Batıkent’te kan donduran cinsten bir katliam meydana geldi. Ankara'nın Yenimahalle ilçesinde yedikleri tavuk etinden zehirlendiği iddia edilen  sayısız sokak köpeği hayatını kaybetti. Batıkent'e bağlı Turgut Özal Mahallesi'nde çok sayıda köpeğin zehirlendiği ihbarı üzerine belediye ekipleri olay yerine gitti ve o içler acısı tabloyla karşılaşıldı. Bütün gece gözüme uyku girmedi. İzlediğim görüntülerde gecenin en acı çığlığı yankılandı.  ‘’Ben onlara bebek gibi bakmıştım’’ Olay yerine gelen bir hayvan severin bu yakarışı sabaha kadar kulaklarımdan bir an olsun gitmedi. Hepimizde yaratılan bu çaresiz öfke, içimizi yakan acı,  bunu yapanların ise elini kolunu sallayıp her an her dakika sağımızda, solumuzda, yanımızda dolaşması akıl almaz bir durum. Bu dünyada sebepsiz yere can alma hakkını kendinde gören tek  canlıdır insanoğlu… Tek isteği az da olsa karnını doyurmak olan bu canlıların en büyük zaafları olan mama ve yiyecekle onların yaşam hakkına, aldığı nefese son vermek  hangi insanlığa, hangi vicdana hangi akla en önemlisiyse hangi kalbe sığar?  Verdiği iki lokma zehirli yiyeceğe dahi sevinerek gelen ve bunu son derece soğukkanlılıkla yapan bu insanlardan sadece bu hareket değil her şey beklenir. Bana göre bunun tek bir açıklaması var içinde bulunduğumuz bu manzara ahlaki ve vicdani çöküşün belirtisidir. Toplumsal hissizleşme ve körleşme olarak adlandırdığımız bu duyarsızlaşmanın yavaş yavaş kanıksanmaya ve içimize kadar sızmaya başladığının apaçık göstergesidir. ‘’Kimi zaman insanda hayvanca bir zalimlik olduğundan dem vurulur ama hayvanlara yapılan korkunç bir haksızlık, bir hakarettir bu. Bir hayvan asla insan gibi zalim olamaz; böylesine ustalıklı, böylesine sanatsal bir zalimlik insanda olur sadece’’ sözünü eden Dostoyevski ne de haklıymış. Yaşanan bu olay kalplerimizin ne kadar karardığını, ruhumuzu kin ve nefret bürüdüğünü gözler önüne serer halde. Hayvana yönelik her türlü şiddet, cinsel saldırı ve cinayete karşılık gelen cezalar asla yeterli değildir.   Bir saniye dahi kaybetmeden hayvan hakları yasası çıkartılıp, bunu yapanların en ağır şekilde cezalandırmaları gereklidir bu her şeyden önce insanlık vazifemizdir. Fail ya da failler tespit edilebilir, cezalandırılabilir yeter ki bu görüntüye alışılmasın, unutulmasın, sıradanlaştırılmasın. Her şeyden önce çağrımızdır ‘’Sokakları değil içinizdeki kötülüğü temizleyin’’    

Editör: TE Bilisim