Keçiören Belediyesi ve Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü işbirliğiyle gerçekleştirilen ‘Uluslararası Türk Kültürü SempozyumuYunus Emre Kültür Merkezi’nde başladı. TÜRKSOY ve Türk Dil Kurumunun da destekçisi olduğu sempozyum 3 gün sürecek. Uluslararası niteliği ile Türk kültürünün Asya’dan Avrupa’ya uzanan serüveni ve bıraktığı izlerinin işleneceği sempozyuma yurt içi ve yurt dışından Türk kültürü üzerine çalışmalar yapan bilim insanları katıldı. 3 gün sürecek ve 35 oturumda Türk kültürü üzerine bildirilerin sunulacağı sempozyum 5 Ekim tarihine kadar devam edecek. Türk kültürünün gelişimini konu edinen ilk sempozyum olma özelliği taşıyan etkinliğin açılış programına Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Azerbaycan Diller Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Abdullayev, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı katıltı. Sempozyum öncesinde TÜRKSOY’un “Türk Kültür Başkentleri” adlı fotoğraf sergisinin açılışı da yapıldı. Türk dünyasına hizmetlerinden dolayı Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’a TÜRKSOY tarafından ‘Ahmet Cevad Madalyası’ verilirken, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü tarafından da onurluk takdim edildi. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, Keçiören’in kültür, tarih, medeniyet ve dil gibi alanlarda bir minyatür olduğunu ifade etti. İnsanın elindekinin kıymetini bilmesi gerektiğine vurgu yapan Altınok, “Değerlerini yitiren toplumlar, benliklerini yitiren toplumlar, kültürlerini kaybeden toplumlar yok olmaya mahkumdur. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Bir taraftan da ne kadar zengin bir tarihe kültüre, medeniyete sahip olduğumuzun inanın farkında değiliz. Olanımız var ama olmayanımızın oranı çok” diye konuştu. “MİLLETİN, MEDENİYETİN VE TARİHİN EVLADI OLMAKTAN ŞEREF VE BAHTİYARLIK DUYUYORUZ” Başkan Turgut Altınok, uluslararası niteliği ile Tür​k kültürünün Asya’dan Avrupa’ya uzanan serüveni ve bıraktığı izleri üzerine gerçekleştirilecek sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, “Tarihimize, geçmişimize, kültürümüze, geleceğimize ve varlığımıza yapmış olduğu desteklerden dolayı değerli hocamız Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’a ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Devletlerin kültürleri, gelenekleri, örf ve adetleri vardır. Zengin, engin ve derin bir milletin, medeniyetin ve tarihin evladı olmaktan şeref ve bahtiyarlık duyuyoruz. Değerli hocalarımız sempozyumda kültürümüzü, bizi biz yapan değerlerimizi üç gün boyunca anlatacak, yürek sözlerini çatacak ve değerli fikirlerini dile getirecekler. Sempozyuma katkı veren, uzaktan yakından gelen tüm hocalarımıza teşekkür ediyoruz.” dedi. “DEĞERLERİNİ VE BENLİKLERİNİ YİTİREN, KÜLTÜRLERİNİ KAYBEDEN TOPLUMLAR YOK OLMAYA MAHKÛMDUR” Türk kültürünü yaşatmak için nefer olmaya devam edeceklerini ve Türk kültürünün zenginliği konusunda farkındalığın artırılması gerektiğine de dikkati çeken Altınok konuşmasını şöyle sürdürdü: “Değerlerini ve benliklerini yitiren, kültürlerini kaybeden toplumlar yok olmaya mahkûmdur. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Ne kadar zengin bir tarih, kültür ve medeniyete sahip olduğumuzun bazen farkında olamıyoruz. Bunun farkında olanlar elbette var. Sibirya'dan Altaylara, Tanrı dağlarına, Avrupa'ya, Orta Doğu'ya varıncaya kadar zengin ve derin tarih, kültür ve medeniyetimiz var. Bir dönem tarihi ve kültürü unutulmuş bir Türkistan yani Turan coğrafyamız vardı. 90'lardan sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılması ile birlikte yeni bir düzen kuruldu. Kardeşlerimizin özgürlüğüne kavuşması ile birlikte kaybolmaya yüz tutan veya kaybettirilmek istenen kültürümüz de yeniden ortaya çıktı. Atatürk diyor ki, ‘Ey Türk gençliği! Atanı tanıdıkça kendinde büyük işler başarmak için güç, kuvvet ve kudret bulacaksın.’ Elbette birçok değerlerimizin yozlaştığı, yok edildiği bir dönemdeyiz. Bu bakımdan gençlerimiz tarihini ve kültürünü iyi öğrenmeli ve yaşatmaya devam etmelidir. Keçiören de Türk kültürün minyatürdür. Tarihimizi, kültürümüzü, sanatımızı, biz yapan geçmişten günümüze tüm değerlerimizi yaşatan bir şehirdir.” "UFKUMUZ NE KADAR GENİŞSE TÜRK VATANI O KADAR GENİŞTİR" Türk sınırlarının sadece yaşadıkları coğrafyadan ibaret olmadığını dile getiren TDK Başkanı Gülsevin, "Büyük bir Türk isminden ve büyük bir Türk kültüründen bahsediyoruz ama vatan neresidir, sınırı neresidir. Vatan elbette ne Türkiye'dir ne Türkistan. Vatan belli, adını koysak da Turan diye sınırı çizmek nasıl olacak, sınırı da yüz sene önceye, elli sene önceye göre ufkumuz ne kadar genişlediyse çok geniş tutulabiliriz" dedi. Yurt içi ve yurt dışından Türk kültürü üzerine çalışmalar yapan 135 bilim insanının katılacağı sempozyumun ilk gününde Estergon Türk Kültür Merkezi’nde gala yemeği düzenlenecek. Yemek programında “Kültür Bakanlığı Türk Dünyası Müzik ve Halk Dansları Topluluğu” Orta Asya’dan Balkanlara Türk Müziği esintileri sunacak. Sempozyum ikici gününde Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nde yapılacak, üçüncü gününde ise tekrar Yunus Emre Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. 35 oturumda Türk kültürü üzerine bildirilerin sunulacağı sempozyum 5 Ekim 2022 saat 16.00’da yapılacak oturumlar sonrası hazırlanan kapanış bildirisi ile sona erecek.​ Uluslararası Türk Kültürü Sempozyumu açılış programı, Altınok ile Gülsevin’in konuşmaları sonrası yapılan madalya töreni ile son buldu. Sempozyum, 5 Ekim’de düzenlenecek olan kapanış programıyla sona erecek. Eyüp SARİ  

Editör: TE Bilisim