Bir bireyin kendisini, yaşadığı topluma ve bulunduğu çevreye göre konumlandırması uyum sağlaması açısından önemlidir. Fakat kişi kendisini bulunduğu ortamda diğer insanlarla kıyaslamaya başladıysa artık iş kendisi işin sakıncalı bir duruma girmiştir. Bu noktadan sonra en büyük sakıncası ise kendilerinden ziyade çevrelerindeki insanlara hayatı çekilmez kılmalarıdır.

Çünkü egoları çok yüksektir, kendilerinin diğer insanlardan daha iyi, daha akıllı, daha üstün vs. olduğuna inanmak isterler ve hatta inanırlar. Bundan dolayı her fırsatta kendilerini kanıtlayabilmek için başkalarına sürekli eleştirilerde bulunurlar. Tek dertleri kendilerini hep üst pozisyonda tutma ve algılatma isteğidir.

Aşırı derecede alıngandırlar. Onlara olumsuz yorum yapmak mümkün değildir. Yaptığınız anda üzerinize atlarlar. Öyle tepki verirler ki sanki ‘kusursuzluğunu’ bir daha bir daha kanıtlamak isterler.

Çünkü başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğü konusunda endişelidirler.

Eleştirilmekten hiç hoşlanmayan bu tipler, eleştirmeyi severler. Onları sıkça birilerinin olumsuz özellikleri hakkında konuşurken bulabilirsiniz.

Agresif ve kavgacıdırlar ve kavgaları genelde alınganlık huylarından kaynaklanır.

En belirgin özellikleri üstünlük sağlama çabası ile ezikliğini kamufle etmeye çalışmalarıdır.

Ve tüm bu özellikleri ile anlaşılması zor, ilişki biçimlerinin sevip saymaktan çok savaşmaya yönelik olan insan tipleri olarak karşımıza çıkarlar.

Sonrası ise malumunuz iş hayatı, özel hayat gibi hayatın her alanında bulunup gündelik yaşantımızın her anını çekilmez kılarlar. Yani “İnsanlarla uğraşmak zordur” anlayışının mimarlarıdır.

Editör: TE Bilisim