Dünya İşitme Günü kapsamında düzenlenen “Demant ile İşitme Sağlığı Buluşmaları” adlı bilgilendirme toplantısı online olarak Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Özgür Yiğit, Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Gonca Sennaroğlu, Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Topçular ve Demant Türkiye Genel Müdürü Filiz Güvenç sözcülüğünde gerçekleştirildi.

Dünya İşitme Günü kapsamında düzenlenen “Demant ile İşitme Sağlığı Buluşmaları” adlı bilgilendirme toplantısının açılışını yapan Demant Türkiye Genel Müdürü Filiz Güvenç, “Demant olarak 100 yılı aşkın tecrübemizle, işitme sağlığı alanına sunduğumuz ürünler ve farkındalık çalışmalarımızla katkı sağlamaktayız. Dünya İşitme Günü vesilesiyle işitme sağlığında erken tanı ve teşhise kamuoyunda dikkat çekerek, umut vaat eden yeni araştırmalar ve teknolojiler ışığındaki gelişmeleri paylaşmak ve böylece ülkemizde işitme kaybı yaşayan kişilerin bilgilendirilmesini çok değerli buluyoruz” dedi.

“TEŞHİS VE TEDAVİNİN HER YAŞ GRUBUNDA ÖNEMLİ”

Türk KBB-BBC Derneği Başkanı Prof. Dr. Özgür Yiğit; bugün dünyada 466 milyon kişinin işitme kaybı yaşadığını, 2050 yılına gelindiğinde bu rakamın 900 milyondan fazla kişiye ulaşmasının beklendiğini kaydetti.  Türkiye’de yaklaşık 3 milyon işitme kayıplı bireyin bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Yiğit, TÜİK verilerine göre ülkemizdeki işitme kayıplıların, nüfusa oranının %4,5 olduğunu belirtti.  İşitme kaybının, doğumsal olarak veya ileri yaştan ve uzun süreli gürültüye maruz kalmaktan kaynaklanabileceği gibi birtakım hastalıklardan, ototoksik ilaç kullanımı, immün sistem hastalıklarının da içerisinde bulunduğu farklı nedenlerden meydana gelebilmekte olduğunu belirtti. Pediatrik yaş grubunda dil ve konuşma becerileri için kritik yaşın aşılmaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yiğit, erken teşhis ve tedavinin her yaş grubunda önemli olduğunun altını çizdi. Erişkin yaş grubunda tanı almamış ve rehabilite edilmemiş işitme kayıplarının sosyal geri çekilmeye neden olabileceğini ve özellikle ileri yaş hasta grubunda bilişsel süreçlerin beklenenden hızlı kötüleşmesine yol açabileceğini kaydeden Prof. Dr. Yiğit, “İşitmemizi yaşa bağlı olmaksızın periyodik olarak kontrol ettirmeliyiz. Senede bir yapılacak işitme kontrolleri oluşabilecek herhangi bir işitme kaybını erken fark etme ve müdahale etme için hayati önem taşımaktadır” dedi.

“İŞITME KAYBINDA ERKEN DÖNEMDE İŞİTME CİHAZI KULLANIMINA GEÇİLMEDIĞİNDE, KULAKTAN BEYNE KADAR OLAN TÜM DURAKLAR ZAMANLA TEMBELLEŞEBİLİR”

OKSUD Başkanı Prof. Dr. Gonca Sennaroğlu; işitme kaybı yaşayan kişilerin hızlı bir şekilde tanılanıp, işitme kaybına uygun işitme cihazları kullanmadığında, zihinsel yorgunluk, konuşmaları duyduğu halde anlamama, özellikle kalabalık sohbetlere katılamama gibi işitme kaybının olumsuz etkilerinin giderek artış gösterebileceğini söyledi. “Kulaklar sesleri toparlayıp, uygun elektriksel sinyallere çevirse de işitme esasen beyinde gerçekleşmektedir. Kulaktan alınan sinyaller, beyne ulaştırılana kadar çeşitli duraklara uğramakta ve her durakta çeşitli özellikler kazanmaktadır. Bu özellikler sayesinde beyne ulaşan sinyaller anlamlı hale gelmektedir. İşitme kaybında erken dönemde işitme cihazı kullanımına geçilmediğinde, kulaktan beyne kadar olan tüm duraklar zamanla tembelleşebilir.” dedi. Prof. Dr. Sennaroğlu, yeni teknoloji destekli işitme cihazı kullanımının, kulaktan beyne giden ve zamanla körelen işitme sisteminin yetersizliğini telafi etmede en iyi seçenek olduğunu belirtti. “Kalabalık ortamlarda ve gürültüde konuşmayı anlama, sesin geldiği yönü belirleme ve sese odaklanma gibi beyin fonksiyonlarına destek olan yüksek teknolojik niteliklere sahip işitme cihazları bulunmakta. Bu yeni nesil cihazlar, beynin hem konuşmaya hem de etrafındaki tüm seslere dengeli bir şekilde ulaşarak kişilerin daha konforlu, daha anlamlı ve daha doğal bir işitme deneyimi yaşamalarını sağlamaktadır.” dedi.

DEMANS İLE İŞİTME KAYBI İLİŞKİSİSİ

Basın toplantısında dünyada yaklaşık 50 milyon kişinin yaşadığı demans ile işitme kaybı ilişkisine değinen Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Nöroloji UzmanıProf. Dr. Barış Topçular ise işitme konusunda erken tanı ve tedavinin demans ve buna bağlı olarak gelişen Alzheimer hastalığının önlenmesindeki önemini vurguladı. Demansa neden olan 12 temel faktörde iyileşme sağlandığı taktirde demans riskinin %40’lara varan oranda engellenebileceğini kaydetti. Demansın önlenebilir nedenlerine de değinen Prof. Dr. Topçular, “Dünyanın önde gelen bilimsel yayınlarından Lancet tarafından haziran ayında açıklandığı üzere, işitme sağlığı demansın önlenebilir nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor” dedi. Erken tanı ve tedavi ile, işitme kaybı ve yol açtığı sosyal izolasyon ve depresyondan kaynaklanan demans riskini %16 dolayında azaltmanın mümkün olabildiğini söyledi.

(Onur BİNGÖL)

Editör: TE Bilisim