Pozitif yaklaştığımız her durumdan mutlaka iyi bir sonuç elde ediyoruz. Olumlu olun, pozitif olun olaylara sevgi dolu yaklaşın diye boşuna demiyorlar. Olumlu anlamlar yüklediğimizde karşımızdaki olay bir anda yön değiştirebiliyor. Enerjinin varlığı inkar edilemez. Pozitif düşüncenin yaydığı enerji negatif düşüncenin yaydığı enerjiden daha güçlü… Bu nedenle lehimize çevirmek istediğimiz şeylere daha pozitif enerjilerle yaklaşmalıyız. Özellikle olumsuz düşündüğümüz durumlar kat ve kat artarak bize doğru geliyor. İnsan kendine çekiyor olumsuzlukları. Yaşadığımız sıkıntıları konuşup dillendirdikçe o sıkıntı daha fazla artıyor. Yani üzüntüler paylaştıkça azalmıyor tam tersine daha fazla artıyor. Bir sıkıntımızı sürekli dillendirdikçe o sıkıntı daha fazla bize doğru geliyor. İyi enerjiler konusunda yapılan bir su deneyi var. ‘’Japon bilim insanı Prof. Dr. Masaru Emoto, suyun hafızası olduğunu ve duygulardan nasıl etkilendiğini çektiği mikroskobik boyutta fotoğraflarla anlatmıştı. Uzman Hipnoterapist Gani Eser de Emoto’nun bu keşfini, sevginin gücünü pirinç deneyi ile açıklıyor. Bu deney sözcüklerin suya ve hücrelere etkisini gösteren çok ama çok önemli sonuçlar içeriyor. Kanseri belki de bu deneyin açtığı yolla, farklı varyasyonlarının sonuçlarıyla yeneceğiz. Belki bu yolla yaralarımız daha çabuk iyileşecek, organlar kendilerini yenileyecek. Bir çocuk sizi yanağınızdan öptüğünde hiç nedensiz; sadece siz olduğunuz için, hiç çıkar gözetmeden… Ne olur bilir misiniz? Milyarlarca hücreniz titreşir. Sevginin iyileştirici gücüyle değişime uğrarsınız. Çünkü çocuk bilir bunu, düştüğü zaman incinen dizinin ağrısının annesinin öpücüğü ile geçtiğini deneyimlemiş ve inanmıştır. Şifayı bilinçsizce sunar size. Bedenimizin yüzde yetmişi su. Hücrelerimizin de taşıdığı su miktarı aynı oranda. Ve su bulunduğu ortama, maruz kaldığı etkiye göre farklılaşıyor. Nefretin yol açtığı değişim ile sevginin etkisi farklı, tek başınalıkla yalnızınki farklı.’’

Editör: TE Bilisim