Değerli Okurlarım; Bu yazımı okuduğunuzda bir kısmınız “enkaz edebiyatı” yaptığımı iddia edebilir. Ancak; Güçlü Anadolu Gazetesi’nde “Başlarken” başlığıyla yazdığım ilkyazımda mümkün olduğunca tarafsız olacağıma ve özellikle belediyecilik alanında yapılan doğru ve yanlışları samimiyetle sizlere ileteceğime dair verdiğim sözü hep tuttum ve bu sözümü Allah’ın izniyle hep te tutacağım. Yazımın başlığındaki hususa geçmeden önce Türkiye’nin son 40 yıldır yaşadığı bütün sorunların kaynağı olan 12 Eylül 1980 faşist darbesini nefretle kınadığımı ve O faşist yönetimin yaptığı 1982 Anayasası ile halen daha yönetilmemizden duyduğum üzüntüyü belirtmek isterim. Değerli Okurlarım; Ankara Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ülkemizde millet ittifakı yönetiminde geçen belediyelerde büyük sorunlar yaşanıyor. Şüphesiz ki Millet İttifakı adayları kazandıkları belediyelerde var olan sorunları önceden biliyorlardı. Aday olduklarında da halka hem bu sorunları çözmeyi hem de daha iyi bir yönetimle çağdaş, yaşanabilir ve sürdürülebilir kentçilik kuracaklarını vaat ettiler. Bu çerçevede, göreve geldikleri tarihten itibaren öncelikle belediyelerinde mümkün olduğunca bürokrat ve teknokrat yapılanmasını yaptılar. Ankara Büyükşehir Belediyesinde Sayın Yavaş özellikle bürokraside sadece rötuşlar yapma ve çok geneli Sayın Gökçek ve Sayın Tuna döneminden kalan bürokratlarla çalışmayı tercih etti. Öyle ki; belediyedeki en üst düzey bürokratik kurum olan genel sekreterlik makamında ve belediyedeki en önemli hizmet birimi olan ASKİ Genel Müdürlüğü görevinde, geçen dönem de aynı makamlarda olan bürokratlarla çalışmayı tercih etti. Belediyedeki Yazıişleri, Mali Hizmetler, Dışilişkiler, Fenişleri, Çevre, Detek Hizmetleri ve Sosyal Hizmetler gibi birçok dairsi ile ASKİ ve EGO’da ki bürokrasi eski dönemin bürokratlarıyla yönetilmeye devam edildi/ediliyor. Dışilişkiler Dairesi Başkanının sosyal paylaşım sitesinde halen daha Melih Gökçek için “efsane başkan” diyen ya da Millet İttifakının en büyük ortağı olan CHP’ye “sizi gidi tek parti kalıntıları sizi” diyen, ya da hilafeti kaldıran Mustafa Kemal Atatürk’e “kahraman” demeyen bürokrat dahil, bu dairelerin birçoğunda tek bir değişiklik dahi yapılmamışken bir çoğunda da müdür ve şef düzeyindeki idari personelin neredeyse tamamı Sayın Melih Gökçek döneminden kalan bürokrasiden oluşuyor. Tüm bunların yanında Ankara Büyükşehir Belediyesinde hiçbir emekçinin ekmeğiyle oynanmadı, hiçbir emekçi haksız yere ve siyasi sebeplerle işinden atılmadı. Diğer yandan da 25 yıl süreyle tüm hakları Sayın Gökçek tarafından gaspedilen belediye çalışanlarına hak ettikleri etkin görevleri alamayanlar da Sayın Yavaş’a adeta isyan etme durumuna gelmişlerdir. Tüm bunlara rağmen, her geçen gün 23.5 yıllık saltanatı döneminde yaptığı usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları belgelenen internet fenomeni Sayın Melih Gökçek, kendi atadığı ve halen görevlerinde olan bürokrasi sayesinde Ankara Büyükşehir Belediyesini anlık olarak takip ediyor ve attığı çoğu mesnetsiz ve yalan twitlerle kamuoyunda algı yaratmaya devam ediyor. Değerli Okurlarım; Sayın Yavaş dönemindeki Ankara Büyükşehir Belediyesinin ilk yılı düzenleme, programlama ve projelendirmelerle geçti. Benim de içinde bulunduğum Belediye Meclisi tarafından, Büyükşehir Belediyesinin 2020 yılı bütçesi yaklaşık 12.3 Milyar TL olarak hesaplandı. Bu bütçenin yaklaşık 4.5 Milyarının (yaklaşık %35) birçoğu seçilmeden hemen önce işe alınan personel gideri olacağı ve bu bütçeden yaklaşık 1.5 Milyar (yaklaşık %10) Lirasının da Sayın Melih Gökçek döneminden kalan borçları ödemek oluşturuyordu. Yani toplam bütçenin neredeyse %50 kadarı daha belediye kasasına girmemektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 2020 yılı bütçesinin geri kalan %50’lik kısmının neredeyse tamamını da, toplu ulaşım, araç ve iş makinası bakımı, onarımı, park bahçe koruması, temizlik ile elektrik, gaz, gibi diğer cari giderler için harcanmak zorunda kalıyor. Sayın Melih Gökçek döneminde adeta hazinenin kapılarını Ankara Büyükşehir’e açan merkezi hükümet Sayın Mansur Yavaş’a tek kuruş dahi yardım yapmadığı gibi Belediye Meclisinde çoğunluğu elinde tutan AKP ve MHP Meclis üyeleri Sayın Yavaş’ın dışarıdan borç almasına da izin vermedi. Değerli Okurlarım; Tüm bu olumsuzluklara rağmen Sayın Yavaş, Ankara’nın değişim ve dönüşümünü Mart 2020 ile birlikte başlatma amacındaydı. Ancak, yaşanan pandemi süreci nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediyesi öngördüğü neredeyse tüm proje ve ihaleleri iptal etmek zorunda kaldı. Belediyenin tüm kaynakları halkın yaşatılması için seferber edildi. Milyarlarca adet maske ve dezenfektasyon malzemesi dağıtıldı, yüz binlerce ailemize ekonomik ve gıda yardımı yapıldı. Bu giderlere karşı, pandemi sürecinde belediyenin cari gelirleri neredeyse durma noktasına geldi, toplu taşım giderleri kapasite düşürülmesi nedeniyle iki katına çıktı, su gelirleri yarı yarıya düştü vb. Değerli Okurlarım; Pandemi sürecinde Ankara Büyükşehir Belediyesi Türkiye’nin en başarılı belediyeciliğini yaptı. Ama, önümüzdeki kış ayları öncesinde maalesef toplumuzun ve kış aylarının gerektirdiği kadar etkin olamama durumumuzu da göz ardı etmemeliyiz. Şöyle ki; en başta toplu ulaşım ve su sorunumuzu hep beraber göğüslemek zorundayız. Sayın Yavaş’ın tüm çabalarına rağmen MHP ve AKP’li meclis üyeleri toplu ulaşımdaki araç filo sayısının artırılmasına izin vermedi. Belediyenin zaten eksik olan toplu ulaşım araçlarıyla kış aylarında pandemi nedeniyle yarı kapasite ile toplu ulaşım hizmeti verilecek. Bu nedenle maalesef daha uzun süreler otobüs veya metro duraklarında beklemek ya da kısa mesafeleri yürümek zorunda kalacaksınız. Belediye meclisi izin vermediğinden, Ankara’da ki eksik su ve kanalizasyon şebekeler tamamlanamadı, Sayın Gökçek döneminde 25 yıl hiç dokunulmayan eskimiş şebekeler yenilenemedi, yeni su kaynakları yaratılamadığı için Ankara’da büyük bir su sorunu bulunmaktadır. Bu nedenle Ankara halkı su kullanımı konusunda daha tasarruflu olmak zorunda. Sağlıkla ve sevgiyle kalın…

Editör: TE Bilisim