Ağustos ayına girdik. Serin ve yağmurlu bir Haziran’dan sonra Temmuz kısmen sıcak geçti. Ancak özellikle son haftasındaki sıcaklar oldukça rahatsız ediciydi. Covid-19 tedbirlerinin normalleşme sürecine girdiği bugünlerde evlerinde sıkılan herkes köyüne ya da tatil yörelerine akın etmeye başladı. Ağustos sıcak geçecek ve bu nedenle güneş çarpmalarına karşı dikkat etmek gerekiyor. Maske, hijyen ve sosyal mesafeye uymayı da unutmayalım. Frances Ashcroft’un “Yaşamın Kıyısında – Hayatta Kalma Bilimi” isimli kitabında da belirttiği gibi istatistiklere göre, ABD’de her yıl yaklaşık 250 kişi sıcak çarpmasından hayatını kaybediyor. Sıcakların arttığı yıllarda bu rakam bin beş yüzlere kadar yükselebiliyor. 1998 Temmuz ayında Midwest’te sıcaklık 38 ºC’ye çıkmıştı. Bu sıcaklık yirmi dört gün boyunca gece dahil sürmüş, yüz elli kişi yaşamını yitirmişti. 1999’da bu kez Şikago’da benzer sıcak hava dalgası görülmüştü. Eve hırsız ya da börtü böcek gireceği endişesiyle pencerelerin sıkı sıkıya kapanması, sıcak çarpmasına davetiye çıkaran etkenlerin başında yer alıyor. Hemen belirtelim ki yaşlılar az terledikleri için özellikle risk altındalar. Yirminci yüzyılın ilk yıllarında sıcak çarpmasının güneşten kaynaklanan beyin kanaması olduğu sanılıyordu. Güneş ışığının tehlikeli ‘aktinik’ ışınlar ihtiva ettiği; bu ışınların kafatasına girerek beyne ulaştığı ve orada güneş yanığına sebep olduğu düşünülüyordu. Ancak bu varsayımın doğru olmadığı 1917’de anlaşıldı. Bugün güneş çarpmasına, sıcak çarpması da deniliyor. Sıcak çarpmasının yaygın bir nedeni sıcakta yapılan fiziksel hareketler. Terin buharlaşmasını engelleyen kıyafetler de sıcak çarpmasına davetiye çıkarıyor. Hele sıcak ve nemli ortamlar oldukça tehlike barındırıyorlar. İlla hareket gerekmiyor. Hareketsiz insanlarda da sıcak çarpması riski var. Yani terlemenin yeterince gerçekleşmediği her an sıcak çarpmasına maruz kalınma riski taşıyor. Özellikle kistik fibroz hastaları sıcak çarpması riskine oldukça açık. Bu arada sağlıklı da olsak uzun süre sıcak iklime maruz kalındığında vücut, terleme işlevini yerine getiremeyebiliyor. Bu durumda da ter bezlerinin iltihaplanması sonucu isilik denilen kabartılar oluşuyor. Tedavi edilen vakalarda bile ölüm oranı yüzde 30’un üzerinde olduğunu aman unutmayalım ve Ashcroft’un “Yaşamın Kıyısında – Hayatta Kalma Bilimi” isimli kitabında belirttiği sıcak çarpmasına karşı tedavi yöntemlerini aklımızdan çıkarmayalım: Sıcak çarpmasına maruz kalan kişiyi soğutmanın en iyi yolu, ılık suya batırılmış bir süngerle tüm vücudu silmektir. Soğuk su dolu bir küvete sokmak yerine buharlaşarak soğutma uygulamak çok daha etkili. Çünkü vücudun direkt soğuk suya sokulması genel bir damar büzüşmesine ve dolayısıyla kanın deriden uzaklaşarak ısı kaybının kısıtlanmasına neden olmaktadır. Şiddetli vakalarda boyun, kol altları ve kasık gibi geniş kan damarlarının deri yüzeyine yakın geçtiği yerlere buz torbasıyla kompres yapılmalıdır.  

Editör: TE Bilisim