Afiş ve reklamlarda çocukların anonimleşerek birer sembole dönüşmesi çocuk istismarıdır. Referanduma son üç gün kala geriye dönüp partilerin seçim kampanyalarına baktığımızda aklımızda kalan bir soru işareti: Kampanya çalışmalarında çocukların fotoğraflarına, seslerine yer verilmesi çocuk hakları açısından nasıl değerlendirilmeli? Özellikle bu kampanyalar içerisinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin “Hayır” afişinde yer alan küçük kız çocuğu en çok aklımızda kalanlardan oldu. Küçük kız çocuğunun bu kampanyanın yüzü olması bazı platformlarda da eleştirildi. Biz de çocuklara böylesi kampanyalarda yer verilmesini Psikolog Aile Danışmanı Tuba Dik’e sorduk. Bir psikolog olarak konuya, her türlü ideolojiden bağımsız olarak objektif bir perspektiften bakılması gerektiğini söyleyen Dik, şunları söyledi: “REKLAMLARI ÇOCUK İSTİSMARI AÇISINDAN DEĞERLENDİREN BİR ETİK KURUL OLMALI” “Çocukların tanıtım ve reklam amaçlı çeşitli kampanyalarda kullanılması yeni değil maalesef. Çocuk bedeni, masumiyeti bu tip amaçlar için birer araç olmasın diye pek çok duyarlı uzmanın ve vatandaşın çaba sarf ettiğini biliyoruz. Mesela ülkemizde reklamları çocuk istismarı açısından değerlendiren bir etik kurulun eksikliği böyle zamanlarda çok hissediliyor maalesef.” Söz konusu siyasi partilerin hedef kitlelerinin yetişkinler olduğu vurgulayan Dik, “Burada amaç seçmeni, hepimizin geleceği için en iyi kararı vermeye teşvik etmek, bu kararı verirken çocuklarımız özelinde, uzak geleceği de hesaba katmayı unutmadan hareket etmelerini sağlamak olabilir ki bu güzel bir niyettir” dedi. Dik, şöyle devam etti: “Bunu ister sevimli bir çocuğa seçim kampanyası için kullandığınız şarkıyı söylettirerek, ister o çocuğun güzel ve masum yüzünü belirlediğiniz sloganın yanına koyarak yapın, sonuç aynı. Niyetinizin kendinizce iyi olması, kötü sonuçları meşru kılmaz diye düşünüyorum. Buradaki kötü sonuçlardan biri, o çocukların söz konusu kampanya sürecinde afiş ve reklamlar nedeniyle anonimleşerek birer sembole dönüşmesi ve karşıt ideolojilerin şiddet içerikli tepkilerine maruz kalmasıdır. Bu hususta ailelerin de, hangi siyasi görüşe sahip olurlarsa olsunlar, çocuklarının bireyselliğini koruma noktasında yeterli hassasiyeti göstererek onları, bu tip amaçlara alet etmemesi gerektiğini düşünüyorum.” “ÇOCUKLARIN ZİHİNLERİ BULANDIRILMAMALI” Diğer bir kötü sonucun ise, bu sürece tanık olan çocuklar olduğunu söyleyen Dik, çocukların böylesi karmaşık polemiklerden uzak tutulması gerektiğini ifade etti. “Ülkece, bir süredir çok yönlü ve oldukça zorlu bir süreçten geçiyoruz. Çocuklarımız bu süreçte dünyalarında hiç olmamasını dilediğimiz travmatik sayılabilecek olaylara şahit oldular, olmaktalar. Bu nedenle çocukları, henüz hazır olmadıkları karmaşa dolu bir başka dünyaya çekmek ve temiz zihinlerini bulandırmak yerine onları bu süreçlerin dışında tutmanın biz yetişkinlerin en önemli görevlerinden biri olduğuna inanıyorum. Çocuklarımızın geleceği için yapabileceğimiz doğru şeylerden biri bu.” Atlas YANAR

Editör: TE Bilisim