Gülümsemenin her zaman için en iyi şifa kaynağı olduğunu düşünürüm. Hep derler ya sabah uyanır uyanmaz aynaya bakıp gülümseyin diye çoğu zaman yapamasak da bunu bir yaşam biçimi haline dönüştürebiliriz esasında. Gülmek hayatı karşına alabilmek demektir. Bu sözü oldum olası çok sevmişimdir. Gülümsemek de bulaşıcı duygulardan çevrenize yansımaları oldukça görünür halde.

Bununla alakalı olarak kısa bir anekdot paylaşmak isterim sizlerle

“Genç kız üzgün görünen yabancıya gülümsedi. Adam kendini daha iyi hissetti. Geçmişte bir arkadaşının ona yapmış olduğu iyiliği anımsadı ve ona bir teşekkür mektubu yazdı. Bu mektup arkadaşının o kadar hoşuna gitti ki, yemek yediği lokantaya iyi bir bahşiş bıraktı. Bu bahşişin miktarına şaşıran garson  ertesi gün, kazandığı parayı aldı ve bir kısmını yolda gördüğü bir fakire verdi. Adam çok sevindi çünkü iki gündür açtı, ağzına bir lokma bile koymamıştı. Yemeğini bitirdikten sonra, kaldığı izbe odaya gitmek üzere yola koyuldu. (O sırada başına bir felaket geleceğinden haberi bile yoktu.) Yolda soğuktan titreyen bir köpek yavrusuna rastladı ve onu alıp eve götürdü. Soğuk fırtınadan kurtulup başını sokacak bir yer bulduğu için köpekçik çok mutluydu. O gece evde yangın çıktı. Köpek yavrusu havlamaya başladı. Bütün ev halkını uyandırana kadar havladı ve böylece yangından herkes kurtuldu. Bunların hepsinin nedeni bir kuruşa bile mal olmayan bir gülümseme idi.

Editör: TE Bilisim