Bilişim sektörünü üretmek ve doğru kullanmak dünyada önemli çalışmaların yürütüldüğü bir alan haline geldi. Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe ile Türkiye’nin bilişim konusundaki projelerini, dernek çalışmalarını ve teknoloji alanında gelinen son noktayı konuştuk. TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe, devletin yazılım konusundaki çalışmalarının ticarileşmesi gerektiğini söyleyerek, ‘’Devlet tarafından geliştirilen yazılım uygulamalarının ticarileşmesi gerekiyor’’ ifadelerini kullandı. Türkiye Bilişim Derneği Başkanı Rahmi Aktepe, ‘’Bizim yeni bir dernek olduğumuz düşünülüyor. Tabii ki yeni bir dernek değil. Sadece Türkiye’de değil dünyada da yeni bir dernek değil. Dünyanın bu sektördeki ilk derneği. Yani 1971 yılında kurulan bir dernek. Türkiye’deki bilişim alanındaki bütün hemen hemen ilklere imza atan ve bunları başlatan bir dernek. Bilişim, bilgisayar, donanım, yazılım gibi kelimeleri türeten ve kullanıma sunan, bu ve benzeri binlerce kelimeyi kattık. En son yaptığımız sözlük 14 bin kelimeyi içeriyor. 1994 yılında kamu yararına bir dernek olduk. 6 şubemiz, 22 tane de Türkiye’nin çeşitli illerinde temsilciliklerimiz var. Biz işlerimizi çalışma grupları vasıtasıyla yürütüyoruz. Yönetim kurulu 13 kişi ama Türkiye Bilişim Derneği’nin etrafında aktif çalışan sayısı hiçbir zaman 600’ün, bir zamanlar 1500’ün altında hiç olmadı. Dolayısıyla bu çalışma grupları ile ki bugün dil bayramı hem bu terimleri türetme hem de bu türetilen terimlerin yaygın bir şekilde kullanılması konusunda TBD’nin önemli bir çabası vardır. Bunu yıllarca da yapacağız. 1997 yılına ait bir broşürümüzde, internette Türkçe kullanımı ki o dönemde bu ‘ç,ş,ü’ gibi Türkçe karakter kullanma imkanı yoktu. Bunun kullanılması konusunda önemli çabalar verdik. Üretici firmaların standartlarına girmesi konusunda uğraştık’’ dedi. 50 BİN ÇOCUK YAZILIM KODLAMA EĞİTİMİ ALACAK Türkiye Bilişim Derneği olarak, Türkiye’nin bilişim alanındaki eksikliklerinin giderilmesi için büyük çaba sarf ettiklerini belirten Aktepe, ‘’Türkiye’nin hem bilişim sektöründe hem de kalkınmayla ilgili önemli boşlukları var. Bunları doldurma gereğini hissediyoruz. Tabii ki bizim düşüncelerimiz, gücümüzün de ötesinde oluyor. Yani gücümüz yetmiyor. Biz önce söylüyoruz, mesela 50 bin çocuğun yazılım kodlama eğitimi almasını söyledik. Bunu söylediğimiz zaman arkamızda hiçbir şey yoktu. Ama bunun yapılmasını istediğimiz ve yapacağımız için bu ifadeleri kullandık. Bunu yapacağız dedik. Ama şimdi altını yavaş yavaş doldurmaya başlıyoruz. 1 Ocak itibari ile bir terslik veya aksilik olmazsa, Garanti Bankası sponsorluğunda bu işe başlıyoruz’’ diyerek yeni projeleriyle ilgili müjdeyi verdi. SİBER GÜVENLİK UZMANI ALANINDA AÇIK VAR Türkiye’de siber güvenlik uzmanlığı konusundaki açığın kapatılması için 20 bin uzmanın yetiştirileceğiniz söyleyen Aktepe, ‘’Onun dışında yine Türkiye’de siber güvenlik konusunda ve siber güvenlik uzmanlığı alanlarında önemli bir açık olduğunu düşünüyoruz. Bunun doldurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili yine bir çalışmada bulunduk. Bu eğitim için 20 bin uzman yetiştireceğiz dedik. Bunun da altını yavaş yavaş dolduruyoruz. Bunu hem Mesleki Yeterlilik Kurumu ile yaptığımız görüşmelerde, bunun bir standardının belirlenmesi ve sertifikaya dayalı eğitimlerin başlatılması amacıyla girişimlerde bulunduk. Bunu da en kısa zamanda başlatacağız’’ şeklinde konuştu. ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERE NİTELİKLİ EĞİTİM Şehit yakınları ve gazilerin yazılım ve siber güvenlik uzmanlığı konusunda yetiştirilmeye başlanacağını söyleyen Aktepe, ‘’Özellikle şehit yakını ve gazilerin biliyorsunuz kamuya alımları söz konusu. Fakat biz önce gazilerimizi ve çocuklarını kutsallaştırıyoruz, onlara çok değer veriyoruz ki değeri hak ediyorlar ama sonra işe alıp onları eziyoruz. Çünkü nitelikleri itibariyle çok daha uygun olmayan işlerde çalışıyorlar. Onlar bundan rahatsız oluyorlar. O zaman yapılması gereken, onları işe almadan ya da işe girdikten sonra, niteliklerini ve becerilerini yükselten çalışmalar yapmak. Yine Türkiye Bilişim Derneği’nin bu anlamda, hem eğitim hem de onları siber güvenlik uzmanı olarak yetiştirmeye çalışacağız. Ya da yazılım uzmanlığı konusunda ara eleman olarak yetiştirmek üzere bir projemiz var. Bu da yakın zamanda hayata geçecek’’ ifadelerini kullandı. EMEKLİLER SEKTÖRE GERİ DÖNECEK Bilişim sektöründen emekli olanların, yakın bir zamanda sektöre geri dönmeleri ve tecrübeleri ile KOBİ’lere destek olmaları için çalışmalar yürüttüklerinin altını çizen Aktepe, ‘’KOBİ’lerle ilgili, önemli projelerimiz var. 31 ilde özellikle organize sanayi bölgelerinde, bilincin artırılmasına yönelik çalışmalar var. Çünkü bilişim sektörünün önemli ölçüde artık çalışmaya ihtiyacı var. Çünkü bilişim yeni bir sektör değil, emeklileri olan bir sektör. Dolayısıyla emeklilerimizi tekrar işe döndürme, eğitme ve sonrasında KOBİ noktalarına götürerek, KOBİ’lerin yapamadığı, tek başlarına değişim ve dönüşüme ayak uyduramadıkları noktalarda profesyonelleri devreye sokmak. Dolayısıyla emeklilerin çabasıyla KOBİ’lerin değişim ve dönüşümüne yardım çabamız var. Bu çok önemsediğimiz bir proje. Bunu en kısa zamanda hayata geçireceğiz’’ dedi. ‘’BİRÇOK KURUMLA ÇALIŞMA İÇİNDEYİZ’’ Birçok kamu kurum ve kuruluşu ile çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Aktepe, ‘’Kamu kurum ve kuruluşlarıyla ister istemez her noktada yolumuz kesişiyor. Sayın KOSGEB başkanımız, bizim fakirlikle mücadele olarak eleştirdiğimiz desteklerin değiştirilme amacı var. Bu konu bizden de yardım istiyorlar. Biz de düşünce ve projelerimizi paylaşıyoruz. Özellikle 1000 KOBİ 1000 ürün meselesi çok önemli. Bunun için KOSGEB’in kendi içinde de çalışmaları var. Onun dışında BTK, Sanayi Bakanlığı ile çalışmalarımız var. Sanayi bakanımız ‘size her zaman kapımız açık, her zaman projelerinizle gelin’ dedi’’ ifadelerini kullandı. ‘’TOPLUMUN EN AZ 20 YIL ÖNÜNDE YAŞAMALIYIZ’’ Bilişim derneği olarak, toplumun 10-20 yıl ilerisinde olması gerektiklerinin altını çizen Aktepe, ‘’Mesele şu, bu da bir öz eleştiri. Sektör bundan 10 yıl önce böyle değildi. Sektör her zaman raporlarıyla, ileriye adımların nasıl atılması gerektiği konusundaki yazılarıyla, her şeye hazırdır. Ama şu geçmiş birkaç yıldır sanki böyle bir beklenti olmadığı için bu raporlar hazırlanmıyor. Ya da devletin bunlara bakışı çok sağlıklı olmadığı için, bu raporlar hazırlanmıyorlar. Son dönemde, mesela bakanın toplantı yapacağı gün, yandaki oda da bakana verilecek rapor hazırlanıyor. Bu doğru değil. Bu da bizim öz eleştirimiz. Artık sektörün temsilcisi, sektörün en eskisi dediğimi Türkiye Bilişim Derneği’nin önümüzdeki 10,20 yılda neler yapılması gerektiğine dair elinde raporların olması gerekiyor. Çünkü bir sivil toplum örgütünün toplumun en az 10 yıl, 20 yıl önünde yaşama zorunluluğu var. Öncü olmanın koşulu bu. Yani ileriyi görüp o raporları devletten talep etmemiz gerekiyor. Diğer taraftan sivil toplum örgütlerinin temel amaçlarından biri siyaset ve siyasetçiyi etkilemektir. Yani çünkü sonuçta karar verici onlardır. Dolayısıyla bu raporların neler yapılması gerektiğini belirtmesi gerekiyor. Hatta mesela, devletin bir hedefi var 2023 yılında 10’un olacağım diyor. 10’un olmak hepimizi memnun eder, refahı arttırır, bizi belli noktalara getirir ama bu anlayışla yapamayız. Yüksek katma değerli üreterek bunu elde edebiliriz. Onu da ancak şu şekilde yapabilirsin, KOBİ’leri şu şekilde desteklemelisin gibi bizim hap gibi raporlarımızın olması gerekiyor. Biz bu raporları hazırlamaya başladık’’ ifadelerini kullandı. ‘’FİNANSAL ÖZGÜRLÜKLERİN SAĞLANMASI GEREKİYOR’’ Sivil toplum örgütlerinin finansal özgürlüklerinin önemine değinen Aktepe, ‘’Sivil toplum örgütlerinin doğruyu söylemesi için belli bir finans gücüne sahip olması gerekiyor. Yani sponsorluğa dayalı bir yapınız varsa, sponsorların gözünün içerisine bakarsınız. Dolayısıyla her zaman doğruyu söylemek mümkün olmayabilir. Onun için sivil toplum örgütlerinin, finansal özgürlüklerinin de, sürdürülebilirliklerinin de başkasına ihtiyaç duymadan sağlaması gerekiyor’’ dedi. ‘’GENÇ NÜFUS NİTELİKLİ OLMALI’’ Türkiye’nin genç nüfus sayısının yüksek olması nedeniyle nitelikli eleman yetiştirme konusuna ağırlık verilmesi gerektiğini hatırlatan Aktepe, ‘’Türkiye’de önemli bir potansiyel var. Hem genç nüfusumuzun olmasın, hem de girişimci bir ruha sahip olmamız çok önemli. Ama bunları iyi işlenmesi gerekiyor. Bu genç nüfusun nitelikli bir eleman haline getirilmesi gerekir. Biz Türkiye’de hiçbir zaman meslek okullarını tartışamadık. Bu tartışmayı sağlıklı bir şekilde yapılamadı. Meslek okullarını tartışamamamızdan dolayı, bugün organize sanayi bölgelerine gittiğinizde, kaynakçıdan ara yazılımcıya kadar iş ilanları bulunuyor. Hâlbuki ki işsizliğin yüzde 20 olduğu bir yerde eleman aranıyor. Demek ki biz bunu iyi organize edemiyoruz. Dolayısıyla nitelikli personel planlamasını sağlıklı bir şekilde yapıp, standartlara ve sertifikasyona dayalı olarak gerçekleştirmemiz gerekiyor. Birinci unsur bu’’ yorumunu yaptı. ‘’ŞİRKETLERİN KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURMASI GEREKİYOR’’ Kurulan şirketlerin, sektörde tutunamayınca büyük yabancı şirketler tarafından satın alındığını söyleyen Aktepe, desteklerin bu alanlara yönlendirilmesi gerektiğine değinerek, ‘’Bugün 1 milyar dolar olan yazılım ihracatını biz çok kısa zamanda yaptık. Belki 1-2 yıl içerisinde bunun iki katına çıkarmayı hedeflemeliyiz. Bunu sağlıklı desteklerle yapabiliriz. Diğer taraftan, şirketlerin büyümesine izin vermemiz gerekiyor. Yani baktığınız zaman piyasada, bir şirket palazlandığında, belli bir noktaya geldiğinde bir büyük şirket tarafından satın alınıyor. Bu da genellikle yabancı şirketler oluyor. Bunun ihtiyaç duyduğu finansman, destek sağlanırsa, o şirket kendi ayakları üzerinde duracak, bizim bunları sağlamamız gerekiyor. Bu konuda söylenecek çok şey var’’ dedi. ‘’AVRUPA ORTALAMASININ ÜSTÜNDEYİZ’’ Türkiye’de teknoloji kullanım oranının Avrupa ortalamasının üstünde olduğunu ama üretim alanında eksikliklerin bulunduğunu belirten Aktepe, ‘’Teknolojiyi kullanmak anlamında hiçbir şekilde geri değiliz. Ama üretme anlamında geride kaldık. Ama biz teknolojiyi Avrupa ortalamasının üstünde kullanıyoruz. Hem internet, hem sosyal medya kullanımı, bunun dışında bireysel kullanımlarda, Türk milletinde teknolojiye karşı bir eğilim var. Ama tabi bilinçli bir tüketici mi? Tabi ki temel olarak bizim bunu üretmemiz gerekiyor. Özellikle bilişim ve yazılım konusunda üretime ihtiyacımız var. Bunun için potansiyelimiz var. Ama uzun yıllardır 20-25 yıldır aynı şeyleri söylüyoruz. Her üniversitede bilgisayar mühendisliği bölümümüz var. Ama biz maalesef beyin göçü vermeye devam ediyoruz. İçeride iyi organize olamıyoruz. Teşvikleri çok sağlıklı veremiyoruz. Özellikle milli ve yerli yazılım tercihlerimizi doğru yapamıyoruz. Ama son zamanlarda, özellikle BTK’nın yaptığı çalışmaları biz takdirler karşılıyoruz. Özellikle 5G konusundaki ihalelerde, yüzde 40-50’lere varan bir milli olma koşulu koydu. Ama bunun altının doldurulması gerekiyor. Nasıl millileştireceğiz, nasıl organize olacağız bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor. KOSGEB başkanımızla bunu konuştuk. Biz TBD olarak her türlü yardım, organizasyon ve destek vermeye hazırız’’ ifadelerini kullandı ve sözlerine şöyle devam etti, ‘’Teknolojiyi kullanmada iyiyiz ama üretemiyoruz. Teknolojiyi üretmek için bir alt yapımız tabii ki var. Yani üniversitelerimiz var, bunun dili üzerine Türkiye Bilişim Derneği’nin birçok çalışması var. Bütün alt yapı aslında var. Ama bunu iyi organize etmek lazım. Bir şeyi ürettiğiniz zaman onu satabilme imkanlarınızı da yaratabilmeniz lazım. Mesela, bizim yapamadığımız şeylerden bir tanesi, devlet tarafından geliştirilen, yazılım uygulamaları ticarileşemiyor. ‘’ ‘’HEM DESTEK OLUYOR HEM FAZLASINI ELDE EDİYOR’’ Devlet tarafından geliştirilen yazılım uygulamalarının ticarileşmemesinin büyük bir sorun olduğunu belirten Aktepe, ‘’Size bir örnek anlatayım; Ben Gümrük Müsteşarlığı Bilgi İşlem Haberleşme Daire Başkanıydım. Fransa’dan bir sistem satın aldık. Fransa’ya gittiğinizde, bir özel şirket ve Fransa’nın Mali Gümrük Bakanlığı bir araya geliyor. Doğan Export diye bir şirket kuruyorlar. Bu Doğan Export diyorki ‘Ben gümrük otomasyonunu yazdıracağım’, şartnameyi yazıyor ve 10 firmayı çağırıyor. Örnek veriyorum, her firmaya 1’er milyon Euro miktarında bir para veriyor. Gidin bu şartname kapsamında bu projeyi yapın gelin diyor. Yapılan projeler arasından 3 tane iyi olanını seçiyor. Daha sonra onlara örneğin 2’şer milyon Euro veriyor ve onlarla gidip çalışıyor. Bu çalışmanın ardından projelerden bir tanesini seçiyorlar. Bunun üzerine de örneğin 5 milyon Euro veriyor. İşte bütün bunlardan sonra bir sistem, bir gümrük uygulaması yazılımı ortaya çıkıyor. Şimdi bu sistem, Mısır, Azerbaycan, Türkiye, Romanya gibi ülkelere de satılıyor. Yaptığı para desteğinden çok daha yüksek miktarda bir para kazanıyor. Diğer taraftan da yazılım sektörünü destekliyor. Onlar bu projede belki son noktaya gelmediler ama eminim ki başka bir projede son noktaya geldiler. Dolayısıyla bu şekilde hem yazılım sektörü desteklenmiş oluyor hem de devletin bir uygulaması ticarileşmiş oluyor. İşte bizim bunları yapmamız gerekiyor’’ diyerek yazılım ve bilişim projelerinin desteklenmesi ve ticarileşmesi gerektiğinin altını çizdi. (Rozita Merve Hamidi)

Editör: TE Bilisim