Gelişmiş bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de yaşlı nüfusun sayısı hızla artıyor. Uluslararası alanda kabul gören kriterlere göre yapılan hesaplamaya göre bugün ülke nüfusumuzun yüzde 8,7'si yaşlı kategorisinde. Ve daha da önemlisi bu oran önümüzdeki yıllarda hızla artacak. Devletimizin hazırladığı projeksiyonlara göre bu oran 2023'de 10,1'e, 2040'ta yüzde 16'ya, 2060 yılında ise yüzde 21,6'ya kadar yükselecek. Peki, bu sürece ne kadar hazırlıklıyız? Artan yaşlı nüfusun gereksinim duyacağı sağlık, bakım, sosyal destek ve barınma ihtiyaçlarını karşılama kapasitemizi yükseltecek uzun vadeli bir eylem planına ihtiyacımız olduğu açık. Özellikle yaşlı bakım ve rehabilitasyon sürecine ilişkin ciddi planlamalara ihtiyaç duyuluyor. Geleneksel geniş aile formunda, bugüne değin yaşlıların bakımı ağırlıklı olarak aile içinde yapılırken; küçülen aile formu, aile içi yaşlı bakımı olanağını da giderek azaltıyor. Bu eğilim, yaşlılara yönelik olarak faaliyet yürüten bakım ve gözetim hizmetine olan talebi yükseltiyor. Bakanlık verilerine göre bugün itibariyle ülke genelinde hizmet veren huzurevi sayısı toplam 406. Bunlardan 152'si ilgili bakanlığa ait, geri kalanı ise özel sektör, belediye, dernek, vakıf ve azınlıklara ait. Hepsinin toplam kapasitesi 33 bin 800. Sorunu sadece bakım ihtiyacının karşılanması ve huzurevi kapasitesine indirgemek de yanlış olur. Yaşlılarımızın toplumumuzdan soyutlanmadan, hayatlarının ikinci baharında bütün güzelliklere erişebilecekleri koşulları yaratmamız için daha güçlü adımlar atmalı ve toplumsal duyarlılığı da en üst düzeye çıkarmalıyız...  

Editör: TE Bilisim