Pandemi tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ediyorken yaşlılar için getirilen kısıtlamalar da tartışılmaya devam ediyor. Yaşlılar için getirilen kısıtlamaların onları psikolojik ve fiziksel olarak etkilediğini ifade eden uzmanlar, her yaş grubu için aynı kısıtlamaların getirilmesi görüşünde. Şiddetsiz Toplum Derneği Genel Başkanı Rıza Sümer ise 65 yaş üstü için getirilen kısıtlamaları iyi niyete dayalı da olsa bir ceza olarak gördüğünü ifade ediyor.

Şiddetsiz Toplum Derneği Genel Başkanı Rıza Sümer ile 65 yaş ve üstüne pandeminin nasıl etki bıraktığını konuştuk. Sümer, pandeminin yaşlıları ruhsal, fiziksel ve ekonomik açıdan olumsuz etkilediğini ifade ederek pandemi bitse dahi bu etkilenmenin uzun süreceğine dikkat çekti. Yaşlılara getirilen kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini söyleyen Sümer, “Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyulduğu takdirde bu virüsten yaşlılar da korunabilir ve yaşlılar da artık kendilerini koruyabilir” dedi.

“YAŞLILAR RUHSAL VE BEDENSEL AÇIDAN ÇOK ETKİLENDİ”

Hem ruhsal hem de bedensel açıdan yaşlıların bu süreçten çok etkilendiğini ifade eden Sümer,  “Aslında sadece yaşlılar değil kime yasak konduysa süreç herkesi çok etkiledi ve şuan herkes çok mutsuz. Ben sporcu olduğum için gün içerisinde bizlere verilen süreyi çok iyi değerlendirdim, olabildiğince yürüyüşlerimi yaptım. Fakat birçok kişi bunları yapabilmiş değil” dedi.

Hafta içi 65 yaş ve üzeri için verilen saat 10.00 ve 13.00 arasındaki zaman aralığını çok az bulduğunu ifade eden Sümer, yaşlılar için getirilen kısıtlamaları iyi niyete dayalı ve koruma amaçlı olarak gördüğünü fakat kendileri için verilen kısa süreyi bir tür şiddet olarak yorumladığını belirtti.

65 yaş üstü bireylerin pandemiden en çok etkilenen yaş grubu olduğunu dile getiren Sümer sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu etkilenmenin ise uzun süre kaybolmayacağına inanıyorum. Dolayısıyla koruyoruz diye getirilen kısıtlamalar çok daha ağır kayıpları beraberinde getirilebilir. Maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyulduğu takdirde bu virüsten yaşlılar da korunabilir ve yaşlılar da kendilerini koruyabilir. Ama ne yazık ki kurallara 65 yaş ve üzerinde de uymayanlar var. Risk grubunda olduğu halde bu kurallara uyulmamasını ve üzerine de sigara içilmesini ben hayretle karşılıyorum açıkçası. Çoğunluk kurala uysa da kurala uymayanlar yüzünden herkes tehlike altına giriyor bu kez.”

Pandemi süresince kullanılan maske gibi temizlik ürünlerinin sokaklarda yerlere atıldığını ifade eden Sümer, “Ben bu görüntüleri gördükçe kendi adıma çok üzülüyorum. Fakat bunları yapan 65 yaş üstü vatandaşlara da şahit oluyorum” dedi.

65 yaş üstü vatandaşlara getirilen kısıtlamaları iyi niyete de dayalı olsa bir ceza olarak gördüğüne vurgu yapan Sümer, “Kurallara uyulduğu takdirde yaşlılar için getirilen kısıtlamalar yumuşatılmalıdır. Esasında virüsten korunmanın yolu tam kapanma ise bu yaşlar arasında ayrımcılık yapmadan herkes için uygulanmalıdır” diye konuştu.

Şiddetsiz Toplum Derneği Genel Başkanı Rıza Sümer

“YAŞLILARA GETİRİLEN KISITLAMALARIN PEK ÖNEMİ KALMADI”

Lokantalar ve kafe gibi yerlerin tekrardan açılmasının gündemde olduğunu hatırlatan Sümer, “Tabi ki kurallara uyularak açılabilir. Fakat insanlarımız kurallara uymuyor. Devlet görevlileri ve yerel yönetimler denetim işlemlerini yerine getiremiyor. Aslında son derece basit olan bir süreçte 65 yaşa getirilen kısıtlama onların kamuya olan güvenini azalttı” ifadelerini kullandı.

Sümer sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben ve eşim bütün kurallara uyuyor olsak da evimizde genç de yaşıyor ve o dışarıyla olan bağlantısını devam ettiriyor. Bu açıdan bakınca yaşlılar için getirilen kısıtlamanın esasında pek de öneminin olmadığı fark ediliyor. Biz ise bu süreçte kendimizi sıkıntı altında bırakıyor ve bizleri psikolojik olarak üzüyor.”

“Şunu da söylemek gerekir ki 65 yaş üzerinde olup da insan hakları, hayvan hakları, kadın hakları gibi birçok konu üzerine sivil toplum kuruluşlarında çok iyi çalışmaları olan binlerce insanlar var. Getirilen kısıtlamalar ile onları evde tutarak esasında Türkiye’ye yazık ediliyor. Ben de dahil olmak üzere gönüllü çalışmalarımızı yapamıyoruz. Tüm bunları bir araya getirince bu da bizler için bir tür şiddet.”

Yaşlıların pandemi ile ekonomik sorunlarının daha da arttığına değinen Sümer bununla ilgili ise şunlara değindi: “Artan hayat pahalılığından dolayı yaşlılar pandemide daha çok ekonomik sorunlar yaşıyorlar. 65 yaş üstü olup da çalışan birçok insan da var. Ekonomik kayıpları da bu anlamda çok büyük... Bu süreçte ekonominin dışındalar ve üretim yapamaz durumdalar, hatta yaptıkları üretimin karşılığını alamıyorlar. Aynı zamanda sosyal hayattan da kopmuş durumdalar.”

“HER BİREY RUHSAL VE FİZİKSEL AÇIDAN TEHLİKE ALTINDA”

65 yaş üstünün kronik hastalıklarla boğuşan bir grup olduğuna dikkat çeken Sümer, pandemide sağlık kontrollerinin yaptıramadıklarını belirtti. Sümer sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu süreçte yaşamlarının bu açıdan tehlikeli boyuta varması da mümkün. Var olan kronik hastalıklarında iyileşme olmayacak ama hastalılarının daha tehlikeli boyuta erme ihtimali çok daha yüksek. Pandemiden dolayı birçoğu kontrollerini yaptıramıyor, rahatsızlıklarında hastaneye gidemiyorlar. Hastaneye gidecek dahi olsalar toplu taşıma kullanmak zorunda kalacaklar, bundan dolayı da bir endişe yaşıyorlar. Toplu taşıma yerine taksi kullanacak olsalar bunu karşılayacak ekonomik güce de sahip değiller. Yani yaşlılar her anlamda pandemiden dolayı abluka altına alınmış durumdalar.”

65 yaş ve üzeri her bireyin ruhsal ve fiziksel açıdan tehlike altında olduğunu ifade eden Sümer, “Günlük bize verilen 3 saati ben yürüyüş yaparak, olabildiğince ruhsal açıdan kendimi iyi hissetmemi sağlayacak şekilde dışarda geçirerek en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Bunların yanında sigara da kullanmıyorum. Ama bizler için verilen 3 saati ben yeterli bulmuyorum. Saat 13.00’e geldiğinde koştura koştura evime giriyorum. Bu ise bizleri psikolojik açıdan daha çıkmaz bir hale sokuyor.” dedi.

“İnsanlarda da hala sorumsuzluk devam ediyor” diyen Sümer sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hepimiz haberlerde izliyoruz, gazetelerden okuyoruz o kadar vakaya ve ölüm sayısına rağmen birçok kişi nişan, söz, toplanma gibi şeylerden feragat etmiyor. Bir araya gelme arttıkça da hastalığın yayılımı da artırıyor. Bizi evlerimize hapsedenler de aslında bu sorumsuz insanlar. Eğer bir yanlış halk tarafından yapılıyorsa sorun ve çözüm halktadır. Fakat çözüm üretmesi gereken insanlar sorun yaratıyorsa sorunun çözümü de zordur. Umuyorum ki en kısa sürede salgın tüm dünyadan çekip gidecek ve bizler eski normal yaşamlarımıza dönebileceğiz.”

(Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim