Sürekli dillendirdiğimiz, olmazsa olmaz dediğimiz insan tavırlarından biri de samimiyet. Herkes herkesin samimi olmasını istiyor. Bir insan size samimi gelmediği anda o kişiyi farklı görmeye başlıyor ama ilişkimizi yavaş yavaş bitiriyoruz. ‘’Samimi olunabilir mi? Kalbin en içinden, bir şeyin öz ve iliğinden gelen anlamındaki bu sözcük, bir davranış niteliği olabilir mi? Yoksa samimiyet, karşınızdakine kendimizi belirli bir surette temsil etme derdi mi? Samimi olma, samimiyetsizlik olabilir…’’ Evet, bazen fazla samimi tavırlar, samimiyetsizliğin de göstergesi de olabilir. Çok yakın gibi davranmak, süslü sözcükler, doğal olmayan sevgiler hepsi samimiyetsizliğin göstergesi olabilir. Bu tip insanlar çevremizde var. Onlardan kurtulmak çoğa zaman maalesef ki mümkün olmuyor. Psikolojik oyunlarıyla insanı ele geçiren ve kendine göre eviren bu tipler bir yerden sonra fazla can sıkıcı olabiliyor. Sizin açığınızı ararken, samimiyet maskesi altında kendilerini iyi gösteriyorlar işte. Doğal olmak ve samimi olmak aynı şeyler değil. Hatta bazen samimi olmak doğal olmanın ötesine geçebiliyor. Çünkü samimi insan, gerçek samimi insan dürüsttür. Kırıcı olsa da dürüsttür. Çünkü samimi olmak içten olmayı gerektirir. İnsan içinden geçeni dürüst bir şekilde söyleyebiliyorsa samimidir işte. Böyle insanlara güvenmek önemlidir. Çünkü sizi yaralamayacağını da bilirsiniz. İnsan ilişkilerinde kullanılan bu özellikler sizi yukarıya taşıdığı gibi aşağı da çekebilir. Bunun için ilişkilerin dozunu iyi ayarlamak gerekiyor. Hem kendimiz hem de karşı taraf için. Kim olursa olsun açık aramak için hareket etmemeli insanları kendimizce testlerden geçirmemeliyiz. Çünkü karşı tarafa aptal gibi görmek, yapılan oyunları anlamıyor sanmak en büyük tehlikedir. Bu tip insanlarla ilişkilerimizi sınırlı tuttuğumuzda en az zararla belki de kurtulabiliriz…

Editör: TE Bilisim