Bu seneye damgasını vuran programlardan birisi Survivor oldu. Her sene gündemdeydi ama bu sene daha fazla ilgi gördü. Koronavirüs nedeniyle kendimizi karantinaya alıp evlerimizden çıkmadığımız günlerde büyük bir çoğunluk Survivor izledi. Hiç izlemem, hiç de sevmem diyenler bile müptelası oldu. Evde kaldığımız günleri gerçekten keyifli hale getirdi. Haftanın her günü yayınlanması izleyici kitlesini daha da ekran başına bağladı. İşte şimdi final zamanı… Bu senenin şampiyonu kim olacak merakla beklemekteyiz. Acısıyla tatlısıyla bir sezonun daha sonuna geldik. Zaman o kadar hızlı geçiyor ki bir şeylerin bir anda sonu geliveriyor işte. Hem de hiç farkında olmadan. Yayınlandığı her gün hem sosyal medyada hem de konuşmalar içinde büyük bir çoğunluk Survivor’ı konuştu. Bu bir televizyon programı için çok büyük bir başarı. İzlenmekten ziyade konuşulmak… Survivor bu sene de bunu başardı… Şubat ayından beri keyifli vakit geçirmemizi sağladı. Ne kadar teşekkür etsek az… Gerçi, gerçek Survivor’ı adadakiler değil biz evlerimizde yaşadık bu sene. Yaşamaya da devam ediyoruz. Koronavirüs ile ilgili hala olumlu bir durum maalesef ki yok. Hiç tahmin etmediğimiz noktalardan hastalığın yayıldığını duyuyoruz. Kendisine dikkat eden de etmeyen de fazlasıyla risk altında. Korksak bir dert korkmasak bir dert… Bu şekilde yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor galiba ama nereye kadar. Bütün alışkanlıklarımız değişti. Mesela tatil alışkanlıkları… Kimse artık dolu yerlere gitmek istemiyor. Daha yalnız kalabileceği daha doğal yerlere gitmeyi istiyorlar. Mesela doğa kampları çok fazla ön plana çıkıyor. Ya da yalnızca size özel havuzlu evler. İnsanlardan ne kadar uzak olursak o kadar iyi olur diye düşünüyor çoğu kişi. Gerçekten farklı bir dönem yaşıyoruz. Eski normalimizi özlüyoruz ama yenisine de ne kadar çabuk adapte olursak hepimiz için o kadar iyi olur…

Editör: TE Bilisim