Ankara’nın 98 kilometre batısında yer alan Beypazarı, konakları, tarihi dokusu ve yöresel ögeleriyle ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekiyor... İlk ismi  “Kaya Doruğu Ülkesi” anlamına gelen “Lagania olan ilçe, topraklarında farklı kültürlerin izlerini taşımaya devam ediyor. Ankara’ya yaklaşık 1.5 saat uzaklığında olan Beypazarı, mimarisi, yapıları ve gelenekleriyle tarihin izlerini yaşatmayı başarabilen nadide yerler arasında olmaya devam ediyor.  Tarihte pek çok eski uygarlıklara ev sahipliği yapmış Beypazarı’nın gezilecek yerlerinden bazılarını sizler için derledik… Beypazarı güveci ve Beypazarı kurusu gibi geleneksel lezzetleri, telkari ve dokumacılık gibi çeşitli el sanatları ile öne çıkan Beypazarı, tüm kültürel değerleri ile ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor. Beypazarı Belediyesi’nin sitesinde yer alan bilgilere göre; ‘’Beypazarı’nın çok eski bir tarihe sahip olduğu tarihi belge ve kalıntılardan anlaşılmakta. Yapılan inceleme ve araştırmalara göre Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizanslıların gelip geçtiği ve hüküm sürdükleri görülmektedir. Mağaralar, antik buluntular, kaleler ve höyükler de yerleşimin eskiliğini ispat etmektedir.’’ “KAYA DORUĞU ÜLKESİ’’ ‘’İlk ismi  “Kaya Doruğu Ülkesi” anlamına gelen “Lagania”dır. M.S. 491-518 yılları arasında hüküm süren Doğu Roma (Bizans) İmparatoru Anastasios’un; o zamanlar piskoposluk merkezi olan Lagania’yı ziyaretine atfen şehrin adı “Anastasiopolis” (Anastasio Kenti) olarak anılmıştır.’’ ‘’ Beypazarı, köklü kültürü ve bu kültürün halen içinde yaşatıldığı tarihi konaklarıyla canlı bir kent dokusuna sahip. Kent dokusunu oluşturan temel özelliklerini muhafaza etmeyi başaran Beypazarı halkı,kültürel miraslarının en önemli öğeleri olan tarihi yapıların içinde yaşamlarını halen sürdürmektedir.’’ ‘’Beypazarı’nda yerleşim alanları, dönemin diğer Osmanlı yerleşim merkezlerinde olduğu gibi dini ve kültürel sebeplerden dolayı camii,hamam,çeşme ve çarşı merkezli olarak kurulmuştur. Beypazarı’nın mevcut tarihi dokusunun yapılaşmasındaki etkenler ise çeşitlidir. Bu nedenler arasında; yeryüzü şekilleri, hakim rüzgar yönleri, zemin emniyeti, güvenlik ve savunma, kültürel ve sosyal özellikler-geniş aile yapısı-gibi pek çok etken doğrudan ya da dolaylı etkili olmuştur.’’ ‘’HİÇBİR YAPI BİR DİĞERİNİN IŞIĞINI KESECEK ŞEKİLDE YAPILMAMIŞTIR’’ ‘’Sokaklarda iç içe yerleşim tarzı benimsenmiştir. Bu nedenle kapılar, pencereler ve guşgonalar birbirine çaprazdan bakar şekilde düzenlenmiş, insanların, komşularına ve yeşile saygı göstermesinden dolayı hiçbir yapı bir diğerinin ışığını kesecek şekilde yapılmamıştır. Ayrıca konutların yerleşiminde, hava sirkülasyonu, gün ışığı, güneye ve sokağa dönüklük ve manzara önemli rol oynamıştır.’’ ‘’KÜLTÜRÜ KORUMANIN DAHA ÖNEMLİ BİR DEĞER OLDUĞUNUN FARKINA VARILMIŞTIR’’ ‘’Osmanlı döneminden kalan 200 yıllık tarihi özelliği olan 3500 civarındaki Beypazarı evleri 2000’li yılların başında başlatılan restorasyon hamlesiyle kent dokusu korunarak gelecek kuşaklara aktarılacak kültürel miras bilinci oluşturulmuştur. Eski evleri yıkıp apartman yapma yerine tarihi ve kültürü korumanın daha önemli bir değer olduğunun farkına varılmıştır.’’ Tarihin izlerini yaşatan Beypazarı’nda yerler sadece tarihi evler ile sınırlı kalmıyor. Doğal güzellikleri, tarihi yansıtan müzeleriyle ziyaretçilerini ağırlayan Beypazarı’nın görülmesi gereken yerleri ise oldukça fazla… HIDIRLIK TEPESİ ‘’Beypazarı´nı ziyaret edenlerin ilk uğrak yeri, şehrin tüm güzelliklerini bir arada görebildikleri Hıdırlık Tepesi´dir. İlçenin tüm bölgelerine hakim olan tepeden tarihi konakların ve doğal güzelliklerin ön plana çıktığı şehir dokusunu tüm ayrıntılarıyla seyredebilirsiniz.’’ İMARET MEYDANI VE EL SANATLARI MESLEKLERİ DÜKKANLARI ‘’Beypazarı’nın yeni gözde mekânı İmaret Meydanı’nda hizmete açılan El Sanatları Meslekleri’ne ait dükkânlar ziyaretçilerin büyük ilgisini çekiyor. . Kunduracı, semerci, dokumacı, bakırcı, kalaycı, yorgancı ve bindallı işlemeciliği gibi kaybolmaya yüz tutmuş  el sanatlarına yönelik mesleklerin tanıtıldığı ve ürünlerin satışa çıkarıldığı dükkânlarda yöre kültürüne özgü tüm ürünleri bulabilmek mümkün. Ayrıca ziyaretçiler, dükkânlarda çok sayıda meslek ürününü  bizzat yaparak satın alma fırsatı da buluyorlar. Tarihi ve kültürel özelliklerin korunması yönünde gerçekleştirilen projelerin en önemlilerinden biri olan El Sanatları Meslekleri dükkânları projesiyle; yıllar içerisinde unutulmaya başlanılan el emeğine dayalı zanaatkârlığın yaşatılmasına büyük katkı sağlanması amaçlanmaktadır. ‘’ ALAATTİN SOKAK ‘’Restorasyonu tamamlanmış ve hizmete açılmış birçok Tarihi Konağı barındıran Alaaddin Sokak; yöresel ürünlerin satıldığı standların kurulduğu şehrin en gözde mekanı. Beypazarılı ev hanımlarının tarhana, ev makarnası, cevizli tatlı sucuk, bazlama gibi el emeği ürünlerini tadarak  alışverişinizi yaparken, Anadolu insanının misafirperver ve içten mizacını tamamen koruyan Beypazarılılarla  sohbet etme fırsatı da bulabilirsiniz. Ayrıca pansiyon olarak hizmet veren dolap içi banyolarıyla, sofasıyla, sandıklarıyla yöresel tarzda döşenmiş konakları inceleyerek  geçmişe kısa bir yolculuk yapabilirsiniz.’’ KARAGÖL TABİAT PARKI ‘’Yüz yıllık kültür ve tarih mirasçılığına ev sahipliği yapan Beypazarı Karagöl Milli Parkı ile Ankara'da Doğa Turizmine yeni bir soluk getiriyor. Aladağlar'ın güneyinde, 1650 m. yüksekliğinde Ankara'ya 128, İstanbul'a 350, Bolu'ya 85 ve Beypazarı şehir merkezine 28 km uzaklıkta bulunan Karagöl, İç Anadolu'nun karasal iklimde dört mevsim farklı güzellikleri ile ziyaretçilere doğal terapi alanı sunuyor. Her iki tarafı yamaçlarla çevrili, çevresi çam ve dağ kavak ağaçları ile yaklaşık 50 çeşit bitki türü ile kaplı olan Karagöl şehrin kalabalığından sıyrılmak isteyenlerin, konaklayarak doğa sporlarını yaptığı, sınırlı bölgelerden biri olma özelliğini taşıyor. Bir krater gölü olan Karagöl, yer yer 80 metreye kadar inen derinliği ile, özellikle sazan balıklarının popülasyonunun yoğun olduğu bir alana sahiptir.’’ İNÖZÜ VADİSİ ‘’Beypazarı´nın kuzeyinde yer alan İnözü Vadisi; doğal bitki örtüsü ve kültürel kalıntıları ile oldukça zengin bir görünüme sahiptir. İnözü Çayı´nın aşındırıcı etkisiyle iki tarafı balık sırtı görünümünde yükselen dik kayalardan oluşan Vadi; doğa sporlarını sevenler için eşsiz güzellikler barındırmaktadır.’’ YAŞAYAN MÜZE Abbaszade Konağı; 19. yüzyılda yapımına başlanılan ve iki yıl içerisinde tamamlanan yan yana iki konaktan birisidir. Beypazarı’nın kuzeyinde, bir tepenin yamacındaki kayalılara sırtını veren Konak; Osmanlı döneminin mimari yapısını yansıtmaktadır. Beypazarı Belediyesi tarafından restore edilen ve “Yaşayan Müze” olarak ziyarete açılan Konakta; tarihi eşyaların yanı sıra yörenin en özel kıyafetleri olan “Bindallı” örnekleri de sergilemektedir. Ayrıca ziyaretçiler; ebru sanatı, ıhlamur baskısı gibi kültürümüze özgü sanatları uygulamalı olarak deneme fırsatı bulabildikleri gibi yerleşik kültürümüzü de birebir yaşama şansı elde ediyorlar.   BEYPAZARI KENT TARİHİ MÜZESİ ‘’Beypazarı ile ilgili ilk çağlardan günümüze kadar olan tüm tarihi seyirler; maketler, kalıntılar, dönem eserleri ve tüm belgelerle Kent Tarihi Müzesi’nde görülebilir. Kişisel araştırmalar için çok önemli bir arşivi de içinde barındıran Müze’de, Beypazarı’nın dünü ve bugünü en ufak ayrıntısına kadar canlandırılıyor.’’ TEKKE YAYLASI ‘’Beypazarı’na 10 km. uzaklıkta bulunan Tekke Yaylası piknik alanı olarak elverişli olması amacıyla orman içi parkı şeklinde düzenlenmiştir. Her yıl geleneksel olarak “Piknik ve Güveç” günü kutlanan yayla; temiz havası ve suyuyla şehrin gürültüsünden uzak kalmak isteyenler için doğal bir güzellik.’’ BOĞAZKESEN KÜMBETİ ‘’Ayvaşık Mahallesi, Kumsüren mevkiinde bulunan Boğazkesen Türbesi ile ilgili eldeki bulgular ışığında, Beypazarı’na ilk gelen Selçuklu Türklerinin  liderlerine ait Lahitlerin 13.yy da yapılmış olduğu tahmin edilmektedir. 17.yy’da Osmanlı İmparatorluğu döneminde onarım gören eserin, 1995 yılında da yeniden restorasyonu yapılmıştır. Türbede iki muhterem kişinin mezarları bulunmaktadır.’’ (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)