Fiilen olmasa da bir seçim döneminin daha içine girmiş bulunuyoruz. Yakın zamanda da seçim günü ilan edildiğinde partilerin propaganda yarışları da başlayacak. Geçmiş seçim çalışmaları hala gözler önünde. Parti ismi hiç fark etmiyor. Hepsinin de propaganda şekli çoğu zaman hakaretlere varıyor. Gerek var mı? Tabi ki hayır. 

Çünkü bu tür propaganda şeklinden toplumlar da etkileniyor. Toplum da kutuplaşmaya neden oluyor. Kimsenin kimseye tahammülü kalmıyor. Zaten seçim yapılmasının nedeni iktidar olacak partinin kendilerini seçmeyenleri de mutlu etmek zorunda olmaları, onların da isteklerine cevap vermeleri. 

Peki bu sözlü şiddet niye…

Neden demokratik bir şekilde yapmıyoruz propagandamızı. Şunu unutmamalıyız ki; başkalarını karalayarak, kendimizi iyi gösteremeyiz.

Yeni nesil artık kavga siyasetini ve klasik söylemleri beğenmiyor ve desteklemiyor. Teknoloji ile büyüyen bir nesle ufku geniş söylemler dillendirmeniz gerekiyor.

Gelecekte teknolojik anlamda neler yapacağız?

Bir marka oluşturacak mıyız?

Silikon Vadisi gibi devasa girişimci atölyeleri açacak mıyız?

Kısacası her anlamda dışa bağlı olmaktan kurtulabilecek miyiz?

Evet. Meydanlarda bunları duymak istiyor insanlar artık. Avrupa’nın bir cep telefonundan kazandığını biz bir tır halıda kazanabiliyorsak, oturup düşünmemiz gerekiyor.

Sanayimiz artık katma değeri yüksek ürünler üretmeli.

Seçim yapmakla bitmiyor ki her şey. Kim kazanırsa kazansın, asıl maraton esas koşu o zaman başlıyor. Ancak bu koşu maratonu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor.

Bakın caddelere ve sokaklara. Eş, dost ve akrabalarınızı yoklayın. Kimsede seçim heyecanı yok. Toplumsal huzurumuz kaybolmuş. İnsanlarımız artık atışma ve kavga değil, barış ve huzur istiyor.

Liderlerin bana göre en çok dikkat etmesi gereken konu bu. Bütünleyici, birleştirici ve toplumsal huzuru destekleyici söylemleri çoğaltan lider bana göre seçiminde galibi olacaktır.

Editör: TE Bilisim