Divriği Kültür Derneği’nin Zafer Çarşısı Güzel Sanatlar Galerisi’nde düzenlediği kermes ve resim sergisi Başkentlilerle buluştu. Perşembe günü sona eren sergiye vatandaşların ilgisi büyük olurken birbirinden farklı el emekleri de stantlarda sergilendi. Kermes kapsamında stantları bulunan Demet Günendi ve Nezahat Güneş gazetemize açıklamalarda bulunarak ’ Üretmek en büyük terapi’’ ifadesini kullandı. Divriği Kültür Derneği’nin Zafer Çarşısı Güzel Sanatlar Galerisi’nde düzenlediği kermes ve resim sergisi Başkentlilerin yoğun ilgisine uğradı.  16 Ocak Perşembe günü sona eren sergide resimden, ahşap boyamaya, sergiden, örgüye kadar birçok el sanatı ziyaretçilerle buluştu. ‘’SANATLA UĞRAŞMAK GÜZELLİKLERLE UĞRAŞMAK DEMEKTİR’’ Kermes kapsamında gazetemize açıklamalarda bulunan Demet Günendi, şunları dile getirdi: ‘’Divriği Kültür Derneği çatısı altında  Zafer Çarşısı’nda sergimizi açtık. Düzenlenen sergi ile yapmış olduğum eserleri sergileme fırsatı yakaladım. Aslen de Sivas- Divriğiliyim. 14 senedir el sanatlarıyla uğraşıyorum. Ahşap ve seramik uzmanlık alanım son 2 senedir seramik sanatına daha da ağırlık verdim.  Sanatla uğraşmak güzelliklerle uğraşmak demektir. İnsanı, kötü düşüncelerden arındırıyor, meşguliyet veriyor. Şimdi evdeki mobilyaları ve çelik kapıyı da boyamaya  başladım. Hem sanat yapıyorum hem de günümün büyük bir çoğunluğunu dolduruyorum. ‘’ ‘’FARKLI BİR DÜNYANIN KAPISINI ARALAMANIZI SAĞLIYOR’’ Ahşap boyamanın evde kolayca yapılabileceğini dile getiren Günendi, ‘Ahşap boyama tekniği, sınırsız renk seçenekleriyle farklı bir dünyanın kapısını aralamanızı sağlıyor. Kimi zaman bakmaktan sıkıldığınız bir eşyanızı değiştirirken, kimi zaman da yepyeni ham bir objeyle yaşadığınız mekâna büyük paralar harcamadan düzenleme imkânı yaratıyor. Evde kolayca yapılabilmesi ise ahşap  boyamanın en büyük artısı. Zımparaladıktan sonra boyaması oldukça kolay evde rahatlıkla herkes yapabilir’’ ifadesini kullandı. ‘’PEK ÇOK TEKNİKLE AHŞAP BOYAMA YAPILABİLİR’’ Günendi:  Ahşap bir objeyle çalışmaya başlarken yapılacak ilk işlem zımparalamadır. Ardından boyama işlemi gelir.  Objeyi bir kat boyadıktan sonra muhakkak üzerinden tekrardan bir zımpara geçirilmelidir.  Varak, çatlatma, eskitme, dekupaj, transfer gibi pek çok teknikle ahşap boyama yapılabilir. Bu işlemler bittikten sonra ve objenin üzerindeki boya kuruduktan sonra ahşap verniği ile son rötuşlar gerçekleştirilir. ‘’SERAMİK, ANADOLU TOPRAĞINDAN DOĞMUŞ 8000 YILLIK BİR GELENEK’’ Seramik yapımıyla da uğraşan Günendi, ‘’Seramik sanatı, çömlekçilik, çinicilik, tuğla ve kiremit üretimi olarak gruplandırılabilir. Seramik sanatı neredeyse insanlık tarihiyle eş değer..               İnsanoğlu önce suyu kullandı, sonra toprağı, sonra da ateşi. Anadolu insanı medeniyetlerin oluşmasıyla birlikte yaratıcılığı, ve yeteneği 8000 yıl öce bir ayaya geldi ve seramik malzemeyi keşfetti’’ dedi. ‘’İLERİDE AHŞAP VE SERAMİK EĞİTİMİ VERMEYİ ÇOK İSTERİM’’ El sanatlarıyla uğraşmaya başladıktan sonra hayatındaki değişimleri aktaran Günendi, şunları kaydetti: ‘’Hem ahşap sanatı hem de seramikle ilgileniyorum ama ne yalan söyleyeyim seramik sanatı bana daha yakın ve daha modern geliyor. Yaparken oldukça keyif alıyorum. Sanatla uğraşmaya başladıktan sonra hayatımda gözle görülür değişimler oldu. Zafer Çarşısı’nda ilk defa ürünlerimi sergiledim. Önceden, sadece eşe dosta hediyelik ürünler yapıyordum şimdi artık yaptığım ürünler kermes sayesinde herkese açık ve daha görülebilir oldu.  Hedefim kendime birikim yapmak ve ileride bunun eğitimini verebilmek. Ahşap veya seramikle uğraştığım zaman her şeyi unutuveriyorum. Benim için büyük bir terapi. İşin en güzel kısmı da yaptığım ürünlerin beğenilmesi.. Olumlu geri dönüşler almak beni daha da motive ediyor’’ ‘’ÜRETEN KENDİNİ, ÜRETMEYEN BAŞKALARINI TÜKETİR’’ Son olarak gazetemiz okurlarına ve kadınlara seslenen Demet Günendi’’ Kadınlarımız kesinlikle boş durmasınlar.  Üretmek en büyük terapi. Özellikle yaptığınız çalışmalar beğenildiği zaman inanılmaz keyif alıyorsunuz. 14 senedir bu işle uğraşıyorum ve yaptığım bir üründen para kazandım. Sadece para kazanma amaçlı da düşünmeyin. Güzel bir söz var, üreten kendini, üretmeyen başkalarını tüketir. İnsan bir şeyler ortaya çıkarınca kendiyle gurur duyuyor’’ şeklinde konuştu. GÜNEŞ: BÜYÜK BİR AŞKLA BOYUYORUM Kermes kapsamında gazetemize konuşan bir diğer isim Nezahat Güneş ise şunları dile getirdi: 1972 Divriği Avşarcık doğumluyum. Önceden bankacılık işiyle uğraşıyordum. Bankacılığı bıraktıktan sonra kendimi ahşap boyama işine verdim. Ahşap, polyester ve seramik boyuyorum.  Ahşap işine Yenimahalle Belediyesi’nin kurslarında başladım hala da devam etmekteyim.  Açıkça söylemek gerekirse büyük bir aşkla boyuyorum. Gece- gündüz boyuyorum adeta terapi. Sanatınıza yoğunlaştığınızda hiçbir şey düşünmüyorsunuz. Bir yerden sonra boya boya evde yer kalmıyor. Yaptığımız ürünleri bir şekilde satışa sunmalıyız ki daha fazla ve daha güzel şeyler ortaya koyabilelim. Kısacası yola devam etmek gerek.   Biz de sergilere ve  kermeslerde yaptığımız ürünleri sergiliyoruz. Divriği Kültür Derneğine’de bizlere bu fırsatı vermiş olduğu için çok teşekkür ederim’’ ‘’TELEFON VE TELEVİZYONDAN KAFAMIZI KALDIRIP HAYATIN İÇİNE KARIŞALIM’’ Güneş: Bizim ülkemizde maalesef el sanatları beklediği ilgiyi göremiyor. Oysaki yurt dışında el emeği ürünlere oldukça değer veriliyor. Hem çok büyük bedeller ödeyerek ürünü satın alıyorlar hem de ürünü ortaya koyanı onure ediyorlar.  Ne yazık ki biz de el sanatlarını yaşatacak olan gençler de artık yetişmiyor.  İzlenimlerime göre gençlerimiz biraz da daha kolay para kazanmanın peşinde. Bunu yapmasınlar çünkü bu ülkede el sanatlarına da oldukça ihtiyaç var. Herkesin bir hobisi, bir el sanatı olması dileğiyle. Yeter ki boş boş durmayalım ve gereksiz şeylere kafa yormayalım. Telefon ve televizyondan  kafamızı kaldırıp  hayatın içine karışalım. Tüketim toplumu olmak yerine üreten bir toplum olalım.’’ ‘’KADINLARIMIZ DOĞALARI GEREĞİ ÜRETKEN’’ Kadınların muhakkak bir işle meşgul olmaları gerektiğini savunan Nezahat Güneş, ‘’ Kadınlarımız doğaları gereği oldukça zeki ve üretkenler. Evde boş boş oturmak dizi veya programları izlemek yerine örgü örsünler, ahşap boyasın, resim yapsınlar. Yaptıkları şey önemli değil. Yeter ki atıl kalmasınlar, körelmesinler.   Kendine uygun seveceği bir dalda vakitlerini doldursunlar. Hem sıkıntı ve streslerini atmış olurlar hem de aile bütçesine ufak da olsa bir katkı sunmuş olurlar’’ dedi. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)  
Editör: TE Bilisim