Özel Haber: Kadir GÜRHAN Sporda demokrasi kahramanları oturumunda bir araya gelen kadınlar spor hayatına nasıl başladıklarını, Amatör Spor Kulüplerinde kadının yerini, kadın sporcu sayısının çoğaltılması için hangi adımların atılması gerektiğini konuştu. Son yıllarda özellikle futbolda, kadın sporcu ve yönetici sayısı artsa da sayının istenilen seviyede olmadığına dikkat çeken kadınlar, kendilerine ve medyaya bu konuda büyük görev düştüğünü söyledi. Özellikle kadınlar liginin kurulmasıyla birlikte kadın sporcu sayısının ve yöneticilerinin arttırdığına vurgu yapan Kadınlar, “Kadının sporcularının sayısını çoğaltmak istiyorsak okullardaki spor saatlerini artırmalıyız ve medyada kadın sporunu görünür kılmalıyız” ifadelerini kullandı. Sporda demokrasi kahramanları oturumunu yöneten Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer, bu işe başladıklarında hedeflerinden bir tanesinin sporda kadın kotasını arttırmak olduğunu belirtti. Uzun yıllardır bu işe emek verdiğini dile getiren Sümer, bu konuları konuşmak için Denizli Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Ayşe Sarıkaya, Beden Eğitimi Hocası Ilgar Sümertaş ve Şiddetsiz Toplum Derneği üyesi Azime Arıkan’ı aynı oturumda buluşturduğunu söyledi. Sporda kadının konuşulduğu oturumda kadınlar şunları söyledi: “ÖZELLİKLE ÜLKEDEKİ ALT YAPININ HİÇ ÖNEMSENMEDİĞİNİ GÖRDÜK” ‘Sporda daha çok kadının yer aldığını görmek bana bu alanda daha çok güç veriyor’ diyen Sarıkaya, “Yılardır sporun içerisindeyim. Özelikle futbolu çok seviyorum, çok seviyorduk. Bizim bu alanda eğitim aldığımız dönemde ne yazık ki futbol branşında kadınların oynama şansı yoktu. Biz her zaman voleybol ve basketbol branşlarında yer aldık. 35 yılık devlet memurluğu görevimde spor yöneticiliği ve spor şefliği yaptım. Bu zaman içerisinde beden eğitimi hocaları ile bire bir çalışma yaptığımızı düşünüyorum. Bu vesileyle araştırmalarımızda şunu kavradık; sporcularımız daha fazla müsabakalara katılmalı ki okul sporlarında başarılı olsunlar. Mili eğitim Bakanlığı ile görüştükten sonra neden bir kulüp kurmayalım fikri doğdu. Denizli Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde Eğitim Spor Kulübü kurduk ve hala bu kulübün başkanlığını yürütmekteyim. Çok kapsamlı çalışmalar yürüttük. Özellikle ülkedeki alt yapının hiç önemsenmediğini gördük. Eğitim Spor Kulübü olarak bu alt yapılarda yer alan çocuklarımıza nasıl yardımcı olabiliriz, onların hayatlarını nasıl farklılaştırabiliriz, hayatlarına nasıl dokunabiliriz ve onları bir üst kademeye nasıl taşıyabiliriz araştırması içerisinde kulüp çalışmalarını yürüttük. Kulüp çalışmaları yürütürken, neden biz de federasyonumuzun içinde yer almayalım diye düşündük. Bu şekilde çalışmalara başladık” şeklinde konuştu. “BİR KADIN, BİR ANNE OLARAK KIZ ÇOCUKLARIMIZA GEREKEN DESTEĞİ VERMELİYİZ” Sarıkaya, “Geçmişten günümüze özellikle amatör sporlarına hizmet etmiş bir sürü spor insanlarımızla karşılaştık. Bir sürü sıkıntılarla mücadele eden bu insanlar 16 kulüple oluşturdukları federasyonu şu an 140 kulüple devam ettiriyorlar. Bu da onların bu alanda ne kadar başarılı olduklarını gösteriyor. Hepimizin amacı; gençlerimizin boş zamanlarını değerlendirmesi, kendilerini ifade etmeleri ve spor anlamında güzel başarılar elde etmesidir. Bu amaçla yola çıktık. Çıktığımız bu yolda kadınların da bu alanda yer alması gerektiğini gördük. Eğitim, çalışma ve kulüp sürecinde de her zaman için hep erkelerle çalışma fırsatımız oldu ama daha önceki yıllara göre çocuklarının elinden tutarak bir fiil bu çalışmalar arasındaki yerini almaları gerektiğini, daha çok spor yapması gerektiğine inanan birçok kadınımız oldu. Eğer kız çocuğunuzun sporda var olmasını istiyorsanız bir anne olarak bir kadın olarak bunlara destek vermeliyiz. Onların başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Gün geçtikçe amatör kulüpleri içindeki kadın sayısı artıyor. Özellikle kadınlar liginin kurulması buna ciddi katkı sunuyor. Kadının bu alanda var olması bizim için gurur verici bir şey” dedi. “FUTBOL, ERKEĞİN EGEMENLİĞİNDE VAR OLAN BİR ŞEY DEĞİL” Sporun toplumsal olarak çok büyük yarar sağlayan, disipline eden, kimliğimizi ve kişiliğimizi geliştiren bir olgu olduğuna işaret eden Sarıkaya, “Sporun çok büyük faydaları var. Özellikle kadın bağlamında var olabilme, tutunabilme ve kendini kanıtlayabilme anlamında sporun çok büyük etkisi var. Hakem, sporcu ya da yönetici olarak her alanda kadın erkek eşitliği olması gerekir. Futbol birey olarak bir erkeğin egemenliğinde var olan bir şey değil. Onlar istese biz oynayacağız, onlar istemese biz oynamayacağız diye bir şey yok. Çünkü yaşam ve spor hakkı herkesin hakkıdır. Fakat kurum ve kuruluşlarda görev dağılımı yapılırken, hukuksal anlamda kadın sayıları düzenlenirse, belirli bir kota getiren yasal düzenlemeler yapılırsa kadınlarımız daha etkin bir şekilde bu kurumlarda yer alacaktır. Spor yönetmeliklerin hazırlanmasında kadının yer alması için çaba sarf edilmemiş. Sadece erkeğin var olduğu kurallar çerçevesinde düzenleme yapılmış. Erkelerin eşit düzeyde bir görev dağılımı yapması ve omuz omuza mücadele vermesi gerekir” diye konuştu. “BİR TOPLUMDAKİ KADIN SPORCU SAYISI, O TOPLUMDAKİ KADIN STASTÜSÜ İLE İLGİLİDİR” 13 yıl beden eğitimi öğretmenliği yaptıktan sonra bu işe başladığını dile getiren Beden Eğitimi Hocası Ilgar Sümertaş, “Biz biraz kurulu düzenin üzerine geldik. Ankara Amatör Spor Kulüplerinde başladım sonra da konfederasyon yönetim kurulunda yer aldım. Zamanla arkadaşlarımızın desteğiyle kadınlar ligini kurmayı düşündük. 7-8 tane kadın takımı vardı ve sürekli Konfederasyona neden kadınlar ligi yok gibi yazılar yazılıyordu ve başvurular yapılıyordu. 1993 yılında kadınlar ligi kurulduğu zaman ben de bir zat içinde yer aldım. 1996 yılında ilk kadın futbol mili takımı kurulduğunda bu mili takımların sorumlusu oldum. O zaman Türkiye’de 13 tane kadın futbol takımı vardı. Milli takımı seçerken çok zorlanıyorduk. Lisanslı olan futbolcu sayısı binlerceydi ama aktif olan 250 civarında oyuncu vardı. Bir toplumdaki kadın sporcu veya kadın yönetici sayısı o toplumdaki kadının genel statüsü ile ilgilidir. Yani bir kadın ne kadar ailesinden destek görüyorsa, ne kadar cinsiyetçi olmayan bir yapı ile karşı karşıyaysa o kadar sayı artıyor. O zaman okullarda futbol dersi diye bir ders yoktu. Çocuklar derme çatma kulüplerden toplanarak bir araya gelmişlerdi. Ama şu an memnuniyet verici olan; kadınlar ligi iki lig şeklinde oynanıyor. Çok başarılı olan teknik direktörleri Necla Güngör var. O dönemde öğrencimiz olan ve şu an Fenerbahçe’de teknik direktörü olan Nihan Su var. FİFA kokartlı hakemimiz Melis Özçiğdem var. Bunlar çok başarılı ve geçmişte bizimle belli adımları kat etmiş çocuklarımız” şeklinde konuştu. “KADIN SPORCULAR MEDYADA YER ALIRKEN ANNELİKLERİNE DİKKAT ÇEKİLİYOR” Kadın sporunda cinsiyetçiliğin ön planda olduğunu söyleyen Sümertaş konuşmasına şu şekilde devam etti:  Yani cinsiyet üstünlüğü hep erkeklerde olduğu için, toplum öyle rol model biçtiği için başarılı kadın sporcular bile anılırken hep anneliğiyle, eşiyle, eviyle anlatılıyor. Mesela voleybolcu iki çocuk sahibi anne tanıtılırken özellikle anneliğine vurgu yapılıyor. Annelik kutsal bir şey ama bu da bana biraz cinsiyet ayrımı gibi geliyor. Çocukların da spora katılması biraz da ailelerin belli bir kültürde belli bir statü de olmasına bağlıdır. Sporda fırsat eşitliği ancak okullarda geçerli olabilir. Bu okullarda beden eğitimi dersleri ne kadar fazla olursa, bu derse ne kadar önem verilirse, kız çocuklarımızın da spora katkısı o kadar fazla olur.  Ya da biz de o kadar hayatlarına dokunmuş oluruz. Tüm çalışmalarımızın amacı da o oldu. Çocuklarımız biraz dada sporda görünür olsunlar, kız çocukları sayısal olarak fazlalaşsın istedik. Bütün federasyonların ortak amacı sporcu sayısını artırmaktır. Aynı şekilde bütün eğitimcilerin ortak amacı da kız sporcularını sporun içine katmaktır. Kadın yöneticilerin sayısı ne kadar çok olursa kız çocukların spordaki sayısı da o kadar çok olur diye düşünüyorum. Kadın sporu ve başarıları medyada fazla yer almıyor. Çok büyük başarı dışında herhangi bir haber medyada yer almıyor. İstatistiklere göre kadınlarda en fazla başarı oranı voleybolda var. Voleybolla ilgilenenler bunu biliyor. Mesela çoğu kişi kadın futbolu kaç statüde oynanıyor, kaç dalda milli takım var bilmiyor. Çünkü bunların hiçbirini basın yazmıyor. Ama erkek futbolunun antrenmanlarını bile haber yapıyorlar. Bu da kadınların sporda yer almamasında büyük bir etken. Ayrıca özel olarak spordaki şiddeti de unutmamalıyız. Şiddet kadını spordan uzaklaştırıyor. Bu alanda taraftarlarda dahil, herkesin öfke kontrolünden geçmesi lazım.  Kadının spordaki sayısını çoğaltmak istiyorsak okullardaki spor saatlerini artırmalıyız ve medyada kadın sporunu görünür kılmalıyız.” “SPORDA CİNSİYET AYRIMCILIĞI HEP VARDI VE VAR OLMAYA DEVAM EDİYOR” Uzun zaman özel sektöre çalışarak emekli olduğunu söyleyen Azime Arıkan ise küçükken kadın olduğu için futbol hayallerinden koparıldığını belirterek şunları söyledi: Sporda cinsiyet ayrımcılığı hep vardı ve var olmaya devam ediyor. Bu cinsiyet ayrımcılığının var olmasında ailelerin büyük bir etkisi var. Ailelerin bu konuda eğitim alması önemli sonuçlar doğuracaktır diye düşünüyorum.      
Editör: TE Bilisim