Bestekar ve aynı zamanda ud sanatçısı olan Zeynel Abidin Topal, Tunalı ve Batıkent sokaklarında müziği ve enerjisiyle adeta vatandaşlara bir müzik şöleni sunuyor.  Yıllardır smüziğiyle nam yapmış biri olarak  sokaklarda sanatını icra etmenin mutluluğunu yaşayan Topal ‘’Türkiye’de tek olduğumu düşünüyorum elinde udu, notası sesi ve yorumuyla iyi bir örnek olma çabası içerisindeyim’’ dedi. Sokak kültürünün mihenk taşlarını oluşturan sokak müzisyenleri, Ankara’nın caddelerini, sokaklarını renklendirmeye devam ediyor. Hafta içleri Batıkent’te hafta sonları da Tunalı’da sahne alan Zeynel Abidin Topal işini tutku ve sevgiyle yapıyor. Vatandaşlardan gelen tepkilerin hep iyi yönde olduğunu söyleyen Bestekar, ‘’En büyük sahne sokak, en büyük izleyici halktır’’ sözleriyle sanata duyduğu saygı ve sevginin altını çizdi.Topal, kendisiyle ve sanatıyla alakalı şu açıklamalarda bulundu: ‘’İsmim Zeynel Abidin Topal. Hava Kuvvetleri’nden emekli oldumve 27 sene çalışıp emekli olduktan sonra dünyanın en güzel şeyi olan müziği öğrendim. 2006 yılında müzikle ilgilenmeye başladım O zamanlarda müziğin temelini ve alt yapısını öğrenmeyi kendime ilke ettim. Müzik nedir sorusuyla yola çıkarak üniversitelerde, konservatuvarlarda müzik nasıl öğrenilir, nasıl icra edilir teker teker araştırdım. Tüm bunları tamamen kendi kendime öğrendim. 2010 yılından 2016’ya kadar Ankara’da TRT radyosunun şefleriyle çalışma imkanı buldum. Amacım bu yolda kendimi geliştirmektir.  Şimdilerde koro çalıştırıyorum ve ud dersleri veriyorum. Hayat beni hiç beklemediğim biryere getirdi iyi ki de getirmiş’’ diyerek sanatsal anlamda ki tutkusunu dile getirdi. “EN BÜYÜK SAHNE SOKAK, EN BÜYÜK İZLEYİCİ HALKTIR’’ Sanatı icra etmenin en iyi yolunun sokaklardan geçtiğini belirten Topal, ‘’Şu anda sokaktayım ve şunu söyleyebilirim ki sokak halkın sahnesidir. En büyük sahne sokak, en büyük izleyici halktır. 300 kişilik 500 kişilik sahnelere sıkışmış sanat bana yetmiyor, binlerin gözünü görmek istiyorum.  Sokak bunun için en güzel sahnedir yalnız sokak deyince aklımıza gelen sokakta yapılan müziğin maalesef bugüne kadar çok olumlu izler bırakmadığıdır. Benim gibi bu işi bilenlerin bu konuda örnek olmalarını sağlamak amacıyla sokaktayım. Bu işte ikinci yılım bazı kesintilerle birlikte iki yılı acısıyla tatlısıyla doldurdum. ‘’ dedi. ‘’ BANA BÜTÜN BAKIŞLAR POZİTİF ENERJİ VERİYOR’’ Vatandaşlardan herhangi bir olumsuz tepkiyle karşılaşmadığını söyleyen Topal’’Şu ana kadar olumsuz hiçbir tepki almadım. Bütün bakışlar pozitif enerji veriyor ve hepsi çok mutlu. Küçücük bebekler mutlu, yetişkin çocuklar mutlu, anneler babalar mutlu yaşı benim gibi ileri olan herkes mutlu. Çünkü ben onların müziğini yapıyor, onların isteklerini okuyorum. Yani ben sokağın sahnesinde istek şarkı ve türküler okuyorum’’ diye konuştu. ‘’ORTAYA KONULAN SANATIN BİR BEDELİ OLMALIDIR’’ Zeynel Abidin Topal, sokak müzisyenliğinin Türkiye’de doğru algılanmadığını öne sürdü ve bu algıyı değiştirmek adına her türlü özveride bulunmaya hazır olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Hep Avrupa’yı örnek alıyoruz modern ve çağdaş bir dünya diye ama sokak müziği konusunda bir türlü Avrupa’yı örnek alamıyoruz. Sokak müziği yüzde doksan gürültü ve maalesef dilenme üzerine, temeli buna dayanmaktadır. Öncelikle bunların yıkılması lazım.  Bir kere sanat olması lazım müziğin içerisinde ve dilenme tarafı olmamalı. Ortaya konulan sanatın bir bedeli olmalıdır. Eğer, bizi duyan, gören, dinleyen insanlar sanatsal  bir değer görüyorlarsa bunu ödüllendirirler. Öbür türlü iş yardıma dönüştüğünde sanat olmaktan çıkar. Tüm bunların yıkılması için doğru örneklerin yurdumuzda olması lazım. Kılığıyla, kıyafetiyle, konuşmasıyla, sazıyla, sözüyle müzik örnek olmalıdır. En küçük çocuklarımızdan tutun en yetişkinlerimize kadar. Herkes sahnelere, salonlara gidip zaman ayırıp müzik yapamıyor ya da müziği dinleyemiyor. Ben hizmeti vatandaşımızın ayağına getiriyorum.  Bir bestekar olarak, değerli bir şey yaparak halka sunmak istiyorum tüm çabam bundan ibaret. Bir tabletim var internet bağlantılı notalarım ve küçücük bir amfim var. En az 6 7 saat aralıksız olarak parça okuyorum.” ‘’BEN DE MUTLU OLMAK İSTİYORUM.’’ Emekli olduktan sonra 1 yıl 2 yıl boş kaldığını sözlerine ekleyen Topal,’’ Kendime bir yol aradım ve sonra dedim ki ben en çok sevdiğim şeyi öğreneyim. Bu vesileyle müzik öğrenmeye başladım kısa bir süre ud dersi aldım. Kendi kendime nota solfej öğrendim derken Ankara’da amatör korolarda çok değerli şeflerle çalışma imkanı buldum. Şimdiyse bütün koroları bıraktım, sadece kendim koro çalıştırıyorum kendi korolarım var. Şan dersleri veriyorum, ud dersleri veriyorum, besteler yapıyorum ama en büyük mutluluğum sokakta çalmak. Hiçbir kar amacım yok.  Sanatsal anlamda örnek olabilmek bu alanda tek gayemdir’’şeklinde kouştu.  TOPAL: ‘’HAYATIMDA HEP ÜRETTİM, ÜRETMEYE DE DEVAM EDECEĞİM.’’ Yaşamın temel amacının üretmek, devamlı bir şeylerle meşgul olmak, boş durmamak olduğunu söyleyen bestekar ‘’İnsanlar, bir şeyler üretebilmeli. Yaşamanın, var olmanın temel sebeplerinden biri budur. Üretmeyen insanlar niye yaşıyorlardır onları kendilerine sormak lazım. İnsanlar, yeni şeyler üretmeden, ortaya koymadan, umutların yeni buluşların peşinden koşmadan nasıl yaşayabilirler? Onun için hiç boş durmadım. Hayatımda hep ürettim, üretmeye de devam edeceğim ‘’diyerek yaşamına yüklediği bu anlamı gözler önüne serdi. ‘’SADECE AYRIŞIYORUZ, KAVGA EDİYORUZ, KÜFREDİYORUZ.’’ Duruşu ve ilkeleriyle gençlere her anlama örnek olan Topal, genç okuyucularımıza da mesajda bulundu. Bestekar, gençliğin temel sorunlarına ve kendi izlenimlerine dayanarak şunları söyledi: ‘’Gençliğimiz doğru kaynakları okumalı ve okuyarak yetişmelidir. Tabletlerle, cep telefonlarıyla tüm gün vakit geçirmek, internet cafelerde vakit öldürmek yerine yalnızca okuyarak yetişmeli. Çocuklarımız, sokakta oynayarak yetişmeli. Birilerinin ya da başka şeylerin esiri olmamalı. Ülkemizin ve vatanımızın kıymetini bildiğimizde ancak o zaman sanatın ve insanın değerini anlayabiliriz. Yoksa, internet cafeler,başka türlü oyun sahaları tüketici bir toplum yaratmanın dışında hiçbir şey değildir. Biz üreten toplum olursak, bugün içinde yaşadığımız tüm sıkıntılardan da kurtulup birbirimizi sayar ve severiz. Şimdi sadece ayrışıyoruz, kavga ediyoruz, küfrediyoruz. Tüm bunlar bizi bölüyor bunlardan kurtulmanın tek yolu sanatla üretmektir.Gençlerimize örnek olsun, 60 yaşını geçmiş birisi olarak üretmeye ve öğrenmeye devam ediyorum.  Müziği bir taraftan üretirken bir taraftan da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyorum. Şuan ikinci sınıftayım ama uğraşılarım devam edecek ve henüz hiçbir şey bitmedi.” (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim