Milli Eğitim Bakanlığı, üç hafta sürecek yarıyıl tatilinin 23 Ocak Cumartesi günü itibariyle başlayacağını duyurdu. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan eğitim uzmanı Mustafa Kayaalp, bu dönem ilkokul ve ortaokulda sınav olmayacağını ifade etti. İlkokul ve ortaokulda okuyan öğrencilerin karne notlarının derse katılım puanı üzerinden verileceğine değinen Kayaalp, ikinci dönem yüz yüze eğitimin başlamasının belirsiz olduğunu belirterek öğrencilerin yarıyıl tatilini verimli geçirmeleri ve ikinci döneme adapte olmaları gerektiğine dikkat çekti.

Korona virüsün gölgesinde uzaktan eğitim ile devam eden okullar 23 Ocak Cumartesi itibariyle yarıyıl tatiline girecek.  Pandemi sebebiyle tüm kademeler için kapatılan ve milyonlarca öğrencinin eğitimlerini çevrimiçi olarak yaptığı bir dönem geride kalırken öğrencilerin süreci nasıl geçirdikleri ve tatillerini nasıl geçirmeleri gerektiğini eğitim uzmanı Mustafa Kayaalp ile konuştuk. Gazetemize açıklamalarda bulunan çocukları uzaktan eğitim alan veliler ise öğretmenlerin ilgisinden oldukça memnun olduklarını belirttiler.

“KORONA VİRÜS VAKALARININ SON DURUMUNA GÖRE KARAR VERİLECEK”

Öğrencilerin geçtiğimiz Mart ayından bu yana belirsiz olan eğitimden dolayı adaptasyon sorunu yaşadıklarını ifade eden Mustafa Kayaalp, bu belirsizliğin bu yılın Eylül ayına kadar devam edebileceğini belirtti. 15 Şubat’ta okulların yüz yüze eğitime geçip geçmeyeceğinin ise belirsiz olduğuna değinen Kayaalp, “Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un süreci çok iyi götürdüğünü düşünüyorum. Bakan yaptığı son yaptığı açıklamada okullarda çevrimiçi eğitimin 22 Ocak'a kadar süreceğinden bahsetti. İkinci yarı 15 Şubat'ta başlayacak fakat okulların yüz yüze eğitime geçip geçmeyeceği ise henüz belirsiz. Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle yapacakları görüşmeler ve korona virüsü vakalarının son durumuna göre kararını verecek. Umuyorum ki Bakanlık herkesin içine sinecek bir karar verecektir” dedi.

Bir dönemi geride bırakırken ilkokul ve ortaokulda sınav olmayacağına değinen Kayaalp, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu dönem ilkokul ve ortaokulda okuyan öğrencilerin karne notları, EBA üzerinden gerçekleştirilen derslere katılım puanı üzerinden verilecek. Öğrencilere verilecek puan ise dönem boyunca gösterdikleri performansları ve ödevleri üzerinden belirlenecek.”

Kayaalp ayrıca liselerde ise ilk dönem yapılacak sınavların ikinci dönem yapılacağını ve karne notlarının sınavlar sonucunda belirleneceğini belirtti.

“YARIYIL TATİLİ EN VERİMLİ ŞEKİLDE GEÇİRİLMELİ”

Öğrencilerin yaklaşık bir yıldan bu yana okuldan kopuk bir dönem geçirdiklerine değinen Kayaalp yarıyıl tatilini ise en verimli şekilde geçirmeleri gerektiğini söyledi. Geçen süreç içerisinde öğrencilerin adaptasyon sorunu yaşadıklarına değinen Kayaalp, “Her şeye rağmen biz öğretmenler olarak derslerimizi EBA üzerinden sürdürüyoruz. Derslere katılım oranları ise gayet yüksek... Fakat çevrimiçi eğitim yapmak yüz yüze eğitim yapmaya göre biraz daha zor. Öğrencinin derse katılımı, ödevlerini yapmakta isteksiz davranması, okulla olan ilişkilerin takip edilmesi daha zor oluyor. Yine de şartlar bunu gerektirdiğinden şu süreçte bundan daha iyisi yok gibi gözüküyor” diye konuştu.

Uzaktan eğitim için herkesin durumunun müsait olmadığına da değinen Kayaalp, “Bilgisayarsız, internetsiz evler var. Herkes derslere erişimde ne yazık ki aynı şartlarda değil. Bu ise haliyle bir dengesizliğe neden oluyor. Milli Eğitim Bakanlığı elinden geldiğince tablet ve internet konusunda yardımcı olmaya çalışıyor fakat Türkiye’de yüksek bir öğrenci sayısı var. Herkesin eksikliğini tamamlamak da biraz zor gibi duruyor” dedi.

Kayaalp sadece yarıyıl tatilinin değil evde geçirilen her sürecin aslında çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek konuşmasında şunlara yer verdi: “2020 yılının Mart ayından bu yana çocuklar evde vakit geçiriyorlar. Bir kısmı okula yeni başlamışken bir anda tekrardan kendisini yeniden evde buldu. Bu öğrenciler için de aslında travmatik bir mevzuya dönüştü. Bu noktada ise ebeveynlere daha çok iş düşüyor. Sadece yarıyıl tatili değil evde geçen her sürenin verimli bir şekilde değerlendirilmesi çocuğun ileriki okul yaşamı için önem taşıyor. Ebeveynler olabildiğince çocukları ile daha fazla ve verimli vakit geçirmeye baksınlar. Eğer çocukları okuma yazmayı henüz öğrenememiş ise bol bol çocuklarına kitaplar okusunlar, eğer ki çocuk okuma yazmayı biliyorsa çocuklarının kitap okuma alışkanlığını kazanmasını sağlasınlar. Bununla birlikte öğretmenlerin verdikleri ödevleri de çocuklarına zorlayıcı bir tavır yerine onları ikna ederek yaptırmayı sağlasınlar.”

Mustafa Kayaalp

“KIZIM ARKADAŞLARINI, ÖĞRETMENİNİ ÇOK ÖZLÜYOR”

Çocukları uzaktan eğitim alan ve ilkokul 3. sınıf ile lise 1 öğrencisi olan Hasret Akkaya, çocuklarının süreci kabullenmede biraz zorluk yaşadığını ifade etti. Çocuklarının okulda yüz yüze eğitim almayı daha çok istediğini belirten Akkaya, “Salgının başlaması ile evlerimize kapandık. Çocuklarım da bu süreci zor kabullenen çocuklardan oldu çünkü okula gitmeyi de seven çocuklar. Biz ebeveynleri olarak kendisine süreci anlayabilecekleri şekilde anlatmaya çalıştık, sonrasında yavaş yavaş süreci kabullenmeye başladılar neyse ki. Fakat sonrasında fark ettik ki sürece adapte olmaya çalışırken çocuklarımız evde vakit geçirmeye de gereksiz bir şekilde alışmaya başladılar. Umuyoruz ki en kısa sürede her şey normale döner.” dedi.

Çocuğu anaokulu öğrencisi olan Yasemin Çimen ise çocuğunun yaklaşık 7 haftadır uzaktan eğitim aldığını ve haftada en az 4 gün EBA üzerinden zooma bağlanarak yaklaşık yarım saat canlı ders gördüğünü belirterek şunları söyledi:

“Öğretmenimiz çok ilgili. Her hafta bize program göndererek günlük yapılacak aktiviteleri söylüyor. Biz de elimizden geldiği kadar programa uymaya çalışıyoruz, ben evden çalıştığım için kızımın ödevlerine EBA’ya girip ödev yapmasına yardımcı oluyorum ama çalışan bir anne için çok zor. İşe gitmeye başladığımda ödevine yardımcı olabilecek kimse yok, anneanne ve dede de bir yere kadar yeterli olabiliyorlar. Çalışan anne için yüz yüze eğitime geçilmesi daha mantıklı gözüküyor, çünkü bir çocuk öğretmenini dinlediği kadar anne babayı dinlemiyor maalesef ödev konusunda. EBA’ya her gün öğretmenimiz ödev yüklüyor, kızım da girip yapıyor. Bazen ben yardımcı oluyorum yapamadıklarında, okul sıralamasında kızım ilk 5’in içinde düzenli ödevlerimizi aktivitelerimizi yaptığımız için. Bu da öğretmenimizden kaynaklı, çünkü öğretmenimiz çok ilgili. Bazen EBA’ya girerken sıkıntı yaşıyoruz, özellikle sabahları çok yoğun olduğu için genelde akşamları giriyoruz. Kızım arkadaşlarını, öğretmenini çok özlüyor onun için çok zor evde kalmak. Yine de elimizden geldiği kadar yardımcı oluyoruz ailece.

Ezgi Karataş ise çocuğunun anaokuluna gittiğini belirterek şunları söyledi: “Benim çocuğum da her çocuk gibi öncelikle bu şekilde eğitime alışmaya zorlandı. Sonrasında ise öğretmenizin yakın tutumu ile süreci kabullendi. Şimdi kendisi soruyor ne zaman dersim var diye. Her veli gibi bizim için de zor bir dönem fakat elden de bir şey gelmiyor. Benim de tek dileğim bir an önce normal hayata dönmek.”

(Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim