Ankara, Gazi ve Hacettepe Üniversiteleri Sağlık Bilimleri Fakültelerinin ortaklaşa düzenlediği ve Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 3. Uluslararası Sağlık Bilimleri Kongresi, “Her şey Sağlık İçin, Paydaşlar Arası İşbirliği ”temasıyla   gerçekleşti. Düzenlenen kongre oturumunda konuşan  Sağlık İletişimi Derneği Başkan Yardımcısı ve Gazeteci Yeşim Sert Karaaslan, '' Şiddet hiçbir şekilde haklı kılınamaz.İster bir hekim hatasından kaynaklansın,ister sağlık sisteminden kaynaklı bir sorun olmuş olsun bu fiziksel veya sözlü bir eylemi haklı kılacak bir gerekçe değildir'' şeklinde konuştu. “Her şey Sağlık İçin, Paydaşlar Arası İşbirliği ”temasıyla   gerçekleştirilen 3. Uluslararası Sağlık Bilimleri Kongresi  29 Kasım-1 Aralık tarihlerinde gerçekleşti.  Sağlık bilimlerinin geleceği, yönelimleri ve insan gücü, sağlık bilimlerinde bilimsel araştırma, sağlığın sosyal belirleyicileri ve öncelikli gruplar, kronik hastalıklarda ulusal ve uluslararası politikalar, sağlıkta şiddet ve önlenmesi gibi konuların ele alındığı kongreye, alanında uzman çok sayıda konuşmacı katıldı. Kongre oturumunda konuşan Sağlık İletişimi Derneği Başkan Yardımcısı ve Gazeteci Yeşim Sert Karaaslan, sağlıkta şiddetin medya boyutunu ele alarak, şiddet haberlerinin verilişinde medyanın kullandığı dilin önemine dikkati çekti.  KARAASLAN:''MEDYAYA,GAZETECİYE DÜŞEN ROL GİTTİKÇE ARTIYOR'' Karaslan yaptığı konuşmada ''Medyanın ne kadar  büyük bir güç olduğunu bugün fark edebiliyoruz.. Güçten bahsettiğimizde en önemli şeylerden biri Savunma Sanayii deriz hala çok büyük bir güçtür ama artık günümüzde en büyük güçlerden bir tanesi medyadır. Sağlıkta kendi başına farklı açılardan incelendiği zaman sektörel anlamda çok büyük bir güçtür. Bu yüzden belli olayları kanıksatma, gündem oluşturmada medyanın tartışılmaz bir güce sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki okur-yazarlık oranı ne kadar yükselirse yükselsin artık insanlar bilgiyi hekimden veya işin profesyonelinden almak yerine, internete girerek arama motorlarından, televizyonlardan, gazetelerden öğreniyor ve birtakım programları kendilerine referans alıyor. Bu yüzden medyaya,gazeteciye düşen rol gittikçe artıyor. '' ifadesini kullandı. ''GÖREVİNİ YAPARKEN ŞİDDETE MARUZ KALAN HEKİMLERİ, SAĞLIK ÇALIŞANLARINI YİNE EN YAKIN MEDYA ÇALIŞANLARI ANLAR'' Medyada doğru kullanıldığında verilecek olan algı ne kadar pozitif olabilirse, yanlış kullanıldığında da tamamen negatif ve toplum sağlığını rahatsız edici mesajlar çıkabiliyor diyen Karaslan; '' Gazetecilere düşen rol de her geçen gün gittikçe artıyor. Medyanın rolü ne olmalı diyoruz. Görevini yaparken şiddete maruz kalan hekimleri, sağlık çalışanlarını yine en yakın medya çalışanları anlar çünkü biz de mesleğimizi icra ederken çoğu zaman fiziksel ve sözlü şiddete maruz kalabiliyoruz. Şiddet hiçbir şekilde haklı kılınamaz.İster bir hekim hatasından kaynaklansın,ister sağlık sisteminden kaynaklı bir sorun olmuş olsun bu fiziksel veya sözlü bir eylemi haklı kılacak bir gerekçe değildir. '' dedi. Oturumda konuşma yapan Sağlık- Sen Genel Sekreteri Fatih Seyran ise, sendika olarak sağlık çalışanına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında önemli çalışmalar yaptıklarını ve yapmaya da devam ettiklerini dile getirerek şu açıklamalarda bulundu: “Sağlık alanında Türkiye’de 7 işçi sendikası, 27’de kamu görevlileri sendikası var. 48 bin 500 üyemiz işçi sendikasına, 365 bin 500 üyemiz kamu görevlileri sendikamıza üye. Toplam 414 bin sendikalı mevcut. Ancak sağlık sektöründe yaklaşık 800 bin kişinin çalıştığı tahmin ediliyor” diyen Seyran, “Sendika bir sivil toplum örgütüdür ve sivil toplum örgütü refleksi gösterir. Sendikanın amacı da, dayanışma ve yardımlaşmayı önceleyen, toplumsal sorunların çözümüne odaklanan, yetersiz noktalarda devleti destekleme ve baskılama rolü de üstlenen, yasal çerçevede ama devletten bağımsız bir refleks ortaya koymaktır” ''SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET UYGULAYAN KİŞİNİN TUTUKLU YARGILANABİLMESİNE İMKÂN TANINDI'' Seyran, ''Sağlık sektöründe sendika olarak, sağlık çalışanlarına yönelik her türlü şiddetin önüne geçme ve şiddet gerçeğini ortaya koyma amacıyla, özellikle çeşitli televizyon programlarıyla kamuoyunun dikkati çekmeyi amaçlıyoruz. “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulama hadsizliğini gösteren kişilerin CMK 100.madde kapsamında tutuklu yargılanabilmesine imkân tanındı. Ve bundan böyle şiddete uğrayan tüm sağlık çalışanlarımız için karakolda ifade verme son bulmuş, kolluk güçleri şiddete uğrayan sağlık çalışanlarımızın iş yerinde ifadesine başvuracaktır.”dedi. SEYRAN:''ŞİDDET, KABUL EDİLMESİ, KANIKSANMASI TRAJİK BİR KONU'' “Cinsel, sözel, duygusal, fiziksel şiddetle hem toplumda hem de çalışma ortamlarında iç içeyiz. Bu noktada bir şiddet çeşitliliği söz konusu” diyen Seyran, sözlerine şöyle devam etti: “Şiddetin ortaya koyduğu sonu, ölüm, sakatlanma, yaralanma, duygusal ve fiziksel travmalar şeklinde sıralanabiliyor. Şiddet, kabul edilmesi, kanıksanması trajik bir konu, ama maalesef gerçek. Ve bu şiddet gerçeğini masaya yatırdığımızda hiçbir zaman bunu kanıksamadan, şiddet gerçeğinin hayatımızın bir parçası haline geldiğini kabul etmeden yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi adına da çalışmalar sürdürdüğümüzün göz önünde bulundurulması önemli. ” (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim