Dünkü yazımızda Teşkilat-ı Mahsusa’nın Rusya ve Irak faaliyetlerini incelemiştik. Bugün de teşkilatın İran, Balkanlar, Kuzey Afrika ve Mısır faaliyetlerini irdeleyeceğiz. Teşkilat-ı Mahsusa’nın bir başka faaliyet alanı İran olmuştur. İran’da çeteler oluşturularak İngiliz ve Rus nüfuzunun kırılması amaçlanmıştır. Bu planın başarılı olması durumunda İran üzerinden Kafkasya’ya da çeteler göndererek Kafkasya’da Rusya’ya karşı yürütülen mücadelenin güçlendirilmesi tasarlanmıştır. Ayrıca çeteler, Afganistan’a da uzanacaktır. Böylece Afganistan’ın savaşa sokulması ve Hindistan üzerinden İngilizlere baskı yapılması tasarlanmıştır. İran’da oluşturacağı çeteler ile Ruslara karşı savaşmak için bölgeye Ömer Naci Bey de gönderilmiştir. Ömer Naci Bey oluşturduğu çete ile İran’daki Ruslara karşı savaşmış ancak başarısız olarak kendisine düzenli askeri birlikler verilmesini istemiştir. Fakat kendisi daha sonra hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir. İran üzerinden Afganistan’a gitmesi gereken Rauf Bey (Orbay) Müfrezesi de yeterli miktarda gönüllü toplayamamıştır. Ayrıca planın uygulamasına yönelik olarak Almanlar ile ciddi fikir ayrılıkları yaşamıştır. Müfreze, İngiliz destekli aşiretlerin saldırıları ve İran’da Rus askerlerinin varlığı nedeniyle Afganistan’a ulaşamamıştır. Balkanlar, hem Osmanlı merkezi yönetimi hem de Osmanlı tebaası için önemli bir coğrafyadır. Örneğin, daha Balkan Savaşı sırasında Batı Trakya’ya gönderilen Süleyman Askeri Bey liderliğindeki bir grup, yerel halktan topladığı kuvvetlerle Batı Trakya Cumhuriyeti’ni kurmuşlardı. Bu başarı, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Teşkilat-ı Mahsusa’nın başarılı olabileceği yönündeki tezi de destekledi. Osmanlı Devleti, Teşkilat-ı Mahsusa vasıtasıyla Birinci Dünya Savaşı sırasında da Balkanlarda benzer girişimlerde bulundu. Bölgeye bazı ufak çeteler gönderilirken, bunların Bulgar çeteleriyle ortak harekât etmesi tasarlandı. Türk ve Bulgar çeteleri, Sırp ve Yunan çetelerine karşı mücadele ederken bir yandan da Avusturya-Macaristan ordusunu rahatlatmak için zaman zaman Sırbistan’a saldırı düzenledi. Plan başlangıçta iyi işlemişti fakat bir süre sonra Türk çeteleri ile Bulgar çeteleri arasında bazı fikir ayrılıkları ortaya çıktı. Ayrıca Almanya’nın Sırbistan’ı işgal etmesi sonrasında bu ülkeye yönelik bir faaliyet yürütmenin de gereği ortadan kalkmıştı. Tabii özellikle Türk çetelerine ihtiyaç da bitti. Teşkilat-ı Mahsusa’nın mücadele alanlarından bir diğeri ise Kuzey Afrika’dır. Kuzey Afrika’daki mücadele birkaç cephede devam etmiştir. Bunlardan biri Fas’ta Fransızlar karşı yürütülen mücadeledir. Teşkilat-ı Mahsusa’nın Kuzey Afrika’da faaliyet yürüttüğü bir diğer bölge Trablusgarp olmuştur. İtalya’nın İtilaf Devletleri safında savaşa girmesi üzerine Osmanlı Devleti 1915 yılından itibaren Trablusgarp’ta faaliyete başlamıştır. Osmanlı Devleti, savaşın başlangıcından itibaren İngiliz yönetimindeki Mısır’a karşı çeşitli planlar içinde olmuştur. Harekât, Cemal Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu tarafından düzenlenmiştir. Ancak harekât öncesinde Teşkilat-ı Mahsusa komutanları bölgeye gönderilmiş ve gönüllüler toplayarak küçük çeteler kurmaları istenmiştir. Bu çetelere önce istihbarat toplama, harekât sırasında da çeşitli sabotajlar düzenleyerek ordunun işini kolaylaştırma görevi verilmiştir. Hatta Mısır içinde bir ayaklanma çıkartmaya yönelik girişimlerde de bulunmuştur. Ancak hem düzenli ordu faaliyetleri hem de Mısır’da ayaklanma çıkarma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.  
Editör: TE Bilisim