İsraf çılgınlığına karşı çeşitli meslek guruplardan kişilerin bir araya gelerek oluşturduğu ÇerÇöp Çorbacılar gönüllülerinden Yönetmen Fuat Salman ile tüketim çılgınlığını, tüketim çılgınlığı arttıkça dünyaya ne kadar zarar verildiğini konuştuk. Dünyayı değiştiremeyeceklerinin farkında olduğunu belirten Salman, “Kıvırcığı az sönükleşti diye çöpe atarsanız, kıvırcığın üretiminde harcanan emeğin ve doğal kaynaklarının da hepsini çöpe atmış olursunuz. Bizler bu çöpe atılan gıdaları toplayarak çorba yapıp dağıtıyoruz. Amacımız israfı en aza indirmektir” dedi. “İLK ÇORBAMIZI AFGAN MÜLTECİLERE DAĞITTIK” Yönetmen olduğunu ve belgesel çektiğini dile getiren ÇerÇöp Çorbacılar gönüllülerinden Fuat Salman, “Yaklaşık üç yıl önce açık hava film gösterisinde tanıştığım iki kadın vegan arkadaşla birlikte konuşurken, arkadaşların israfa karşı bir oluşum başlatma gibi bir fikirleri vardı. Onlarla tanışıp bu fikirlerini dinleyince çok hoşuma gitti. Ben de bu işi birlikte yapabiliriz dedim. Ufak altyapılar hazırladıktan sonra bu işi gönüllü olarak yapmaya başladık. İlk çorbamızı da Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği önünde, Afgan mültecilerin mülteci hakları tanınsın diye başlatmış olduğu eylemde dağıttık. Çadırlarda kalan bu mültecilerin gideceği yeri de yoktu. İlk çorbamızı yapıp burada dağıttık” şeklinde konuştu. “GIDANIN DÜNYA GENELİNDE DÖRTTE ÜÇÜ ÇÖPE ATILIYOR” Gıdanın dünya genelinde dörtte üçünün çöpe atıldığını kaydeden Salman, “Bizler bu gıdanın sadece dörtte birini tüketiyoruz. Dünyada 1,5 milyar aç insan varken, gıdanın dörtte üçü çöpe atılıyor. Bu durum çok büyük bir israfın olduğunu gözler önüne seriyor. Diğer taraftan bu gıdaların üretimi yeryüzüne, yani doğaya inanılmaz derecede zarar veriyor. Çünkü o gıdanın üretilmesi için tarım ilaçları kullanılıyor. Genetiğiyle oynanıyor, su kullanılıyor, gübre kullanılıyor. Bu gübrenin bir kısmı nitrojen içeriyor. Nitrojen de atmosfere salındığı zaman sera etkisi yapıyor ve atmosfer tabakalarının incelmesine neden oluyor” dedi. “DÜNYAYI DEĞİŞTİREMEYECEĞİMİZİN FARKINDAYIZ” Tüketiyoruzu biraz irdelediğimizde insanı rahatsız edecek aşırı derecede faktörün mevcut olduğunu belirten Salman, “Bu durum sadece gıda ile ilgili de değil. Aldığınız herhangi bir şeyin üretimi bile dünyaya muazzam zarar veriyor. Çünkü hiçbiri doğal yollarla üretilmiyor. Biz bunun sadece gıda tarafındayız. Çünkü gıda tarafı çok büyük bir ağ. Karşımızda çok büyük bir sistem bulunuyor. Dünyayı değiştiremeyeceğimizin farkındayız. Fakat en azından kendi çevremizi, dünyamızı ve hayatımızı değiştirebiliriz. Bu şekilde birleşerek ÇerÇöp Çorbacıları oluşturduk” diye konuştu. “ÇORBA YAPIMI İÇİN BİR LİRA PARA BİLE HARCAMIYORUZ” Yaptığımız çorba için herhangi bir para harcamadıklarına dikkat çeken Salman “Ufak bir tüpümüz var. Parayı sadece bunun için harcıyoruz. Dışarıda çorba dağıtırken, çorbamız soğumasın diye bu tüpü kullanıyoruz. Çorbamızı yapmak için Haymatlos Cafe’nin mutfağını kullanıyoruz. Arkadaşlar bize destek veriyor. Bu çorbanın içine attığımız gıdalar ise, pazarlardan ve marketlerden aldığımız gıdalardan oluşuyor” ifadelerini kullandı. Tüketim çılgınlığı arttıkça dünyaya daha fazla zarar verildiğini söyleyen Salman konuşmasına şu şekilde devam etti: “ÇORBAMIZIN TAMAMINI VEGAN OLARAK YAPIYORUZ” Pazarcılar ve marketçilerin satamayacakları ama çöpe atmaya da kıyamadıkları gıdaları ayırıyorlar. Biz de para vermeden bu gıdaları topluyoruz. Bir tane pazar arabamız var. Bu araba ile gıdaları topluyoruz. Şimdilik Sıhhiye ve Ayrancı pazarlarından toplama yapıyoruz. Topladığımız bu gıdalardan çorba yaparak dağıtıyoruz. Biz aynı zamanda ekoloji aktivistleri ve hayvan hakları konusunda hassas olan bir ekibiz. Bizim nasıl yaşama hakkımız varsa hayvanların da o şekilde yaşama hakkı bulunuyor. Bu yüzden çorbamızda hiçbir şekilde hayvansal ürün kullanmıyoruz. Çorbamızın tamamını vegan olarak yapıyoruz. “HER PAZAR 150 KİŞİLİK ÇORBA DAĞITIYORUZ” Haftada bir gün Pazar günleri çorba dağıtımı yapıyoruz. Saat 12:00’da çorbamızın doğrama temizleme işlemine başlayıp bitirdikten sonra, kaynatmaya başlıyoruz. Saat 16:30’da çorbamız hazır hale geliyor. Önce kendi karnımızı doyuruyoruz sonra da çorba dağıtımına başlıyoruz. Her Pazar 150 kişiye yetecek kadar yaptığımız çorbayı Karanfil ve Yüksel Caddesi’nin köşesinde dağıtıyoruz. Üstelik bunu bir lira dahi harcamadan yapıyoruz. “BİR ÜRÜNÜ ÇÖPE ATARKEN, O ÜRÜNÜN ÜRETİMİNDE VERİLEN EMEĞİ DÜŞÜNMELİYİZ” Çöpe atılması için hazırlanan gıda da çöptür. Sadece henüz çöpe atılmamıştır. Grubun pratikteki şekli Avrupa ve Amerika’da da var. Biz gıdaları daha çöpe gitmeden alıyorsak, bu grubun doğal olarak ismini de ÇerÇöp Çorbacılar olarak koyduk. Bir kıvırcığın üretilmesi için bir sürü insan çalışıyor. Doğal kaynaklar kullanılıyor. Kıvırcığı az sönükleşti diye çöpe atarsanız, kıvırcığın üretiminde harcanan emeğin ve doğal kaynaklarının da hepsini çöpe atmış olursunuz. İnsanlar bir şeyi atmak istediklerinde bir kez daha düşünmelidir. “TÜKETİM ÇILGINLIĞI ARTTIKÇA DÜNYAYA DAHA FAZLA ZARAR VERİYORUZ” İnsanlardaki tüketim çılgınlığı, marka tutkusu ve gösteriş merakı arttıkça ki sistem bunun artması için uğraşıyor. Bu tüketim artıkça biz dünyaya daha fazla zarar veriyoruz. Ve bu durum kaçınılmaz bir gerçek. Biz sadece gözümüzle görmediğimiz için dünyanın bir tarafının çürümesi mi gerekir. Dünya zaten çok büyük bunu gözümüzle görmemiz imkansız. Dünyaya zarar verme hakkımız var diyenler düşünsünler. Çocuklarına nasıl bir gelecek bırakacaklar. “YERYÜZÜNDE BİRÇOK TARIM ARAZİSİ, BİTKİ VE HAYVAN TÜRÜ YOK OLDU” Yeryüzünde birçok tarım arazisi, bitki ve hayvan türü yok oldu. Küresel ısınmadan kaynaklı dünyanın dengesi değişmeye devam ediyor. Biraz daha düşünerek yaşam ve tüketim tarzımızı belirleyebilirsek, hem kendimiz için hem de dünya için daha yararlı bir eylem yapmış oluruz. Tek amacımız dünyaya daha az nasıl zarar veririz olmalıdır. “KİMSENİN KİMSEYLE BİR ŞEY PAYLAŞMADIĞI BİR DÜNYA MEVCUT” Kimsenin artık kimseyle bir şey paylaşmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu dünya artık yaşanmaz hale geliyor. Biz de bu kapsamda kendimizce müdahale etmeye çalışıyoruz. Pazarlardan ortalama 50 kilo gıda topluyoruz. Bu gıdaların sadece 10 kilosunu kullanabiliyoruz. Geri kalan gıdayı da ihtiyacı olan kişilere dağıtıyoruz. Kendimiz bile bu gıdalardan yararlanıyoruz. (Güçlü ANADOLU / Kadir GÜRHAN)
Editör: TE Bilisim