Türk Tabibleri Birliği, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tahliye edilmesi için açıklama yaptı. Türk Tabibleri Birliği’nde  7 Temmuz  Cuma günü düzenlenen açıklamaya TTB Merkez Konsey Başkanı Prof.Dr.Raşit Tükel, TTB Merkez Konsey üyesi Dr.Şeyhmus Gökalp, Dr. Selma Güngör ve Prof. Dr.Funda Obuz katıldı. HEKİMLER MESLEKİ İLKELERE BAĞLI ÇALIŞIR Merkez Konsey Başkanı Prof.Dr.Raşit Tükel, “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın  10 Mart 2017 tarihli KHK ile haksız hukuksuz biçimde atıldıkları işlerine geri dönmek için başlattıkları açlık grevinin 121. günündeler. Açlık grevi yapmaları nedeniyle 23 Mayıs 2017 tarihinde tutuklandılar ve 46 gündür açlık grevine cezaevi koşullarında devam etmektedirler. Daha önce başka açlık grevleri dolayısıyla Adalet Bakanlığı’na, cezaevi yetkililerine ve cezaevi hekimlerine ilettiğimiz gibi, hekimler, ayrımcılık yapmadan, mesleki etik ilkelere bağlı olarak çalışırlar. Türk Tabipleri Birliği’nin de hazırlanmasına katkı sunduğu etik bildirgeler, tüm dünyada hekimlere mesleklerini uygularken yol göstermektedir”dedi. Tükel, “Türk Tabipleri Birliği olarak, insanı en yüce değer olarak görüyor; insan yaşamının korunması ve yaşamın sağlıklı sürdürülmesini ve insanların kendileri ile ilgili kararları kendilerinin almalarını, en önemli mesleki sorumluluklarımız arasında kabul ediyoruz. Dünya Tabipler Birliği Malta ve Tokyo Bildirgeleri, açlık grevlerinde hekimlik uygulamaları açısından mesleki ve etik tutumu ortaya koymaktadır” açıklamalarında bulundu.   AÇLIK GREVLERİNİ HİÇBİR KOŞULDA ÖNERMİYORUZ Tükel, “Hekimlik ilkelerimiz ve mesleki yaklaşımımız gereği, açlık grevlerini hiçbir koşulda önermiyoruz. Ancak, açlık grevlerine girenlerin açlık grevlerini sonlandırıp sonlandırmama hakkının kendilerinde olduğunu, hiç kimsenin zorla tedavi edilemeyeceğini, insanhakları, hasta hakları ve evrensel etik ilkelerimiz uyarınca kabul ediyoruz. Bu ilkeler doğrultusunda, cezaevlerinde çalışan hekimler ve açlık grevi ile ilgilenmek üzere görevlendirilmiş hekimlerin açlık grevi yapanlara zorla müdahale etmeleri, etik olarak doğru değildir ve bu tür müdahale hiçbir merci tarafından yapılmamalı ve de yapılması istenmemelidir” ifadelerini kullandı. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın kilo kayıplarının olduğunu vurgulayan Tükel, “Halsizlik ve güçsüzlüğü artmış, yataktan kalkamamaya başlamışlardır. B1 vitamini kullanmaları, şu ana kadar nörolojik bir hasarın oluşmasını engellemiş görünmektedir. Uzamış açlıkla ilgili tıbbi bilgiler; kişinin yeterli besin, sıvı ve vitamin almamasının ciddi ve ağır klinik tablolara neden olduğunu ortaya koymaktadır” dedi. CEZAEVİ KOŞULLARI OLUMSUZ ETKİLERİ ARTTIRIYOR Cezaevlerinin havalanma, ısınma, aydınlanma gibi temel ihtiyaçların karşılanmasıyla ilgili sınırlılıkların açlık grevinin beden üzerindeki olumsuz etkilerini arttırdığını belirten Tükel, “Cezaevlerinde yaşam alanlarının ve olanakların kısıtlılığı, açlık grevinin ilerleyen aşamalarında, o aşamaya uygun fiziksel koşulların sağlanamaması nedeniyle, tıbbi açıdan yeni sorunlara yol açabilmektedir. Bunlara, açlık grevindeki kişilerin sağlık durumlarına ilişkin tıbbi değerlendirmelerin yapılamaması da eklendiğinde, tutukluluğunun devam etmesinin yaşamı tehdit edecek durumların gelişmesi açısından ciddi bir risk oluşturduğunu söyleyebiliriz” şeklinde konuştu. GÖREVLERİNE İADELERİNİ TALEP EDİYORUZ Tükel, “TTB olarak, Adalet Bakanlığı’na, 23 Haziran 2017 tarihinde, bağımsız bir heyet olarak cezaevini ziyaret etme ve Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı muayene etme talebimizi ilettik; ancak bugün itibariyle bir yanıt almış değiliz. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı bağımsız bir heyetle muayene etme talebimizi, kamuoyu önünde bir kez daha dile getiriyor. Yetkililerden, sağlık durumları iyice bozulmuş ve kritik bir aşamaya gelmiş olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tahliye edilmelerini; geriye dönüşü olmayan sonuçlar ortaya çıkmadan, haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve tüm kamu emekçilerinin görevlerine iadelerini talep ediyoruz” dedi. (Zeynep NAMLI)  

Editör: TE Bilisim