Sedef hastaları için besin takviyesi geliştiren Eczacı Reyhan Aliusta, Son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda nörolojik rahatsızlıkların (örneğin; Alzheimer ), depresyonun, anksiyetenin de bağırsak florasındaki bozukluktan kaynaklandığını öne sürerek sağlığımızla ilgili her şeyin mikrobiyomumuza bağlı olduğunu ifade etti. Vücudumuzun toplam bağışıklık sistemi hücrelerinin %70-80 ‘i bağırsaklarımızda bulunur. Bağırsakların genel sağlık durumu ve akıl sağlığı üzerinde doğrudan etkili olduğunu dile getiren Eczacı Reyhan Aliusta ise süper kahramanlarımız olarak adlandırdığı mikrobiyomlarla ilgili bir açıklama yaptı. Eczacı Reyhan Aliusta’nın açıklamalarını şunlar oluşturdu: ‘’Modern Tıbbın babası;  Yunan Hekim Hipokrat, M.Ö 3. Yüzyılda ‘’Bütün hastalıklar bağırsakta başlar’’ demiştir. Bağırsaklar genel sağlık durumumuz ve akıl sağlığımız üzerinde doğrudan etkilidir. Bunu içerisinde yaşayan bakteri topluluğu ile yapar (Mikrobiyom)’’ ‘’SÜPER KAHRAMANLARIMIZ MİKROBİOTA’’ Süper kahramanlarımız olarak adlandırdığı  ‘’Mikrobiotanın’’ vücuttaki işlevlerine değinen Aliusta, şunları sıraladı:

  • Bağırsak duvarında zararlı bakterilere (patojenlere) karşı fiziksel bariyer oluşturur. Pek çok toksine karşı detoksifikasyon yapar. (Karaciğerin iş yükünü alır.)
  • En büyük bağışıklık sistemi organımızdır. (Otoimmün hastalıklarda etkilidir.)
  • Mutluluk hormonu olan serotonini salgılar. (Stresle baş etmemize yardım eder.) Vücudumuzdaki serotoninin %80-90 bağırsağımızdaki sinir hücreleri tarafından salgılanır.)
  • Besinlerin emilimine yardım eder.
‘’DUYGUSAL YA DA FİZİKSEL OLARAK NASIL HİSSETTİĞİMİZ MİKROBİYOMUMUZA BAĞLIDIR’’ ‘’ Mikrobiyomumuz; bağışıklık sistemi, detoksifikasyon, enflamasyon, vitamin emilimi vb. birçok fizyolojik aktiviteden sorumludur. Ayrıca mikrobiyom ruh halimizi, libidomuzu, metabolizmamızı, enerjik ya da halsiz olup olmadığımızı belirlemeye yardımcı olur. Kısaca ifade etmek gerekirse sağlığımızla ilgili her şey (duygusal ya da fiziksel olarak nasıl hissettiğimiz) mikrobiyomumuza bağlıdır’’ ‘’ SEDEF, EGZAMA, VİTİLİGO, ASTIM, KOLİT VB. PEK ÇOK SORUNUN KAYNAĞI’’ ‘’ Sedef, Egzama, Vitiligo, Astım, Kolit, MS, Behçet, Obezite, Diyabet, Otizmde dahil pek çok sorunun kaynağının mikrobiyom olduğunu ifade eden Aliusta, ‘’Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar nörolojik rahatsızlıkların (örneğin; Alzheimer ), depresyonun, anksiyetenin de bağırsak florasındaki bozukluktan kaynaklandığını göstermiştir’’ dedi. ‘’BAĞIRSAĞIMIZDAKİ BAKTERİLERİN SAYISI; GALAKSİMİZDEKİ YILDIZLARIN SAYISINDAN FAZLADIR’’ Aliusta:  ‘’Vücudumuzun toplam bağışıklık sistemi hücrelerinin %70-80 ‘i bağırsaklarımızda bulunur. Bağırsağımızdaki bakterilerin sayısı; galaksimizdeki yıldızların sayısından fazladır. Vücudumuzda 30 trilyon civarı insan hücresi, 39 trilyon kadarda mikrop hücresi bulunmaktadır.  Biz yakın zamana kadar mikroplardan korktuk ve nefret ettik; artık onları takdir etmenin zamanı geldi.’’ ‘’PROBİOTİKLER OLMADIĞINDA BU ÖZELLİK ZARAR GÖRÜR’’ ‘’Besin maddelerinin hem bağırsağa gelmesi hem de bağırsaklardan taşınabilmesi için zengin bir kan damarı ağına ihtiyaç vardır.  Ayrıca hücrelerinin sızdırmaz olması gerekir; yani hücreler yabancı moleküllerin ve mikropların kan damarlarına sızmasını önlemek için birbirine sıkıca kenetli olmalıdır. Probiotikler olmadığında bu özellik zarar görür’’ şeklinde konuşan Eczacı Reyhan Aliusta, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bağırsaklarımızı düşünelim. Açıldıkça bir futbol sahasını kaplayabilecek bir yüzey alanına sahiptir(250m² ) ve uzun kıvrım kıvrım bir tüptür. Bu tüpün içerinde trilyonlarca bakteri yaşar. Bu bakterilerin bağırsak duvarından geçip; onları vücudun başka yerlerine taşıyabilecek kan damarlarına ulaşmasına engelleyen sadece bir ‘epitel hücresi’ katmanıdır.’’ ALİUSTA: BAĞIRSAKLARIMIZ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİN ŞEFİDİR ‘’Bağırsak epiteli, mikroplarımızla esas ve temel bölgemiz olmakla birlikte; aynı zamanda en hassas noktamızdır. Bağırsaklarımızın 1. görevi; Sindirim sisteminde boşaltım organı olmasıdır. 2. ve en önemli görevi ise Bağışıklık sistemi hücrelerimizin %70’ini barındırmasıdır yani bağışıklık sistemimizin şefidir. Ayrıca mutluluk hormonu olan serotoninin büyük bir kısmı buradan salgılanır. Bütün Bakterilere Ölüm’’ şeklindeki bakış açısının son birkaç yılda yerini yavaş yavaş ‘’ Bakteriler bize yardım etmek isteyen dostlarımızdır görüşüne bıraktı.’' DOĞUM VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İLİŞKİSİ Doğumun bağışıklık sistemiyle olan ilişkisini değerlendiren Ecz. Reyhan Aliusta, ‘’Vajinal yolla doğan bebekler annelerinden faydalı bakterileri alırlar; ancak; sezaryenle doğan bebekler, annenin deri yüzeyindeki zararlı bakterileri alırlar. Bu yüzden sezaryenle doğan bebekler hayata 1-0 geriden başlarlar. Ayrıca anne emzirirken yavrusunun sadece karnını doyurmak ile kalmaz ona ikinci mikroplarını aktarır’’ ifadesini kullandı. ‘’ÇOK FAZLA ANTİBİYOTİK KULLANILMASI BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN BOZULMASINA SEBEP’’ Son olarak bağışıklık sistemi hastalıklarının son zamanda çok fazla artmasının nedenlerine değinen Aliusta,  ‘’Köy hayatından şehir hayatına geçmemiz, Temizlik ve hijyeni karıştırmamız (her şeyi antibakteriyel yapmamız) , çok fazla antibiyotik kullanılması, fazla şekerli ve paketli gıdaların tüketilmesi gibi etkenlerden dolayı bağışıklık sistemimiz bozuldu ve hastalıklar arttı’’ diyerek sözlerini noktaladı. (Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)    
Editör: TE Bilisim