Dünya öyle bir hale geldi ki artık gerçek kardeşliği bulmak neredeyse imkânsız. Çünkü artık ilişkiler çıkar üzerine kurulu. Bunu sadece arkadaşlık bağlamında da düşünmek gerekmiyor. Çoğu zaman aile ilişkileri bile bir çıkarın üzerine kurulmuş durumda. Çıkar üzerine kurulmuş ilişkiler ise insanları bireyselleştirip egoist bir hale sokuyor. Hatta bahsettiğim kişiler kendisinin dışında var olan gerçekliği, toplumsal yaşantıyı göremez hale geliyor. En azından gözlemlerim böyle. 

Ben kavramı hayatımızın merkezine yerleşmiş durumda. Toplumu acilen içine düştüğü bu durumdan kurtarmak gerekir. Bunun için de kimin üzerine ne düşüyorsa onu yapmalıdır. Aksi taktirde paylaşım yapacak ve birbirimize düşünecek bir dünyayı kısa zamanda arar olacağız. Bu konuda size kısa bir hikayeden bahsetmek istiyorum;

Bir zamanlar uzak bir ülkede iki erkek kardeş yaşarmış birlikte babalarından kalan çiftlikte çalışırlarmış. Büyük kardeş evliymiş. Çocukları da varmış. Küçüğü ise evli değilmiş. Her akşam iki kardeş topladıkları buğdayı eşit bir şekilde bölüşürler kendi ambarlarına götürürlermiş. Bir gün küçük kardeş kendi kendine:

“Buğdayı eşit bölmek doğru değil. Çünkü benim eşim ve çocuğum yok. Fazla buğdaya da ihtiyacım yok.” diye düşünmüş. Gece vakti gizlice kendi buğdayından bir çuval alıp, kardeşinin buğday ambarına götürmüş.

O günlerde ağabey de kardeşini düşünüyormuş:

“Benim canım kardeşim yapayalnız yaşıyor. Yaşlanınca ona bakacak çocukları bile yok. Benim çocuklarım yaşlanınca bana bakarlar. İyisi mi ben kendi buğdayımdan kardeşime vereyim.”

O da gece kalkmış. Gizlice kardeşinin ambarına gitmiş. Kendi buğdayından bir çuvalı kardeşinin ambarına bırakmış.

Böylece birbirlerinden habersiz her gece aynı şeyi yapmaya başlamışlar. Bu yüzden ikisinin de buğdayı azalmıyormuş. İkisi de “Allah Allah buğdayım neden hiç azalmıyor?” diye merak edip duruyormuş.

Bir gece ağabey yine sırtına bir çuval buğday almış. Kardeşinin ambarına götürecekmiş. Az sonra karşısında ne görsün? Kardeşi de bir çuval buğdayla onun evine gitmiyor muymuş? İşte o an iki kardeş neler olduğunu anlamışlar. Çuvalları bırakıp sevgiyle birbirlerine sarılmışlar.

İşte kardeşlik bu

Yukarı da bahsettiğim kardeşliği bir an önce mümkün kılmalıyız ki, çocuklarımıza ve insanoğluna güzel bir dünya bırakabilelim. Bu güzel kardeşliğin yolu, yukarıda da belirtildiği gibi paylaşımdan ve birbirini düşünebilmekten geçiyor. Bir şeyler yediğimizde dahil, o şeyleri yiyemeyen herkesi düşünmeliyiz. Biz birey olarak üzerimize düşeni en iyi şekilde yaptığımız sürece çok güzel örnekler ile karşılaşmış oluruz. Unutmayalım ki toplumu kurtaracak olan bireyin kendi sorumluluğunun farkına varmasıdır. Eşit, bol paylaşımlı ve gerçek kardeşliği olduğu yarınlar dileğiyle.

Editör: TE Bilisim