Siyaset ülkenin, devletin ve en önemlisi insanın daha iyi koşullarda yaşamasını sağlamak amacını taşır. Farklı düşünce yapılarından ortak akla ulaşma çabasıdır. Dünyada değişmeyen tek olgu değişimdir. Gelişen şartlar ve hayat hakkında yeni bir yaklaşım sergilemek gerekir. Bilişimin gelişmesi sayesinde ortaya yeni koşullar çıktı. e devlet uygulaması ile birçok resmi işlem internet ortamında yapılabiliyor. Birgün sürecek işlemler dakikalar içinde bitiyor. Bürokrasi ve devlet yapılanması buna göre yeniden şekillenmek zorunda. Çağın gereğini yerine getirmeyen siyasal sistem yok olur. Dördüncü kuvvet medya değişim, gelişim ve arayışın temsilcisi olmak zorundadır. Kamuoyunu aydınlatma ve olumlu yönlendirme çabası içinde olmak zorundadır. Ama bugün 3.sayfa denen haberlerin ön planda olduğu ve şiddetin adeta kutsandığı duygu istismarcısı bir yapılanma var. Herkes kendince haklı, karşıdakiler kabahatli. Birde açık oturum programları var. Farklı görüşlerin bir arada tartıştığı yayınlar yapılıyor. Görüntü birbirinden farklı mantığa sahip kişilerin tartışması. Herkesin kendi fikrini savunması ve karşı tarafa kabul ettirmeye çalışması meselesi. Topluma usul ve edep açısından uygun yön verme görevi aslında. Bizde bugün tam bir kör döğüşü ya da Hacivat Karagöz oyunu gibi tartışma programları yapılıyor. Kanal a ekranlarında Savcı SAYAN ve Özcan YENİÇERİ ekranda tartışır, sonrada program çıkışı birbirleri ile sarmaş dolaş olurlardı. Bugün olay tam profesyonel. Belirli kanallar belli program konukları ve de belli refleksler içerisinde açık oturum programları izliyoruz. Sabit konuklar her konuda yorum yapıyor. Hatta bu demirbaş konukların bütçeden yararlandığı söyleniyor. Al gülüm ver gülüm yandı keten helva misali. En son Mehmet METİNER, Metin ÖZKAN, Hakan BAYRAKÇI, Şaban SEVİNÇ programı bütün bu konulara tüy dikince yamaya karar verdim. Emin PAZARCI’nın kulakları çınlasın. Kadın süs ve renk versin diye sunucu yapılması yanlış. Konuşulan konulardan bihaber, konuşmaları takip etmeyen, stüdyoda niye bulunduğunu bilmeyen moderatörler insanı bunaltıyor. Süs ve dekor gibi durmaya, uyurgezer gibi program sunmaya hakları yok. Bilgili ve çalışkan erkek moderatörler için pozitif ayrımcılık yapılmalı. Konuk tavırları şartlandırılmış refleks içerisinde. Şaban SEVİNÇ AKP demeyi rol model olarak seçmiş. Doğal olduğu an AK Parti söyleyiveriyor. Bu arada kendi partileri Ak Parti ve İYİ Parti diyorsa AKP ve İP demek ve bunu tartışma konusu yapmak ne kadar abes. Bağır çağır haklı çık anlayışında, karşı tarafı dinlemeden, laf yarıştırma içerinde bir üslup artık rahatsızlık veriyor. Ülkemizde bilimler ayrımı yapılmadığı, aruz ölçüsü olmayan dizeler ortada dolaştığı için safsata hayatın tam göbeğine oturmuş durumda. Dolayısıyla entelektüel seviyeniz düşük olunca hatta bulunmayınca söyleyeceğimiz konu kalmıyor. Kayıkçı kavgası içerisinde yaşamın renkleri soluyor. Tek düze harala gürele bir ömür tüketiyoruz. Tartışma programlarının olduğu saatlerde diziler var. Her biri 4 saat sürüyor. Fanatikleri oluşmuş durumda. Dış yapım olarak kanal içinde avantajlı. Hayal aleminde günlük hayat standartlarının üstünde yaşamlar insanları afyonluyor. Hayatımız DALLAS olmuş. Gençlik elden gidiyor. Setler antidemokratik koşullarda çalışıyor. Ama nedense oyuncular bütün eylemlerde ön planda hak arıyor. Kendileri köle gibi çalışırken devlete kafa tutuyor dostlar alışverişte görsün. Özellikle ekonomiyi anlatacak ve halkı aydınlatacak uzman konuklar yok. Böylelikle ekonomik verileri değerlendirmek ve avantajlarını, dezavantajlarını konuşmak mümkün olmuyor. Firmalar kendilerini ilgilendiren teşvikleri bilmiyor ya da yararlanamıyor. Dolayısıyla en temel konu yok oluyor. Sağlıklı bir çalışma hayatı ve mali yapı oluşturulması yönünde bilgilendirme olmayınca günlük hayatımız kaosa giriyor. İktidardakiler zannediyor ki her yer güllük gülistanlık. Muhalefet umutsuzluk ekiyor her şey perişan. Oysa bütçene göre telefon alabilmeyi bilmek ve anlamak önemlidir. Velhasıl medya çalışanları biidrak, patronlar paranın peşinde o ses yarışması var halkın sesi yok, izleyici seçme yetişir sahip değil. Dezenformasyon had safhada, ülkeyi işgal için ordulara gerek kalmamış. İlim ve irfan son sürat yok oluyor. Buradan bir medeniyet amacı çıkaramayız. Hayatın anlamı kaybolur. Rüzgarın önünde yapraklara dönüşürüz. Futbol çok konuşulur sektöre dönüşmez, adım başı dönerci açılır markalaşma olmaz, ödüller ve plaketler havada uçuşur, değerler ve kıymetli insanlar kaybolur gider. Hazzın peşinde koşan, kadim olana düşman, ahiretini unutan insanlar oluruz. Maneviyatın yerine maddiyat geçer. Her yol mubah olur.

Editör: TE Bilisim