Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında üçüncü kez toplandı. 3. toplantıda işçi kesimini temsil eden Türk-İş heyeti sunum yaptı. Geçen hafta Hazine ve Maliye ile Ticaret bakanlıkları temsilcilerinin ekonomik veri ve raporları sunduğu komisyonda, bu toplantıda Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) temsilcileri zam pazarlığında dikkate alınan hususlardan olan bir işçinin asgari geçim tutarını paylaştı. Buna göre TÜİK tarafından asgari ücret ağır iş kolu için 2.792,10 TL; orta iş kolu için 2.507,70 TL; hafif iş kolu için 2.339,10 TL olarak hesaplandı. TÜİK'in yaptığı hesaplamalarda geçen yıla göre ortalama yüzde 20'lik artış olduğu görüldü. TÜİK temsilcilerinin bir işçinin asgari geçim tutarını toplantıda komisyonla paylaşmasının ardından, görüşmelerde ilk rakamların da telaffuz edilmesi bekleniyor. Bu durum enflasyon gelişmeleri ve beklentilerini 3. asgari ücret masasının önemli unsuru haline getiriyor. SENDİKALAR NE İSTİYOR? Masanın iki tarafından biri olan emek cephesinde talepler 3. toplantı öncesinde netleşmeye başladı. Görüşmeler başlamadan önce Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu imzasıyla yapılan ortak açıklamada 'insan onuruna yaraşır' bir geçim ücreti belirlenmesi çağrısı yapılmıştı. Açıklamada, 2021 yılı asgari ücret görüşmelerinin, Kovid-19 salgınının tüm dünya ve Türkiye'de ağır insani, sosyal ve ekonomik tahribatının yaşandığı bir dönemde başladığı belirtilerek, şunlar kaydedilmişti: "Küresel salgın, başta işçiler olmak üzere tüm ücretli çalışanların yaşama şartlarını daha da ağırlaştırdı. Ciddi iş ve gelir kayıplarına yol açtı. Nitekim devletin resmi kurumunca açıklanan son büyüme rakamlarında, çalışanların milli gelirden aldıkları payın ciddi oranda gerilediği de görülmektedir. 2021'de geçerli olacak asgari ücretin, pandemi koşullarında yaşanan iş ve gelir kaybı dikkate alınarak insan onuruna yaraşır bir geçim ücreti olarak tespit edilmesi ortak düşüncemizdir." 15 Aralık’ta yapılan toplantı öncesinde Anadolu Ajansı’na konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, görüşmelerde ilk rakamın işveren ve hükümet tarafından masaya sunulmasını istedi. Atalay, "Önce işveren ve hükümet getirsin rakamı. Makul, mantıklı, çalışanların kabul ve tebessüm edeceği bir rakam olursa buna 'evet' deriz" ifadelerini kullandı. DİSK ise net bir rakamla 2021 asgari ücret talebini ortaya koyan sendika olarak öne çıktı. Sendika 2021 yılı için asgari ücretin 3 bin 800 TL olması gerektiğini belirtti. Bloomberg HT yayınına da katılan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu “2021 yılı asgari ücreti Kovid-19 pandemisinin yarattığı ekonomik ve toplumsal tahribat içerisinde başladı. Çalışanlar gelirlerini kaybettiği için 2021 asgari ücreti pandeminin yarattığı yıkımı engellemek açısından oldukça önemli” ifadelerini kullandı. Çerkezoğlu 3 bin 800 TL’lik asgari ücret talepleri için ise şunları söyledi: Biz bu pandemi ile birlikte asgari ücrette vergi ve kesinti ücretinin ortadan kaldırılmasının gerekliliğinin altını çizdik. Çünkü asgari ücretin üçte biri vergi ve kesintilere gidiyor. Yılın 122 günü vergi ve kesintiler için çalışıyor. Ele geçen net asgari ücret brüt ücretin sadece yüzde 66’si dolayısıyla asgari ücretin ve bütün ücretlerin asgari ücret düzeyindeki miktarındaki vergi dışı bırakılması ve asgari ücretin SGK prim başta olmak üzere çağdışı damga vergisinin kaldırılmasının ve SGK primleri konusunda Hazine'den destek verilmesi son derece önemli. Pandemi ile birlikte çok ciddi gelir kaybı yaşandı bunu görmek lazım. Biz 3 bin 800 TL olan asgari ücret talebimizi üç ayrı hesaplama ile bulduk ve bu hesaplamanın ortalamasını aldık. İŞVEREN PANDEMİ KOŞULLARINI ÖNE SÜRMÜŞTÜ Sendikaların talepleri netleşirken masanın diğer tarafındaki işveren cephesi ise pandemi koşullarını öne sürerek dengeli bir asgari ücret talebinde bulundu. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 2021'de geçerli olacak asgari ücreti belirleme görüşmeleri kapsamındaki ikinci toplantısının ardından yazılı açıklama yaptı. Koç, asgari ücret masasının bu yıl salgının getirdiği olağanüstü şartların gölgesinde kurulduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu: "Bu nedenle, asgari ücretin, dönemin koşulları dikkate alınarak belirlenmesi her zamankinden çok daha büyük önem taşıyor. Kovid-19 önlemleri nedeniyle hizmetler sektöründe faaliyet gösterenler başta olmak üzere, birçok işletmenin geçici olarak kapanmak veya faaliyetlerini daraltmak zorunda olduğu yadsınamaz bir gerçek. 2021 yılı asgari ücreti belirlenirken, bu işletmelerin durumu ve geleceğinin de dikkate alınması büyük önem taşıyor.” Koç, olağanüstü şartlar taşıyan bu dönemde, asgari ücret desteğinin tüm işletmeleri kapsayacak şekilde ve özellikle toplu iş sözleşmeli iş yerlerinde artırılarak devam ettirilmesinin hayati nitelikte olduğunun altını çizdi. Koç "Rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerin ve OECD ortalamasının oldukça üstünde olan ücret üzerindeki vergi ve prim yüklerinin uygun seviyelere çekilmesi hem çalışanlarımıza hem de işverenlerimize nefes aldıracak bir adım olacaktır. İstihdamı korumak, ilave istihdam sağlamak, yeni yatırım ortamı oluşturmak ve salgınla zor durumda kalan sektörlerin üzerindeki baskıyı azaltmak için dengeli bir asgari ücretin belirlenmesi her zamankinden daha da önemli hale gelmiş bulunuyor." ifadelerini kullandı. ENFLASYON SEPETİN ÖNEMLİ KISMINA YAYILDI Asgari ücret masasının en kritik başlığı her yıl olduğu gibi enflasyondaki gelişmeler oldu. 2020 yılı Türkiye’de pandemi nedeniyle Türk Lirası’nın dalgalı bir seyir izlediği ve enflasyonda düşük çift haneli seyrin yılın sonuna doğru yukarı yönlü bozulduğu bir sene oldu. Türk Lirası dolar karşısında Kasım ayında tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. 2020’nin tamamında Türk Lirası’nın dolar karşısındaki kaybı yaklaşık yüzde 30 oldu. Kurdaki etki birikimli olarak enflasyonda da kendini hissettirdi. Asgari ücret toplantılarından önce açıklanan son enflasyon verisi olan Kasım enflasyon verilerinde beklentileri aşan bir gerçekleşme söz konusu oldu. Buna göre Kasım’da tüketici fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,03 arttı. Böylelikle 2020 yılının en yüksek enflasyonu kaydedildi. 2020’de enflasyonda öne çıkan temalardan biri de fiyat artışlarının sepetin önemli kısmına yayılması oldu. Enflasyon, özellikle Ekim ve Kasım aylarında sepetin önemli kısmına yayılma eğilimi gösterdi. Bloomberg HT’nin yaptığı hesaplamalara göre Ekim ayında enflasyonda yayılım endeksi yüzde 68, Kasım’da ise yüzde 67 oldu. Bu rakamlara en son kurdaki hızlı yükselişin etkisini hissettirdiği Eylül ve Ekim 2018 tarihlerinde rastlanmıştı. Kadir GÜRHAN  
Editör: TE Bilisim