim. Her seferinde bir öncekinin üzerine koyarak ilerlemeyi denedim. Bu esasında içten gelen bir şeydir. Önceleri keçeleri elde dikiyordum, sonrasında dikiş yapmak için dikiş makinesi aldım örneğin. Dikiş makinesini satın aldığım kişi bana makinenin nasıl kullanılacağını gösterdi. Sonrasında ise dedem Ali Bozdağ, Ankara’nın en eski kasket ustalarından ve hala da Saman Pazarı’nda dükkanı bulunuyor. Dedem dükkanındaki dikiş makinesinden nasıl dikiş dikileceğini gösterdi. Evde pratik yaptıkça dikiş konusunda kendimi geliştirdim. Dedenin kasket ustası olduğunu söyledin. O halde senin tasarıma yönelmende, dikiş dikmende dedenin etkisi olmuş mudur? Genetik olarak olmuş olabilir. Resme olan ilgimin annemden geldiğini düşünüyorum. Dikişin ise dedemden bana geçen bir özellik olduğuna inanıyorum. İlk başta da dediğim gibi bu tür özelliklerin ben genetik olabileceğini düşünüyorum. “TASARIM KONUSUNDA SINIR KOYMANIN DOĞRU OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM” Peki, neler dikiyorsun, nelerin tasarımını yapıyorsun? Çanta, yastık, cüzdan, el çantası, sırt çantası gibi birçok şeyi dikiyorum. Şuan yoğunluk çanta gibi görünüyor ama aslında diktiğim ya da tasarladığım ürünlerde bir sınır yok. En basitinden bir masa örtüsü de yapabilirim. Ben özellikle de tasarım konusunda sınır koymanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bunun dışında hem keçe hem de normal kumaşla beraber ufak ufak ürünler yapıyorum. “KARNIMDAN ÖNCE RUHUMU DOYURMAM GEREKLİ” Şuan geçimini bundan mı sağlıyorsun? Henüz çok istiyor olmama rağmen bu işten tam anlamıyla geçimimi sağladığımı söyleyemem. 2 yıl önce işsiz kaldığımda Ankara Kalesi’nin civarında geziyordum. Kale’nin etrafında gezerken bir cam atölyesine girdim. Orada birkaç dakika vakit geçirdikten sonra çok huzurlu olduğumu hissettim. Sonrasında ise az da olsa karnımdan önce ruhumu doyurmam gerektiğini ve kesinlikle böyle bir işimin olmasını hayal ettim. Kendi kendime ellerimle üretmemi söyledim. Bu kararı almış olsam da çoğu zaman her şey hayal ettiğimiz gibi olmayabiliyor. Çünkü piyasa çok acımasız ve kendi işimi yapmak istediğinde önüne tonla sorun çıkabiliyor. Bunu aşmanın yolunun ise bir süreliğine başka bir işte çalışarak bazı şeyleri yoluna koymak gerektiğini düşünüyorum. Sermaye kesinlikle bir iş yeri açmak için ya da çok daha iyi ürünlere imza atmak için önemli. Ama ben hepsinden önemlisinin ise ‘şans’ olduğunu düşünüyorum. Kumaş üzerine boyama da yapıyorsun. Biraz da ondan bahsedebilir misin? Evet, kumaş üzerine boyamalar da yapıyorum. Bunun için de eğitim almadım, yine kendi çabalarımla öğrendim. Kumaş üzerine boyama yaparken elimde bir örnek varsa ya ondan bakarak ya da çizim zorsa parşömen kağıdından yardım alarak çizimler yapıyorum. Bazen ise kendi hayal dünyama göre hareket ediyorum. Şunu da eklemek gerekir ki Hamamönü’nde deri çanta satışları yapan bir dükkan vardı ve oraya gidip gelirdim. Muhakkak oradan da aldığım şeyler olmuştur. INSTAGRAM’DA ‘KALINKA HANDMADESIGN’ ÜZERİNDEN SATIŞ YAPILIYOR İlerisi için planların ne? Dedemin Saman Pazarı’nda kasket dükkanı olduğunu söylemiştim. Şimdilik dedem bana dükkanda ufak bir bölüm ayarladı. Orada ürünlerimi satmaya çalışıyorum.  Görsel olarak da insanların ilgisini bu şekilde çekebileceğini düşündüm. Birde yaptığım ürünleri evde bekletmektense dedemin dükkanda insanlara sunmanın daha mantıklı olduğuna kanaat getirdim. Dedemin dükkanı üzerinden bir ivme kazanabileceğimi düşünüyorum. Bunun yanı sıra Instagram üzerinden de ‘kalinka handmadesign’ hesap üzerinden satışlar yapıyorum. Orada da yaptığım ürünlere güzel bir ilgi var. Elişi ile uğraşan ama bu işi geliştirmekten çekinen insanlara vermek istediğin bir mesaj var mı? Ticari amaç güdülmüyorsa, ruhlarına, zihinlerine yaptıkları iş iyi geliyorsa onu yapmaya devam etsinler ve bırakmasınlar. Kendilerini bastırmasınlar. Bir ikincisi ise her şeyi atmasınlar, biriktirsinler. O atmadıkları şeyler bir gün onlara lazım olacaktır. ‘Bunun miadı doldu artık, atalım’ dediğimiz şey bir gün belirli aşamalardan geçip satışa sunulduğu vakit birisinin hoşuna çok gidip, içine sinerek sizden onu satın alabiliyor. Son olarak ben hayatın kimi zaman yeterince bunaltıcı olduğunu düşünüyorum. Bu durumda kimisi müzikle, kimisi resimle, kimisi sporla hayatını renklendirirken ben de kendi hayatım için böyle bir tercihte bulundum. Bizi okuyanlara tavsiyem yaptıkları işten para kazanamayacak dahi olsalar da kendilerine huzur veren, kendilerini rahatlatan şeyi yapmaya devam etsinler. Umarım ben ve benim gibi düşünen insanlar bir gün hayallerini tam anlamıyla yaşayabilirler. (Türkan ÇATAL YILDIZ)