Amasya Genelgesi, millî mücadelenin sebeplerini ve nasıl yapılacağını içeren bir program olmakla beraber millî kurtuluş savaşının başlangıç noktası da sayılır. Büyük Millet Meclisi’nin temeli burada atılmıştır. İlk bölümlerinde vatanın içinde bulunduğu olumsuz şartlar anlatılarak, kurtuluşun milletin kendi elinde olduğu belirtilmiştir. Amasya Genelgesi’nin milli mücadele ve sonrasında kurulacak olan Türk devletini yapılandırma hareketlerinde ayrı bir yeri vardır. Anadolu hareketinin bildirgesi ve ulusal egemenliğe ulaşılmasının ilk adımı sayılan Amasya Genelgesi, milli egemenliğin temel unsurlarını da belirtmiştir. Buna göre, ‘‘… Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır’’. ‘‘… Anadolu’nun her bakımdan en emin mahalli olan Sivas’ta milli bir kongrenin serian inikadı (acele toplanması) takarrür etmiştir.’’ Amasya Tamimi memleket savunmasını teşkilatlandırmaktan daha öteye, Sivas Kongresi ile gerçekleşecek olan, İstanbul’dan ayrı bir tür hükümet kurulmasını da öngörmüştür. Ayrıca, Amasya Tamimi ile ortaya konan milli irade anlayışı, kurulacak yeni devletin mayasını teşkil eder. Bu gerçek milletin bağımsız yaşama iradesinde olduğudur. Millet hadiselerin ortaya koyduğu kadere boyun eğmemektedir. Yüzyıllardır alıştığı kaderciliğin yerine, İstiklal parolasını seçmiştir. Bundan sonra, 23 Temmuz-7 Ağustos tarihleri arasında yapılan Erzurum Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa, milletin kaderine hâkim olan millî iradenin ancak Anadolu’dan doğacağını belirterek, milli iradeden oluşacak bir heyetin derhal oluşturulması gerektiği üzerinde durmuştur. Ayrıca çıkarılan bir tüzükle Doğu Vilayetlerinde bulunan Milli Cemiyetler birleştirilmiştir. Kongre ile bağımsız bir devlet, millet iradesine dayanan bir meclis fikri daha da belirginleşmiştir. ‘‘… Kuvayi Milliyeyi amil (etken) ve İradei Milliyeyi hâkim kılmak esastır…’’ ‘‘… Meclisi Millinin derhal içtimaını (toplanmasını) ve icraatı hükümetin Meclisin murakabesine (denetimini) vaz’ını temin etmek için çalışılacaktır…’’ Erzurum Kongresi İstanbul Hükümeti ve İtilaf devletlerince hiç hoş karşılanmamış, Sadrazam Damat Ferit Paşa, ajanslara verdiği demeçlerde bu kongreyi ve yapılan faaliyetleri devlete ve hükümete yapılan bir isyan olarak nitelendirmiştir. Düşman devletlerin tüm engellemelerine rağmen Sivas Kongresi ulusal bir kongre olarak toplanmış, Erzurum Kongresi’nde doğu illeri adına alınan karalar yurt genelini kapsayacak bir biçimde yeniden benimsenmiştir. Burada, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri bir çatı altında birleştirildi. Heyet-i Temsiliye oluşturulup başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçilmiş, milletin tümünü temsil etme yetkisi bir elde toplanmış, milletin başvuracağı tek mevkinin Heyet-i Temsiliye olduğu vurgulanmıştı. Bu karar, telgrafla tüm yurttaki komutanlara, valilere ayrıca kongre kararı olaraktan padişaha da bildirilmiştir. Bu davranış, millet meclisine giden yolda atılmış en önemli adımdır. Temsil Heyeti, Ankara’da açılacak olan millet meclisine kadar adeta bir hükümet gibi çalışmıştır. Birinci Meclis 11 Nisan 1920 tarihinde Meclis-i Mebusan bir daha toplanmamak üzere kapanmıştı. Bundan sonra, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde yürütülen Millî Mücadeleni teşkilatlandırılması çalışmalarına başlanmış, ilk olarak Ankara’da açılacak olan milli meclis için faaliyetlerde bulunulmuştur.62 Ankara’da Millet Meclisinin açılması için alınan ciddi tedbirlerin başında, Mustafa Kemal Paşa’nın ülkenin içerisinde bulunduğu duruma göre, meclisle ve seçimle ilgili bir tebligat hazırlayıp bunu tüm yurtta yayınlamasıdır. Mustafa Kemal Paşa bu konudaki kararlılığını ve tatbikini gösteren tebliği, 19 Mart 1920’de yani İstanbul’un işgalinden üç gün sonra yayınlamıştır. Bu tebliğ işin önemini ve nasıl yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu tebliğe göre; 1-Ankara’da salahiyet-i fevkaladeye malik bir Meclis umur-ı milleti tedvir ve murakabe etmek üzere içtima edecektir. 2- Bu meclise aza olarak intihab olunacak zevat meb’usan hakkındaki şeraiti kanuniyeye tabidir. 3-İntihabatta livalar esas ittihaz edilecektir. 4- Her livadan beş aza intihab olunacaktır. 5- Her liva kazalarından celbedeceği müntehib-i sanilerinden ve merkezi liva idare ve belediye meclisleriyle liva Müdafaa-i Hukuk Heyeti idarelerinin ve vilayetlerde merkezi vilayet heyeti merkeziyelerinden belediye meclisinden ve merkezi vilayet ile merkez kazası ve merkeze merbut kaza müntehib-i sanilerinden mürekkep bir meclis tarafından aynı günde ve aynı celsede icra edilecektir. 6- Bu meclis azalığına her fırka, zümre ve cemiyet tarafından namzet gösterebilmesi caiz olduğu gibi her ferdin aday olmaya hakkı vardır. 7- İntihabata, her mahalin en büyük mülkiye memuru riyaset edecek ve selamet-i intihaptan mesul olacaktır. 8- İntihap, rey-i hafi ve ekseriyeti mutlaka ile icra ve oyların tasnifi, Meclisin içlerinden intihap edeceği iki zat tarafından, fakat huzur-ı Mecliste ifa edilecektir. 9- İntihab neticesinde, bilumum azanın imza ve zat mühürlerini muhtevi üç nüsha mazbata tanzim olunacak. Bir nüshası mahalinde alıkonularak diğer iki nüshasının biri intihap olunan zata tevdi ve diğeri Meclise irsal olunacaktır. 10- Azaların alacakları tahsisat, bilahare Meclisçe takarrur ettirilecektir. Ancak azimet harcırahları intihap Meclislerinin masarif-i zaruriye hesabıyla takdir edeceği miktar üzerinden, mahalleri hükümetlerince temin olunacaktır. 11- İntihabat nihayet on beş gün zarfında ekseriyetle Ankara’da içtimaı edilmek üzere itmam olunarak, azalar tahrir ve netice azanın isimleriyle birlikte derhal iş’ar edilecektir.
Editör: TE Bilisim