Türkiye Ziraatçılar Derneği, 2019 yılı tarım sektörü değerlendirmesine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, tarımda yaşanan sorunlar nedeniyle tarım topraklarının ekilmeden bırakıldığına dikkat çekerek, bundan dolayı kayıtlı çiftçi sayısının azaldığını, özellikle genç kesimde çiftçiliği ve kırsal alanı terk etme eğiliminin yaygınlaştığını belirtti. TZD Genel Başkanı Hüseyin Demirtaş, 2019 yılının tarım sektörü açısından nasıl geçtiğine ilişkin basın toplantısı düzenledi. 2019 değerlendirmelerinden sonra 2020’ye ilişkin tahminlerde de bulunan Demirtaş, 2020 yılı için bütçeden tarımsal destekleme için ayrılan payın 22 milyar lira olduğunu belirterek, bu tutarın asgari sınırın çok altında olduğunu söyledi. “KAYITLI ÇİFTÇİ SAYISI AZALIYOR, KIRSAL ALAN TERK EDİLİYOR” Hüseyin Demirtaş yaptığı açıklamada, 2019 yılında tarım sektörünün 1980 yılından bu yana artarak uygulanan "liberal" ve "serbest piyasacı" politikaların etkisi altında kalmaya devam ettiğini ifade ederek, “Bu durumun yansıması olarak tarım sektörüne Tarım Kanunu'nun öngördüğü asgari destek bile verilmemiş, geçtiğimiz yıllarda açıklanan "Milli Tarım Projesi"nde yer alan vaadler gerçekleştirilememiştir” dedi. Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Tam aksine yıl ortasında "Tarımda Milli Birlik Projesi" adı altında, tarım sektörünü tümüyle bir kaç büyük şirketin yönlendireceği bir "holding"in denetimi altına sokma yönünde bir girişim yapılmış, ancak sektörün bileşenlerinin ortak tepkisi nedeniyle bu proje rafa kaldırılmıştır.” Tarımda yaşanan sorunlar nedeniyle tarım topraklarının ekilmeden bırakıldığına dikkat çeken Demirtaş, bundan dolayı kayıtlı çiftçi sayısının azaldığını, özellikle genç kesimin çiftçiliği ve kırsal alanı terk etme eğiliminin yaygınlaştığını belirtti. Demirtaş, temel tarım ürünlerinde rekoltenin düştüğünü ve üretim açığının "sıfır gümrüklü ithalat" yoluyla kapatılmaya çalışıldığını ifade ederek, bu durumun tarım sektörünü dışa bağımlı hale getirdiğine ve üreticileri iflasa sürüklediğine vurgu yaptı. Girdi fiyatlarının genel enflasyon düzeyinin üzerinde artması, buna karşılık üretici fiyatlarının enflasyon düzeyinin altında kalması nedeniyle tarımsal üreticilerin bütçelerinin açık verdiğine değinen Demirtaş, bu açığın ise borçla kapatılmaya çalışıldığını ifade etti. “TARIM SEKTÖRÜNÜ AYAKTA TUTAN KÜÇÜK VE ORTA ÜRETİCİLER, GENELDE ÖRGÜTSÜZDÜR” Demirtaş, “Tüm bu olumsuz koşullara karşın, tarımsal üreticiler, biraz da başka çareleri olmadığı için her türlü sıkıntıya göğüs gererek üretmeye devam etmekte ve sektörü ayakta tutmaktadır. Ancak bu durumun sürgit devam etmesi imkânsızdır” ifadelerini kullanarak açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tarım sektörünü ayakta tutan küçük ve orta üreticiler, genelde örgütsüzdür. Bu durum onların pazarlama ve sanayi alanına girmelerini engellemektedir. Tarım Satış Kooperatiflerinin 2001 yılında uygulanan "Tarım Reformu" adı altında uygulanan ARIP projesiyle devlet desteğinden yoksun bırakılması ve bu kooperatiflerin kurduğu tarımsal sanayi işletmelerinin tasfiye edilmesinin yarattığı zarar, devletin elindeki tarımsal sanayi işletmelerinin özelleştirilmesi ve tasfiye edilmesiyle daha da ağırlaşmış bulunmaktadır. Tarım topraklarının amaç dışı kullanılması, meraların özelliklerini kaybetmesi, maden işletmeleri ve termik santrallerin tarımsal ürünleri yok etmesi ya da kirletmesi, bilinçsiz ilaç kullanma nedeniyle ürünlerde kimyasal kirliliğin artması gibi tarıma zarar veren uygulamalar 2019 yılında da artarak devam etmiştir. 2020 bütçesi ve vaadlerle çelişkili uygulamalar, bu olumsuz gidişin tersine döneceği yönündeki beklentileri zayıflatmaktadır.” “İHRAÇ EDİLEN TARIM ÜRÜNLERİNDE DÖNÜŞLER ARTTI” Türkiye'de tarımsal ihracatın ithalatı karşılama oranının düştüğüne değinen Demirtaş şunlardan bahsetti: “Bu durumun tersine çevrilmesi tarımsal ürünlerin ihracatının artırılmasını gerektirmektedir. Bu açıdan bakıldığında en avantajlı olduğumuz ürün grubu sebze ve meyvelerdir. Türkiye'den ocak-ekim 2019 döneminde 130 ülkeye 2 milyon 716 bin ton yaş meyve sebze satılarak 1 milyar 579 milyon dolar gelir elde edilmiştir. Sebze meyve ihracatında ana pazarımız Rusya'dır. Ancak son dönemde bu ülkeye ihraç edilen ürünlerin geri çevrilmesi olayları giderek artmaktadır. Geçen yıl Türkiye’den Rusya'ya giden meyve ve sebzelerde toplam 1495 kez Rusya’nın karantina listesinde olan zararlılar tespit edilmiş ve 30 bin tonun üzerinde ürün geri çevrilmiştir.” “2020 YILINDA TARIMA AYRILAN BÜTÇE ASGARİ SINIRIN ALTINDA” 2020 yılına dair öngörülerde bulunan Demirtaş, 2020 yılı için bütçeden tarımsal destekleme için ayrılan payın 22 milyar lira olduğunu ifade etti. Yıllardır çiftçiye verilen desteğin 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'nun belirlediği asgari sınırın çok altında olduğuna dikkat çeken Demirtaş, yasayla çiftçiye tanınmış bir hakkın ihlal edildiğini belirtti. Demirtaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu durum yüksek girdi fiyatları ve düşük üretici fiyatları arasındaki makasın açılmasıyla birleşince çiftçi, birçok temel tarım ürününde üretici yeterli kazanç sağlayamadığı için üretimden vazgeçmekte, ekilmeyen tarım toprakları artmakta, üretimi sürdürmek için kaynak bulamayan çiftçilerin tarımsal kredi, elektrik ve su borçları birikmektedir.” 2020 YILINDA DESTEKLERİN GSMH'YA ORANI YASAL SINIRIN ALTINDA KALDI “Tabloya objektif bir açıdan baktığımızda bu yıl için bazı olumlu gelişmeler olduğunu da söylemeliyiz” diyen Demirtaş son olarak şunlardan bahsetti: “2019 yılı sonunda 2020 yılında çiftçiye verilecek desteklere ilişkin olarak yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ne göre, önümüzdeki yıl, buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için dekar başına 19 lirası mazot, 8 lirası gübre olmak üzere 27 lira destek verilecek. Çelik ve kütlü pamukta mazot desteği 62 lira olacak. Organik gübre kullanan çiftçilere dekar başına 10 lira destek sağlanacak. Organik tarım için kategorilerine göre dekar başına 5 ile 70 lira arasında destek verilecek. Toprak analiz desteği kapsamında analiz başına 40 lira destek ödenecek. Bu yıl ilk kez dane zeytine prim verilecek. Havza bazlı üretimde dane zeytine kilo başına 15 kuruş ödenecek. Ayrıca zeytin bahçelerinin rehabilitasyonu için de dekara 100 lira verilecek. Ancak medyada yer alan haberlerden tarımda destekleme modeli 2020 yılında bir kez daha değiştirileceğini öğrenmiş bulunmaktayız. Verilen bilgilere göre yeni modelde çiftçiye mazot, gübre ve prim (fark ödemesi) desteği verilmeyecek. Bunun yerine Çiftçi Kayıt Sistemi’ne yaptıkları başvuruya göre arazi büyüklüğüne bakılmaksızın çiftçi başına en az 500, en fazla 1000 lira doğrudan ödeme yapılacak. Ayrıca puanlama sistemine geçilecek. Yeni destekleme sisteminde her çiftçinin bir puanı olacak ve alacağı destek bu puana göre hesaplanacak.” (Türkan ÇATAL YILDIZ)