Geçmişi Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar dayanan tarihi Ulus Hali yıllar önce yaşanan alışveriş hareketliliğini mumla arar oldu. Kamu binalarının Ulus’tan taşınması ve birçok mekânın kapalı olmasından olumsuz etkilenen Ulus Hal Esnafı, çoğu Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı ve Somalili mültecilerin oluşturduğu müşteriler sayesinde ayakta kaldıklarını söyledi.

Mültecilerin çoğunun Ulus çevresinde yaşadığını kaydeden Hal Esnafı, son günlerde yaşadıkları alışveriş sıkıntısının mülteciler tarafından tamamlandığını belirtti. Yaklaşık 50 yıldır Ulus Halinde esnaf olan Yıldırım Süslü ve Sefer Yurttaş, zincir marketlerin açılmasıyla birlikte başlayan hareketsizliğin vatandaşın alım gücünün de azalmasıyla birlikte tavan yaptığını ifade etti. Hal çevresinde seyyar satıcılık denetiminin eksik olduğundan şikâyetçi olan Yurttaş ve Süslü, “Esnaf kira veriyor, vergi veriyor, işçi çalıştırıyor. Seyyar satıcı ise bunların hiçbirini yapmıyor. Seyyar satıcılarla rekabet etmemiz bile mümkün değil, çünkü bizden daha ucuza ürün satıyorlar” dedi.

“AVM’LER VE BÜYÜK MARKETLER İŞLERİMİZİ CİDDİ DERECEDE ETKİLEDİ”

55 yaşında olduğunu ve 10 yaşından beri Ulus Halinde meyve sebze sattığını dile getiren Süslü, 45 yıldır Ulus Haline hiçbir şeyin yapılmadığını söyledi. Değişen tek şeyin çatı olduğunu belirten Süslü, “Alışveriş olarak baktığımızda 25-30 yıl önceki kalabalığı arıyoruz. O zamanlar daha yoğundu. Alışveriş merkezleri ve büyük marketler olmadığı zaman burası çok yoğundu. Ankara’nın alışveriş merkeziydi. Şimdiki zamanın beş altı katı yoğunluk vardı. Bu iki durumdan olumsuz etkilendik. Şu an dışarıdan gelen Somali, Irak, Suriye ve Afganistan’dan gelen misafirlerimiz bu civarda oturdukları için var olan alışveriş eksikliğini kapatıyorlar” şeklinde konuştu.

“HAFTA SONU YASAKLARI EN ÇOK İŞ YAPTIĞIMIZ İKİ GÜNÜ ELİMİZDEN ALDI”

Pazarın kalabalığına rağmen virüs vakasına rastlanılmadığına dikkat çeken Süslü, “Ne esnaflarda ne de çalışanlarda herhangi bir vaka bulunmadı. Virüs çıktığından beri çalışanlarımızla birlikte buraya gelip gidiyoruz. Hiç birimize bir şey olmadı” dedi. Özellikle hafta sonu yasaklarının kendilerini olumsuz etkilediğine vurgu yapan Süslü, “İki günlük hafta sonu yasağı en çok iş yaptığımız günleri elimizden aldı. Cuma günleri biraz daha yoğun olsa da iki günün yerini tutmuyor. Vatandaşlarımızın marketten değil, taze ürünün bulunduğu pazarlardan alışveriş yapması gerekirken yapamıyor çünkü cebinde parası yok. Kredi kartı ile alışveriş yapıyor ve ihtiyaçlarını borçlanarak gideriyor ” açıklamasında bulundu. 

“SEYYAR SATICILARLA REKABET ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”

Ulus Halinin birçok temel sorunu olduğunun altını çizen Süslü, “Halin etrafında birçok seyyar satıcı ya da işportacı bulunuyor. Bu arkadaşlar pazarın girişini kapatıyorlar. Etrafımız kapatılmış durumda. Kirası, vergisi, elektrik ve su parası olmayan seyyar satıcılar sattıkları aynı ürünleri daha ucuzdan satabiliyorlar. Vatandaş da doğal olarak daha ucuz ürünü tercih ediyor. Onlarla rekabet etmemiz mümkün değil. Kırık birçok kaldırım var bu da çamura neden oluyor. Kırık kaldırımları onaran yok. Haksız bir işgaliye var buna son verilmesi lazım. Hal Derneği ya da Belediye bu soruna çözüm bulmalıdır. Son günlerde koronadan dolayı az da olsa genişleme olsa da bu yeterli olmuyor” diye konuştu. 

“7 BELEDİYE BAŞKANI DEĞİŞTİ FAKAT ULUS HALİ DEĞİŞMEDİ”

1970’ten beri Ulus Halinde balık sattığını söyleyen Balıkçı Yurttaş ise 51 bir yılda yedi belediye başkanı değişmesine rağmen Ulus Haline bir kazma bile vurulmadığını kaydetti. Yurttaş, “Ulus Hali, hep kendi kaderine ter edildi. Gelen herkes proje yaptı ama dokunan olmadı. Sadece koronavirüsten dolayı bugünlerde biraz temizlik yapıldığını görüyoruz. Büyükşehir Belediyesi ile İlçe Belediyesi anlaşamıyor olan buradaki esnafa oluyor. Buranın temizliği Altındağ Belediyesine ait o da yapmıyor. Kendi aramızda tuttuğumuz temizlikçi ile idare ediyoruz. Tarihin pazarın kaderine terk edilmesini istemiyoruz. 51 yılda sadece pazarın başı kapatıldı” ifadelerini kullandı

“PAZARIN ULAŞIM VE PARK SORUNU VAR” 

Ulus Hal esnafının ulaşım ve park sorunu yaşadığını ifade eden Yurttaş, “Dışarıdan buraya özel araçları ile alışveriş yapamaya gelen vatandaş aracını park edecek yer bulamıyor. Yöneticiler bu soruna bir çözüm bulmuş değil. Ayrıca Hal esnafı kira veriyor, vergi veriyor, işçi çalıştırıyor. Seyyar satıcı bunların hiçbirini yapmıyor. Fakat bizden daha çok satış yapıyor. Çünkü aynı ürünü daha ucuza satabiliyor. Bu durumun kontrol edilmesi gerekir” dedi. 

“KAFE, RESTORAN VE DÜĞÜN SALONLARININ KAPALI OLMASI İŞİMİZİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”

Türkiye’de en çok bulunan balığın üretim balığı olduğunu kaydeden Yurttaş konuşmasına şu şekilde devam etti: “Bu balıklar çupra, levrek, somon ve alabalıktır. Norveç’ten ithal edilen uskumru da devamlı bulunur ve fiyatlarında pek değişiklik olmaz. Yani 10 liraya aldığımız bir balığı 12 liradan satıyoruz. Çinekop, sardalye, Karadeniz mezgiti, Hamsi gibi balıklar denizden çok gelirse fiyat düşer az gelirse fiyat artar. Örneğin bugün kasasını 200 liraya aldığımız hamsi ertesi gün denizden az çıktığında kasası 500 liraya kadar çakabiliyor. Bu şekilde bir fiyat farkı olmaması gerekir. Taban fiyatı ve denetim olmalı, olmadığı için bu fiyat farkını yaşıyoruz. Eskiden bir taban fiyat oluyordu. Onun yukarısına çıkılmıyordu ama altından satılabiliyordu.”

“Sokağa çıkma yasaklarının yeniden düzenlenmesi gerekir. Bar, kafe, restoran ve düğün salonları kapalı. Onların kapalı olması bizim işlerimizi doğal olarak etkiliyor. Son yılların en ucuz meyve ve sebzesi satıyoruz fakat vatandaşta para yok. Vatandaşın alım gücü düştü. Her şey kredi kartı ile dönünce biz de iş yapamıyoruz. Asgari ücrete gelen zam ilk iki ayda eridi gitti. 7 milyon nüfusun asgari ücretle çalıştığı bir ülkedeyiz. Alım gücü nasıl yüksek olabilir ki. Müşteri ile çoğu zaman iki liranın pazarlığını yapıyoruz.” 

Haber: Kadir GÜRHAN

Editör: TE Bilisim