Spor denilince aklımıza ilk gelen futbol olsa da birçok spor branşı olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Her ne kadar medya futbolu konuşsa, futbolu tartışsa ve futbolu kamuya haber yapıp servis etse de başarı elde ettiğimiz ve madalyalarını haberleştirmeye değer görmediğimiz birçok salon sporu bulunuyor. MMA, Kick Bocks, Muay Thai, Wushu gibi spor alanlarında aktif olduklarını söyleyen Tuğcu Spor Kulübü Antrenörü Ayhan Tuğcu, toplumun ve medyanın futbol dışında kalan diğer spor branşlarına önem vermediğinin altını çizdi. Türkiye’de spor yapmanın ve sporcu olmanın çok zor olduğunu belirten Tuğcu, spor kulüplerinin ve sporcuların maddi imkansızlıklarla mücadele ettiğini söyledi. Tuğcu, “Sporcuların hepsi maddi anlamda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye şampiyonluğuna gidip gelmek bile bir ailenin 5 bin lirasına mal oluyor. Sporcu iki üç branşa katılmak zorunda kaldığı zaman bu miktar katlanarak artıyor. Asgari ücretle çalışan bir aile çocuğunun bu ihtiyaçlarını nasıl karşılayabilir ki? Kulüpler olarak devletten herhangi bir destek alamıyoruz. Yönetmelikte kulüp nakdi destek imkanı var ama bu sadece yönetmelikte var uygulamada yok. Bu desteklerin çıktığı kulüpler var ama biz her yıl başvuru yapıyoruz bize çıkmıyor. Ortada bir pasta varsa bu pastanın eşit dağıtılması gerekir. Pastanın hep belirli kulüplere verilmesi haksızlıktır” diye konuştu. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? İsmim Ayhan Tuğcu, Türkiye MMA Federasyonu Genel Sekreteriyim. Aynı zamanda Tuğcu spor Kulübünün kurucusu, kulüp başkanı ve antrenörüyüm. 1990 yılından beri sporun içerisindeyim. MMA, Kick Bocks, Muay Thai, Wushu gibi branşlarda aktif bir kulübüz. Kulüp olarak en çok başarı elde ettiğiniz alan hangisi? Biraz başarılarınızdan bahseder misiniz? Genelde birçok arkadaşımız bir sporcu ancak bir branşa bakabilir mantığıyla hareket ediyor. Ben bu durumun tam tersi olduğunu, sporun akıl işi olduğunu, akıllı bir sporcu iyi olduğu her branşı yapabilir gözüyle bakıyorum. Biz MMA, Kick Bocks, Muay Thai, Wushu gibi dört branşta da iyiyiz. Her dört branşta iyi olan sporcularımız var. Bazen Federasyonun maçları çakıştığı için branşlar arasında seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Boksta da iyi olduğumuzu söyleyebilirim. “TÜRKİYE’DE SPOR YAPMAK, SPORCU OLMAK ÇOK ZOR” Sporcuların ne gibi temel sorunları var? Türkiye’de spor yapmak, sporcu olmak ve antrenör olmak çok zor. Türkiye’de spora gerçekten önem verilmiyor. Futbol ve Basketbol dışında salon sporlarına önem verilmiyor. 30 yıldır sporun içerisinde olan biri olarak bunu her yerde yaşıyoruz, yaşamaya da devam ediyoruz. Şampiyonluklarımızın haberi bile yapılmıyor. Sporcuların hepsi maddi anlamda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Türkiye şampiyonluğuna gidip gelmek bile bir ailenin 5 bin lirasına mal oluyor. Sporcu iki üç branşa katılmak zorunda kaldığı zaman bu miktar katlanarak artıyor. Asgari ücretle çalışan bir aile çocuğunun bu ihtiyaçlarını nasıl karşılayabilir ki? Federasyonlar A-B firmaları ile sponsorluk anlaşması yapıyor ve giydiğimiz kıyafetler zorunlu hale geliyor. 10 lira olan kıyafet 30 liraya satılıyor. İlgili markanın ilgili kıyafetini giymediğiniz zaman da maça çıkamıyorsunuz. Kulüpler olarak devletten herhangi bir destek alamıyoruz. Yönetmelikte kulüp nakdi destek imkanı var ama bu sadece yönetmelikte var uygulamada yok. Bu desteklerin çıktığı kulüpler var ama biz her yıl başvuru yapıyoruz bize çıkmıyor. Ortada bir pasta varsa bu pastanın eşit dağıtılması gerekir. Pastanın hep belirli kulüplere verilmemesi lazım. “YILLARIN SALONLARI KAPATMAK ZORUNDA KALDI” Pandemi sporu ve çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Pandemi bizi çok olumsuz etkiledi. Bu süreçte berberlerin bile arkasında duran bir odası olduğunu gördük ama bir spor kulübüne sahip çıkacak kimseyi göremedik. Çok sıkıntılar yaşadık. Tamamen mal sahiplerinin vicdanına bırakıldık. Birçok arkadaşım, yılların salonları kapatmak zorunda kaldı. Milli takımda bayrağımızı dalgalandırmış sporcular bile boşta. Birçok sporcu takım değiştirmek zorunda kaldı. Bu değişiklik başarı oranını düşürdü. Pandemide hiçbir destek alamadık, ayakta durup geçinmeye çalıştık. Pandemi sürecinde kendimizce önlemler almaya çalıştık. Parklarda, açık alanlarda çalışmaya çalıştık. Antrenmanlarla sporcularımızı aktif tutmaya çalıştık. Ciddi maddi sıkıntılar yaşadığımız için maçlara 20 kişi gitmek yerine 3 kişiyle gitmek zorunda kaldık. Katılımlarımız gittikçe düştü. İnsanlar korktuğu için spor salonlarına gelmek istemedi. Maskeyle çalışın dediler, maskeyle çalışmanın yanlış olduğunu anlattık. “SADECE FUTBOL YERİNE BAŞKA BRANŞLARA DA ÖNEM VERİLMELİ” Sizce Türkiye’de spor alanında istenilen başarıya ulaşılmış mıdır? Türkiye’de spor alanında istenilen başarıya ulaştığımız söylenemez. Başarılı olduğumuz kanallarda da bizi istemiyorlar. Boksun bile olimpiyatlardan çıkarılma kararı alındı. Halteri olimpiyatlardan çıkardılar. Bir Naim Süleymanoğlu’nu bir daha göremeyeceğiz. Bu alanlar başarılı olduğumuz alanlardı. Avurpa bu alanlarda bizi istemiyor. Türkiye’de başarı sadece futbol alanında gözüküyor ama o alanda da başarımız yok. O kadar destek verdiğimiz ve alkışladığımız futbolun başarı seviyesi bile ortada. İyi yerlerde değiliz. Sadece futbolun yerine başka branşlara da önem verilirse farklı yerlere gelebiliriz.  Devletin son dönemlerde almış olduğu güzel kararlardan birisi antrenörlük uygulamasıdır. Yılalrca parası olan sınava girip salon açabildi. Şu anki uygulama güzel. Öncelikle ders alınıyor, üniversite sınavlarına girer gibi sınava giriliyor ve sınavı geçen antrenör belgesini alabiliyor. Önceden öyle değildi. Şuan birçok arkadaşımız sistemi geçmekte zorlanıyor. Güzel de oldu. Çünkü bunun için kendimi geliştirmek zorundayım. Antrenör kendini geliştirirse, sporcu da kendini geliştirir. İyi antrenör demek, iyi sporcu demektir. “DEVLETİN KADINLARI SPORA TEŞVİK ETMESİ GEREKİR” Kadın sporcuların sayısının az olduğunu görüyoruz, bu alanda ne tür çalışmalar yapılabilir? Benim kendi öz kızım aynı zamanda öğrencimdir. Şiddetten korktuğu için uzun yıllar spor yapmak istemedi. Çok kilo aldığı için spora başlamasını sağladım. Sadece kilo vermek için başladığı spora çok kısa sürede dünya ikincisi oldu. Muay Thai gibi bir sert spor dalında önce Ankara, sonra Türkiye birinciliğini elde etti. Çok kısa bir sürede dünya ikinciliğine kadar çıktı. Bu da bizim için mutluluk vericiydi. Şu an erkek çocuklarından ziyade kız çocuklarının savunma sporuna ihtiyacı var. Kadınların spora yönelmesi ve devletin onları spora teşvik edici çalışmalar yürütmesi gerekir. “DOĞRU YER, DOĞRU KULLANIM VE ANTRENÖRÜN ÖNERİSİ ÖNEMLİ” Spora başladıktan sonra kullanılan protein tozları tartışması devam ediyor, bu tartışmalar hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz? Vücudumuzda her türlü proteinimiz var. Bu bizim günlük yaşantımız kadar var. Spor yaptığımız zaman üç katı kadar enerji harcıyoruz. Daha fazla kalori ve proteine ihtiyacımız oluyor. Bu ihtiyaçları karşılamak için mutlaka supplement desteği alınması gerekir. Biz yanlış yapıyoruz, supplementi doğru yerden almıyoruz. Her ürünün sahtesi piyasaya çok çabuk sürülebiliyor. Biz de daha ucuz olsun diye sahte ürünlere denk gelebiliyoruz. Ürün sahte olunca da ters tepki yapıyor. Onun için tavsiye kararıyla bilirkişi aracılığıyla temin etmek gerekir. Bir de temin ettiğimiz ilacı antrenör tavsiyesi eşliğinde doğru kullanmamız lazım. İlacı daha fazla etki edecek diye fazla kullanmamalıyız. Supplementi alkol ile kesinlikle tercih etmemeliyiz. Bu kurallara uyulduğu taktirde supplement zararlı değil, tam tersine yararlı olur.  Doğru yer, doğru kullanım ve antrenörün önerisi önemlidir. “BİRÇOK PROJEMİZ MADDİYAT YÜZÜNDEN YARIM KALDI” Son olarak vermek istediğiniz bir mesaj var mı? Spora yatkınlığı olan gençlerimize devletimizin destek olması ve elinden tutması gerekiyor. Bizim gibi antrenörler gençleri, zararlı maddelerden ve ortamlardan uzak tutmak için spora yöneltiyor. Özelikle Altındağ bölgesi için bu durum geçerlidir. Bu gençlerin elinden tuttuğumuz zaman şampiyon yapabiliyoruz. Çünkü bu gençler hem spora daha yatkın oluyorlar hem de daha cesaretli olabiliyorlar. Zaten savunma sporunda önemli olan da cesarettir. Kendi kulübüm olarak bu alanda birçok proje yaptım ama hepsi yarım kaldı. Yarım kalmasının nedeni ise maddiyattır. Bazı yerlerde devlet tarafından yetenek taraması yapılıyor ama yeterli olmuyor. Daha doğru çözümler bulunarak nokta atışı yapılabilir. Biz spor kulüplerine destek verilebilir ve çocuklar bize yönlendirilebilir. Bizim bütün bilgilerimiz valiliklerde mevcut. Devletin kulüpleri iyi denetleyip, bu şekilde antrenörlerin bilgisini, her şeyini kontrol altına alıp alttan gelen çocukları buralara yönlendirmesi lazım. Mutlaka ama mutlaka başarılı çocuklara destek verilmesi ve başarılarının takip edilmesi lazım. MMA, Kick Bocks, Muay Thai, Wushu gibi branşlar ülkemize giriş yapıyor ama sadece sporcunun ailesi bunları takip ediyor. Bir futbol takımı ya da basketbol takımını herkes karşılıyor, bütün devlet erkanı ve kanalları orada. Başarılar haberleştiriliyor. Ama bahsettiğimiz MMA, Kick Bocks, Muay Thai, Wushu gibi spor alanlarında elde edilen başarıların haberleştirilmesi için aramadığımız yer kalmıyor fakat yine de haber değeri taşımıyoruz. Bunun önüne geçilmesi gerekir. Böyle olmamalı. Şampiyona katılan sporcular ise şunları söyledi: Sporcu Ertuğrul Dalmış: Boksta Türkiye ikincisi olduktan bir hafta sonra Wushu’da Türkiye birincisi oldum. Öncelikle 10 yıldır çalıştığım bu branşlarda şampiyonluklar kazanmak beni mutlu etti. Devamının gelmesini diliyorum. Sporcu Berk Faik Durmaz: Boksta da, Wushu’da da Türkiye çeyrek finallerinde elendim. Türkiye Şampiyonasında müsabakalara ilk defa katıldım ve çeyrek finale kadar geldim. Bu çalışmalar ve antrenmanlarla devam edilirse başarılarımızı katlayacağımızı düşünüyorum.  

Editör: TE Bilisim