Emekli Kemal Turan, bugüne kadar açtığı altı resim sergisinin  geliriyle  toplam  kırk altı tane tekerlekli sandalye alarak engelleri yıkmaya devam ediyor.Turan, resim yaparken mutlu olduğunu fakat resimlerinin bağış karşılığı verilip ihtiyacı olanlara tekerlekli sandalye olarak döndüğü zaman iki katı mutlu olduğunu dile getirerek birçok engelli vatandaşın umudu, kolu,kanadı olmaya devam ediyor. Emekli olduktan sonra tutkusu olan resim sanatını sosyal sorumluluk projesi kapsamında insanlığın hizmetine sunan Kemal Turan, açtığı resim sergileriyle  engelli vatandaşların engellerini yıkmaya ve sesi olmaya devam ediyor. Ulucanlar Cezaevi Müzesi Sanat Sokağı’nda atölye açarak çalışmalarına kaldığı yerden devam eden ressam Turan’la hayatı,  resim tutkusu ve sosyal sorumluluk projesi hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.  ‘’GAYEM; SANATI HAYIRSEVERLERİN DESTEĞİYLE İNSANLIĞIN HİZMETİNE SUNMAK’’ Öncelikle kendinizden bahseder misiniz? 1950 yılında Sivas’ta doğdum. 1971 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun oldum. Aynı yıl Maliye Bakanlığı’nda göreve başladım. 2015 yılında Sayıştay Daire Başkanlığı’ndan emekli oldum. Şu anda bir devlet üniversitenin Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümü’nde eğitim almaktayım.  Çocukluktan beri resme olan ilgim herkesin dikkatini çekiyordu. Bu uzun bir dönem böyle süregeldi. Emekli olduktan sonra resim çalışmalarımı Altındağ Belediyesi’nin  Ulucanlar Sanat Sokağı’nda bulunan atölyemde devam ettirmeye başladım. Çalışmalarım genellikle natürmort ve manzara üzerine fakat fakülteye başladığımdan beri soyut çalışmalara da başladım. Bütün gayretim, yaptığım çalışmaların bireysel olarak oluşturduğum ‘’Sosyal Sorumluluk Projesi’’  çerçevesinde, sanata ilgi duyan hayırseverlerin desteğiyle, küçük de olsa insanlığın hizmetine sunmaktır. ‘’BABAM FELÇ OLDUKTAN SONRA NE KADAR ÇOK TEKERLEKLİ SANDALYE İHTİYACI OLDUĞUNU ANLADIM’’  Resim sanatına olan ilginiz nasıl başladı başlama serüveniniz nasıl gelişti? Resme çocukluktan beri merakım vardı. Evde odanın birini resim atölyesi yapmıştım. Emekli olmadan evvel sanat sokağını keşfettim ve buraya müracaat ettim akabinde bir buçuk yıl bekledim. Emekliliğime yakın bir zamanda atölye çıktı 4 yıldır bu atölyede resim çalışmalarımı sürdürmekteyim.  Memurken sürekli resim yaptığım için resimlerim birikmişti. Bu kadar resmi ne yapabilirim diye düşünürken bir sosyal sorumluluk projesi oluşturmak istedim. Bu sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde yaptığım resimleri toplumun hizmetine sunmak istedim. Hiç unutmam lise ikideydim. O zamanlar karşılıklı münazara yapardık sınıfta sanat sanat için midir yoksa sanat toplum için midir diye bir soru sormuştu hocamız. Konuları tartıştıktan sonra öğretmenimiz bize ‘sanatı sanat için yapacaksınız fakat toplumun hizmetine sunacaksınız’ dedi. Bu söz herhalde aklıma kazınmış olmalı ki yıllar sonra bunu anımsayıp ben resmi sanat için yapacağım ama tüm bunları toplumun hizmetine sunacağım dedim. Ardından sanatımı toplumun hizmetine nasıl sunabilirim diye düşündüm.1985 yılında babam felç olmuştu ve Ankara'daki hastanelerde yaşanan tekerlekli sandalye sıkıntısını çok yakından yaşamış oldum. Bu nedenle Türkiye'de engelli vatandaşlarımızın birçoğu tekerlekli sandalye bulamadıkları için evinden dışarı çıkamıyor. Yaşlı olan engelli bireyler sırtlarda taşınıyordu bunları bildiğim ve yakından şahit olduğum için kamu yararına hizmet güden bir dernek olan Bedensel Engelliler ile  Dayanışma Derneğini buldum.Bu dernekle birlikte ortak bir proje hazırladık bu kapsamda sosyal sorumluluk  projesi çerçevesi içerisinde her sene bir sergi açıyorum. Istanbul'da,Sivas'ta ve toplam üç kere de Ankara'da sergi açtım. Resim sergisinin gelirinin tamamıyla engellilere tekerlekli sandalye temin ettik. Ben para işiyle hiç ilgilenmedim. Gelenler bağış yapıyorlar ve bağışın karşılığında yapmış olduğum resimlerden birini alıyorlardı. Bu şekilde altı sergimden toplamda 46 tane de tekerlekli sandalye temin ettim. ‘’SANKİ KANATLANDI, KANATLANDI DA UÇMUŞ GİBİ OLDU…’’  Tüm bunlara imza attıktan sonra hayatınızda ne gibi değişimler oldu?  Kendimi her zamankinden daha mutlu hissettim. Resim yaparken mutlu olduğum kesin ama yaptığım resimler bağış karşılığı verilip ihtiyacı olanlara tekerlekli sandalye olarak döndüğü zaman bu mutluluğum çarpı iki oluyor. . 69 yaşındayım ve bu yaştan sonra da  mutlu olacağımı bildiğim bir işi yapmak istiyorum. Para kazanmak beni mutlu etmiyor. Hayatımda bir çok şey değişti.. Engelli dostlarımın mutluluklarını,yüzlerindeki sevinci ve özgür oluşlarını görmek kadar güzel bir duygu yok. Çoğu engelli dostumun arkasından ağladım bile..21 yaşındaki bir kız çocuğu  o yaşına kadar hep annesinin sırtında bir yerlere gitmiş bir türlü tekerlekli sandalye temin edilmemiş bu kızcağıza..Tekerlekli sandalyeyi gördüğü an bu bu kız çocuğuna ne mi oldu dersiniz? Sanki kanatlandı, kanatlandı da uçmuş gibi oldu. Bu güzel kız çocuğunun arkasından bakarken göz yaşlarıma hakim olamadım. Kendimi işe yarar görmeye başladım. Emekli olduktan sonra insan bambaşka bir döneme adım atıyor sanki. Emekli arkadaşlarımın emekli olduktan sonraki ruhsal çöküntüsünü gördüm o dönem bir işe yaramama psikolojisine bürünüyor insan nedendir bilinmez. Gözlemliyorum, çoğu kişi  emekli olduktan sonra ya kahvehaneye gidip oyun oynuyor ya dışarıda bir yerlerde oturup gelen gidenle muhabbet ediyor. Ben de emekliliğe hazırlanırken ne yapacağım diye düşünmeye başlamıştım. Gidip kahvehanede oyun oynamak ya da  boş boş oturup gelen geçeni izlemek hiç bana göre değildi. ‘’HER ŞEYDEN ÖNCE ÖRNEK OLMAK İSTİYORUM’’ En son serginizi ne zaman açtınız? Yeni projeleriniz nelerdir? Yeni bir sergi açmayı düşünüyor musun? En son sergimi 11 Aralık’ta açtım ve 59 tane tablom bağış karşılığında satıldı. Bağış yapanların cep telefonlarını, adreslerini, iletişim bilgilerini alıp, almış olduğum tekerlekli sandalyelerin bilgisini kendilerine ulaştırıyorum. Bu yüzden insanlar bana güvendi. Her sene yapabildiğim, yetiştirebildiğim kadarıyla bir sergi açmak istiyorum. Şimdilik İstanbul’dan bir teklif geldi.  Bu arada yapmış olduğum bu sosyal sorumluluk projesini dernek haline getirmek istiyorum. Kendi gelirim, kendi emeğim ve kendi çabalarımla çalışmalarımı devam ettirmek ve her şeyden önce örnek olmak istiyorum. Kişiler, illa ki bir yerden teşvik alarak ya da para alarak hayır işi yapmasın. Kendi gücü, doğrultusunda yapabildikleri kadar yapsınlar. ‘’ANKARA SANAT HAREKETLİLİĞİ  YÖNÜNDEN BEKLENTİNİN ÇOK AŞAĞISINDA’’  Gözlemlerinize göre Ankaralıların  sanata  olan ilgisi nasıl? Ankara, sanat yönünden zayıf. Hayatımın neredeyse tamamı Ankara’da geçtiği için burada geniş bir çevrem var. Resim sergimin açılışlarına hep katılır dostlarım sağ olsunlar beni yalnız bırakmazlar ve tüm resimlerimi bağış yoluyla satın alırlar. Anlatmak istediğim şu, katılanların büyük bir çoğunluğu kendi çevremden oluyor, Ankaralılardan kaynaklanan bir durum değil. Nüfusuna oranla ne yazık ki Ankara sanat hareketliliği  yönünden beklentinin çok aşağısında.. ‘’ÇEKİNMEYİN,UTANMAYIN,SORUN,ARAŞTIRIN,İRDELEYİN’’ Son olarak okurlarımıza vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mıdır? Vatandaşların ilgisini yakinen görmekteyim. Burayı ziyarette bulunanlarla bazen sohbet ediyoruz bana şunu diyorlar: ‘Bizler de sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, bağışta bulunmak istiyoruz ama piyasada  işin hilesine, sahtekarlığına kaçanları duyuyoruz bu yüzden de cesaret edemiyoruz. Bu nedenle ben de onlara ‘’ Bir sosyal sorumluluk projesi veya yardım kampanyası gibi bir şeyle karşılaştığınızda çekinmeyin,utanmayın,sorun,araştırın,irdeleyin. Eğer gerçekten hayır işi yapan bir sivil toplum kuruluşuysa ya da herhangi biriyse rahatlıkla çekinmeden yardımınızı yapın arkasından da takip edin’’ diyorum. Tekerlekli sandalye ihtiyacı o kadar fazla ki vatandaş olarak benim gibi Türkiye’de 40-50 kişi çıksa  belki birilerinin kolu, kanadı, özgürlüğü oluveririz. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim