Konya’da 2010 yılında kurulan ve şuan Türkiye’nin her yerini lezzetleri ile buluşturan Gurmepark ile çiftlik ürünleri üzerine söyleşi yaptık. Bir bankada müdürken istifa edip çiftlik kuran işletme sahibi Mustafa Süre imkanı olan herkese kendi işlerini yapmalarını önererek, kimse hayallerini ertelemesin dedi. Bankada müdürken emekliliğini bekledikten sonra istifa eden ve kendi çiftliğini kuran Mustafa Süre, bankacıların krizi çok yoğun hissettiklerini belirterek, “Çünkü banka ortamında inanılmaz stres vardır ve bankada çalışan kişi hep bitmeyen işlerle karşı karşıya kalır. Bankacılığın sonunun gelmeyeceğini düşünerek 2009 yılında süt çiftliğimizi kurduk. 25. yılımı doldurduktan sonra da kendi işimize başladık” dedi. İmkânı olan insanlara kesinlikle kendi işlerini yapmalarını önerdiğini ifade eden Süre, “En azından vücut yorgunluğu var ama kafa yorgunluğu yok ve çok mutluyum” ifadelerini kullandı. “KALİTELİ VE YAĞLI SÜT ÜRETMEK İLK HEDEFİMİZDİ” Gurmepark’ın nasıl kurulduğuna ilişkin konuşan Süre şunları söyledi: “2010 yılında Konya Karapınar’da Süre Çiftliği’nin kurulmasıyla başladı Gurmepark’ın hikâyesi. Kaliteli ve yağlı süt üretmek ilk hedefimizdi. O yıllarda süt arzı fazla, piyasa değeri düşüktü. Kaliteli sütü tüketiciye nasıl ulaştırırız sorusuyla yola çıktık. Tüm Türkiye’de doğal ve organik marketlerle görüşüp fizibilite çalışması yaptık. Sütün yanında doğal ve organik ürünleri de tüketiciye neden ulaştırmayalım düşüncesiyle hedefimiz büyümeye başladı. 2013 yılından bu yana köylüler, ilk üreticiler,  organik gıda üretenlerle yaptığımız görüşmelerde bu gıdaların üretiminin, tedariğinin zor olduğunu gözlemledik. Ve 2016 yılında ilk mağazamızı Konya Meram’da açarak tüketiciyle doğal ve organik ürünleri buluşturduk.” FABRİKASYONDAN UZAK ÜRETİM YAPILIYOR Tereddütsüz başladığımız bu işte kaliteli ürünlere ilginin arttığını deneyimledik diyen Süre, “İlk kez bu kadar kaliteli, doğal ve organik ürünlerle buluşan Konya halkının olumlu tepkileri ne kadar doğru bir iş yaptığımızı çok hızlı bir şekilde bize gösterdi” dedi. Her yörenin kendi havasında, suyunda, toprağında harmanlanmış ürünleri Konya halkıyla buluşturmayı görev edindiklerini belirten Süre şunları söyledi. “Bu fikirden hareketle sadece süt ve süt ürünleri değil Anadolu’nun dört bir yanından doğal ürünlere yer verdik. İnsan sağlığını tehdit etmeyen, fabrikasyondan uzak, köylülerin geleneksel yöntemlerle ürettiği ürünleri herkesin tüketmesi fikrini düstur edindik. Ürünlerimiz yıllar, belki de asırlar önce ilk yapılış yöntemi nasılsa aynı şekilde üretiliyor ve birçok insana eski damak tatlarını hatırlatıyor. Bu arada kaynağını, yapılışını görmediğimiz ve bilmediğimiz hiçbir ürünü mağazamıza almadık. İlkemiz iyi, temiz ve adil gıdayı insanlara ulaştırmak.” DİVLE OBRUK PEYNİRİ DÜNYADA 5. SIRADA Konya’nın Meram ilçesinde çiftlik kurarak kendi markalarını yaratan Mustafa Süre, ürettikleri ürünlerin her birinin çok değerli olduğunu ifade ederek bunların içinde en önemlilerinin ise Divle Obruk peyniri olduğunu ifade etti. Divle Obruk peynirinin geçen yıl İtalya’da dünyanın en önemli lezzetleri arasında yer alarak 5. sırada yerini aldığını belirten Süre, Divle Obruk Peynirinin hazırlanma aşamasına ilişkin şunları söyledi: “Peynirin yapımı nisan, mayıs aylarında Torosların eteklerinde yayılan koyun ve keçinin sütünden şırdan mayası ile yapılıyor. Sonrasında ise keçi derisinin içinde muhafaza ediliyor. Bu şekilde Divle Obruk Mağarası’na konularak orada 5 ay boyunca bekletiliyor ve peynirde inanılmaz bir aroma oluyor. 11. aydan sonra mağaradan çıkarılarak tüketime sunuluyor ve sonrasında soğuk hava depolarında muhafaza ediliyor. Bu peynirin püf noktası ise Divle Obruk Mağarası’nda muhafaza ediliyor olması.” Anadolu’da bilinen kavurgayı da ürettiklerini ifade eden Süre, Karapınar kavurgası olarak adlandırılan kavurganın içerisinde melengiç, kenevir ve buğday kavurması olduğunu belirtti. Kavurganın aynı zamanda Orta Asya Türklerinin ilk kuruyemişleri olduğunu vurgulayan Süre, Karapınar kavurgasının coğrafi işaretini almak için uğraştıklarını da söyledi. “BİRÇOK FESTİVALDEN DAVET ALDIK” Ulusal ve uluslararası fuarlarda Konya’yı en iyi şekilde temsil ettik ve etmeye devam ettiklerine dikkat çeken Süre konuşmasına şöyle devam etti: “Bu süreçte sosyal medya işimize çok ciddi katkılar sağladı. Bir çok festivalden davet almaya başladık, bir çok ünlü gurme ve blogger bizi takip etmeye, sipariş vermeye başladı. Türkiye’nin ve hatta Dünyanın etkili grubu olan Slow Food'un Peynir Festivali'ne davet aldık. Bu festivalde tüm ulusal basın ve sosyal medyada Gurmepark'ın adı defalarca geçti, bu bir gururdu bizim için. Bodrum Peynir Festivali'nde tanıştığımız Metro Gastro Dergisi editörü ve yazar sevgili Nihan Aras Konya'ya gelerek peynirlerimizin tadımını yaptı ve birçok kişiye bizi tavsiye etti.” Bu süreçte Türkiye'nin en iyi gurmelerinden Mehmet Yaşin ve Teoman Hünal’ın peynirlerini tatmak için misafirleri olduğuna değinen Süre, “Bein Gurme kanalında 20 dakikalık bir program çekimi yaptılar ve piyasada adı duyulmaya başlayan ünlü peynirlerimizin tadımını yaptılar. Sonra İzmir Urla Enginar Festivali ve Çanakkale Peynir Çalıştayı derken Tüm Türkiye'de aranan bir peynirci haline geldik. Bir çok gurme ve bloggerdan "Anadoluda bir peynir evi var mutlaka görmelisiniz" gibi duyumlar almaya başladık. Ayrıca Cappadox Festivalinde de gurme peynirlerimizi tüm şarap severler ile buluşturduk” diye konuştu. (Türkan ÇATAL YILDIZ)

Editör: TE Bilisim