CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'da bir otelde muhabirlerle bir araya geldi. Muhabirlerin sorularını cevaplayan Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığı önemli bir görevdir. Eğer millet ittifakı kabul ederse evet aday olurum.” ifadelerini kullandı. Kurumlardan randevu isteğinin reddedilmesi üzerine yine de kurumlarla görüşmeye gitmesine ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, “Bizim kitabımızda sokağa çıkmak yok ama haksızlığa uğrayan herkesin hakkını arayacağız, demokratik yollardan arayacağız.” dedi. 

Kılıçdaroğlu, “Millet İttifakı olarak bana sorulduğunda ‘evet’ derim. ‘Cumhurbaşkanlığı önemli bir görevdir. Eğer millet ittifakı kabul ederse evet aday olurum.’ Sonuçta yanlış bir şey söylemiyorum. Bir ittifak ‘sen aday olacaksın’ diyorsa ‘hayır efendim ben olmam’ deme şansınız yok, olmaz da zaten” dedi. 

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başları şöyle:

“Belli bir zaman dilimi içinde hava koşulları el verirse mitingleri sürdüreceğiz. Şu tarihte, şurada burada değil; mitinglere çok ağırlık vermeyeceğiz. Ağırlığı meslek örgütleri, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, gençlerle buluşmaya vereceğiz.  Bu toplantıların mitinglerden daha verimli olduğunu düşünüyorum. Meslek kuruluşları ya da kanaat önderleri ile yaptığımız toplantılar, bizim CHP’ye sempati duyan veya oy veren kişiler değil; tam aksine bize biraz mesafeli ama ‘CHP ne düşünüyor, sorularıma ne yanıt verecek’ diye merak eden insanlar, gelsin soru sorsunlar, bizi tanısınlar, biz onları tanıyalım. Bir anlamda helalleşme sürecinin başlangıcı gibi bir şey oluyor. Bu toplantıları çok önemsiyorum. Bir bölümü kapalı oluyor, bu talep onlardan geliyor. ‘Bizi burada görürlerse AK Parti tarafından…’, onları da anlayışla karşılıyoruz.”

Zamları geri mi alacaklar? Köpüğünü almak için zamları da alması lazım. Yapacağını hiç sanmıyorum. Politik bir söylem, kendi tabanını rahatlatmak için kullandığı bir cümle. Ekonominin ne kadar kötüye gittiğini Erdoğan da biliyor. Eximbank’a talimat verildi, talepleri beş gündür karşılayamaz durumda. Erdoğan ekonomiyi de Türkiye’yi de yönetemiyor, yönetme gücü, kapasitesi, bilgisi yok, birikimi yok. Onun için sık sık 84 milyonu bindirmiş freni patlamış bir kamyona, hep beraber yokuş aşağı gidiyoruz. Erdoğan’ın izlediği ekonomik politikanın tipik sonucu bu.”

“ERDOĞAN ERKEN SEÇİME GİTMEK ZORUNDA”

“Erdoğan erken seçime gitmek zorunda. Ülke yönetilemez noktaya geldi, Hazine’nin piyasanın durumu, vatandaşın durumu malum. Nereye kadar götürecek? Geçen her gün 84 milyonun sırtına yeni yükler geliyor. Hazine çok parlak değil, borçlar ödenecek, faizi düşürdük dediler. Tam tersine Hazine’nin borçlanma faizi, vatandaşların faizi yükseldi, bütün faizler yükseldi. Elde edilecek gelirlerle bunlar karşılanabilir. Yeni borçlar alınması lazım, nereden, nasıl bulacaklar bilmiyoruz. Erdoğan’ın yapacağı öncelikli şey süratle seçime gitmektir.

MEB’e gitmeden önce Sayın Bakan’dan randevu istedim, gelmedi. Haksızlığa uğrayan öğretmenler var. Basın toplantısı yaptık beraber, orada da Milli Eğitim Bakanlığı’na gideceğimi söyledim. Uzun süre bekledik. Yaklaşık 15 saat sonra gittim ben. Mavi tık esprisi çıktı. Randevu istediğimi söylemiş ama bakan cep telefonuna bakmamış vs. Bakana ulaşamıyoruz… Oraya gittiğimde haksızlığa uğramış bir kişinin haksızlığa uğrama gerekçesini Sayın Bakan’dan öğrenmek istiyorum. Randevu verilmiyor, gençler adına oraya gidip o açıklamayı yaptım. Kalabalıkta kilidi filan göremedim. Erdoğan ‘gelemezsin, gidemezsin.’ Bizim değil TBMM Başkanı’nın tepki göstermesi lazım. Seçilmiş bir milletvekili, bırakın genel başkan, bir kamu kurumuna nasıl giremez? Bu eleştiriyi hazmedememektir, adaletsizliği sürdüreceğiz, ‘sen neden hak arayanların yanındasın’ demektir. Ankara İl Başkanlığı, örgütü toplamak istemiş, ben ‘hemen gelmesinler, ben ve kadın milletvekilleri gideceğiz’ dedim. ‘Sokağa çıkacağız, asacağız, keseceğiz’ yok öyle şey. Ben onların haklarını savunacağım, hazırlıklar yapılıyor. İnternet sitesi hazırlanıyor. Gençlerin nasıl elendiğini internet sitesinde göreceksiniz. Bir insanın elinden ekmeğini nasıl alırsınız? ‘Bunlara sahip çıkmayın’ deniliyor. Kime sahip çıkacağız? Haksızlığı yapan Erdoğan’a mı sahip çıkacağız. ‘Erdoğan çok iyi yaptı, bu gençleri ezdi ‘mi diyeceğiz? Bizim kitabımızda sokağa çıkmak yok ama haksızlığa uğrayan herkesin hakkını arayacağız, demokratik yollardan arayacağız.”

“İSTANBUL, AK PARTİ’NİN YANDAŞLARI YEMLEDİĞİ BİR HAVUZ”

“İstanbul, AK Parti’nin yandaşlarını yemlediği bir havuz, büyük bir rant vardı ve onu AK Parti yandaşlarını yemlemek için, kendi medyasını destekliyordu. Olmayan bir işi olmuş gibi onayını verip parasını veriyorlardı. Bina ihalesine çıkmışsınız böyle bir iş yok, ortada da bina yok, parası ödeniyor. Bu kişi şimdi Ulaştırma Bakanı. Başka bir ülkede olsa bu bakan bir dakikada orada oturamaz. Hırsızlığın meşrulaştığı bir ortamda rahatlıkla bunu yapıyor, rahatlıkla bakan olarak atanıyor. Tıpkı rahatlıkla rüşvet alanın büyükelçi olarak atanması gibi. Bizde hazırlık şöyle yapılıyor, polis baskını gelirse ne yapacağız, müfettişler geldiğinde ne yapacağız? Müfettişlere verdiğiniz belgenin örneğini alacaksınız. Belgeyi yok edebilirler, yırtar ‘vermediler’ der. Savcı da yandaş. Yolsuzluklar konusunda bu kadar hassas olan İçişleri Bakanlığı, 34 yolsuzluk dosyasına el koydu büyükşehrin. Ne oldu bunlar? AK Parti döneminin yolsuzlukları. Şimdi Ulaştırma Bakanı olmamış biri işi olmuş gibi adama para ödemişsin. Cumhurbaşkanlığı’na, bakanlıklara makam araçları. Tam bir yağma Hasan’ın böreği dönemi yaşandı. Bakanlık bunların dosyasını istedi, üstü örtüldü. Medyanın bunu takip etmesi lazım. Benzer haksızlık bizde olursa biz üstüne gideriz. Amaç dikkatleri başka bir yere çevirmiş. Toplam kamu zararı İBB’nin tespit ettiği, 13 milyar 202 milyon TL. İyi para.”

“EĞER MİLLET İTTİFAKI KABUL EDERSE EVET ADAY OLURUM”

“Millet İttifakı olarak bana sorulduğunda ‘evet’ derim. ‘Cumhurbaşkanlığı önemli bir görevdir. Eğer millet ittifakı kabul ederse evet aday olurum.’ Sonuçta yanlış bir şey söylemiyorum. Bir ittifak ‘sen aday olacaksın’ diyorsa ‘hayır efendim ben olmam’ deme şansınız yok, olmaz da zaten. Anketler yapılır başka şeyler de yapılır ama yanlış bir şey yapıyoruz. Nerede yanlış yapıyoruz? Ya arkadaş nasıl bir cumhurbaşkanına ihtiyaç duyuyoruz. Mesela bu sorulmuyor. Anket yapacaksam önce bunun sorulması lazım. ‘Nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı’ konusunda toplumun bir nabzını tutmamız lazım. Topluma önce bunu anlatmamız lazım, biz nasıl bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Hangi partiden olursa olsun vatandaştan, ev kadınlarından tutun, işsizlere kadar, sanayicilerden tutun, apartman görevlisine kadar. Bu ülke nasıl bir cumhurbaşkanı istiyor? Biz bu tartışmayı hiç yapmıyoruz mesela. ‘Kim olsun’ diyoruz. Nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı? Devleti teslim edeceksiniz. Ağzından dudağından çıkan her şey bir anlamda hayata geçmiş oluyor. Öyle bir düzen var.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim