Kitapçılarda dolaşırken uzay ve Güneş Sistemi ilgili kitapların olduğu rafların önünde uzun zaman geçirmeyi hep sevmişimdir. Bu tür kitapların sayfalarını çevirdiğimde hep başka bir dünyaya pencere açılıyor gibi hissederim. Ancak yazarlarının çoğunun yabancı olmasına ise hep üzülür, kendi kendime ‘neden biz böyle kitaplar yazamıyoruz’ diye sorardım. Gökyüzündeki yıldızlar hakkında bilinmesi gereken ilk bilgilerden biri, bazılarının diğerlerinden daha parlak olduğudur. Kitaplarda bu nedenle gökyüzüne ilişkin anlatımlar yapılırken, yıldızların parlaklıklarını tanımlamak için Arapça “kadir”, İngilizce ve Fransızca: magnitude, ‘büyüklük’, Almanca: Grössenklasse, ‘büyüklük sınıfı’ sistemi kullanılır. Yıldız parlaklıklarının antik dönemde Anadolu’da başlayan bir de tarihçesi var: M.Ö. 2. yüzyılda İznik’te doğan ancak çalışmalarını daha çok Rodos Adası’nda sürdürmüş olan filozof Hiparkos (Hipparchos), yıldızların ne kadar parlak olduğunu, bir diğeri ile karşılaştırarak anlamaya çalışmış, bu sırada günümüze kadar ulaşan ve hâlen de kullanılan ‘parlaklıkları karşılaştırma’ sistemini geliştirmiştir. Hiparkos, 1022 yıldızdan oluşan bir katalog derlemiş, listesindeki yıldızları 6 parlaklık aralığına ayırmıştır. Her aralık, bir (1) kadir eşiti parlaklık farkını yansıtıyordu. Listedeki en parlak yıldızlar “Birinci Kadir Yıldızlar”, sonraki en parlak grup “İkinci Kadir Yıldızlar”… olmak üzere sınıflama devam ediyordu. Günümüzde de hemen hemen aynı yöntemin kullanılırken ‘Kadir Sistemi’ diye isimlendireceğimiz bu sınıflama ve sıralama sisteminde, 1 birim kadirlik parlaklık artışı, yaklaşık 2,5 kat fazla bir ışık enerjisi miktarı artışına karşılık geliyordu. Böylece 1. kadirden olan gökyüzünün en parlak yıldızları ile çıplak gözle görülebilen en sönük (6. kadirden) yıldızlar arasında 6 - 1 = 5 parlaklık aralığı bulunuyordu. Bu durumda, en parlak yıldızlar en sönük olanlardan yaklaşık olarak (2,5) x (2,5) x (2,5) x (2,5) x (2,5) = (2,5)5 = 97,7 ~ 100, yani yaklaşık 100 kez daha parlak olmaktadır. Demek ki gözümüz, en parlak yıldızlardan 100 kez daha sönük (6. kadirden) yıldızları görebilmektedir ve açık ve karanlık bir gecede çıplak gözle görülebilen en sönük yıldızlar 6. kadirdendir. Astronomik nedenlerle sönük yıldızlar sayıca, parlak yıldızlardan çok daha fazladır. En iyi koşullarda, karanlık ve iyi bir konumdan, çıplak gözle, toplam 3000 kadar yıldız görülebilir ve sayılabilir. Ayrıca yıldızlar, sadece parlaklıkları değil, gözümüze görünen renkleri itibarıyla da farklılıklar gösterirler. Renk farklarını yaratan, yıldız atmosferini oluşturan atomların karışım oranları ve sahip olduğu yüzey sıcaklığıdır. Bunlar ise daha temelde, yıldızın yaşı ve kütlesi ile ilgilidir. Yazımızın başında, gökyüzü ile ilgili neden Türk bilim insanlarının kitapları yok diyordum ya, sözünü geri alıyorum. Değerli bilim insanları M. Emin Özel ve A. Talât Saygaç’ın TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları arasından çıkan “Gökyüzünü Tanıyalım” kitabını mutlaka okumanızı öneriyor. “Gökyüzünü Tanıyalım” isimli kitap o kadar kapsamlı, o kadar bilgilendirici ki sayfalarında gezmekten usanmayacağınızı, her gezintide yeni bir şey öğreneceğinizi garanti ediyorum. Yukarıda Kadir Sistemi ile ilgili aktardığım bilgileri ben de bu kitaptan öğrendim. Bu arada küçük bir bilgi daha vereyim: Burçlara meraklılara da duyurulur, burcunuzla ilgili bilimsel bilgilere ulaşmak istiyorsanız, siz de bu kitabı mutlaka edinin.  

Editör: TE Bilisim