Lev Nikolayeviç Tolstoy: Anna Karenina, Kreutzer Sonat ve Diriliş'in büyük yazarı Tolstoy, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tüm zamanların en büyük romanlarından biri ve Tolstoy'un başyapıtı olarak kabul edilen Savaş ve Barış ilk kez 1867-1869 yılları arasında Ruskiy Vestnik dergisinde tefrika edildi. Tolstoy bu eserinde Rus ve dünya tarihinin en önemli olaylarından biri olan Napolyon’un 1812’de Rusya’yı işgalini ve bu savaşın, özellikle aristokrat çevrelerde yarattığı altüst oluşu, son derece gerçekçi sahnelerle, ayrıntılı ve derinlikli analizlerle yansıtan bir başyapıt. Avrupa’daki monarşileri birbiri ardına bozguna uğratarak ilerleyen Napolyon orduları Moskova’ya doğru ilerlemektedir. Rus aristokratları, bu ürkütücü savaş makinesi karşısında bir yandan muharebeye hazırlanmakta, bir yandan da kişisel dertleriyle boğuşmaktadır.  Rusya’nın 19. yüzyılın ilk yarısında panoramik bir fotoğrafını çeken Savaş ve Barış, soylu sınıfına dair yakın gözlemlerin yanı sıra köy ve kasabalarda yaşanan çiftlik hayatını da ustalıkla yansıtıyor. Dünya edebiyatının en başarılı eserlerinden sayılan bu muazzam nehir roman, savaşların getirdiği kaosu, mantıksızlığı, insan vicdanı ile etiğe aykırılığı; muktedirlerin, büyük zaferler vaat edenlerin sözlerindeki ve çabalarındaki beyhudeliği gözler önüne seriyor. Tolstoy'un yazdığı Savaş ve Barış adlı romanın 2009 yılında Newsweek tarafından hazırlanan "Top 100 Kitaplar" listesinde 1. sırada yer aldığını biliyor muydunuz? Tolstoy'un farklı sonlarla pek çok kez yayımlattığı eserinin ilk hâli, 1865-1867 yılları arasında Rus Habercisi gazetesinde "1805 Yılı" adıyla yayımlanır. Eserin Latin harfli ilk Türkçe baskısı, Ali Kâmi Akyüz çevirisiyle 1938 yılında Hilmi Kitabevi aracılığıyla Türkiye'deki okurlarla buluşturulur. Yıllar boyunca pek çok çevirmen tarafından çevrilip çeşitli yayınevleri tarafından yayımlanan roman, 1943 yılında da Nazım Hikmet ve Zeki Baştımar ortak çevirisiyle MEB Yayınları tarafından basılır. 2016 yılında ise Hasan Ali Yücel Klasikleri dizisinde yer almak üzere Tansu Akgün çevirisiyle Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanır. Yayımlandığı ilk yıllardan itibaren dünyanın dört bir yanındaki okurların ilgisini üzerine toplayan eser, pek çok kez beyaz perdeye de aktarılır. 

Editör: TE Bilisim