Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisi genel merkezinde anayasa değişikliği sürecine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi.Gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Karamollaoğlu, "Suriye meselesi bizim gündeme getirdiğimiz zaman görüşülseydi 100 binlerce insan hayatını kaybetmeyecek milyonlarca insan memleketini terketmeyecek, Halep harabeye dönmeyecekti" diye konuştu. ÜLKEMİZDE KORKUNÇ BİR GÖÇ VAR Demokraside farklı fikirlerin gündeme gelebileceğini hatırlatan Karamollaoğlu, "Sonucunda ise millet kararı önemlidir. Memleketimizin dertlerine baktığımızda terör önemli bir yer tutmakta. Toplumun kucaklanmaya ihtiyacı var dertlerinin çözülmesine ihtiyaç var. Terörün sonuçları sadece ölen insanlar değil boşalan topraklar. Ülkemizde korkunç bir göç var. Samsun'dan İskenderun'na bir çizgi çizin doğusu sürekli göç veren bir konuma geldi. Yaklaşık 2 buçuk milyon insan göç etti. Ekonomik buhran terörden daha çok etkili oluyor" dedi. "1982 ANAYASASI TOPLUMUN KALBİNDE KABUL GÖRMEDİ" 1982 Anayasasının yüzde 92 oy aldığını ama toplumun kalbinde kabul görmediğini kaydeden Karamollaoğlu konuşmasının devamını şu şekilde sürdürdü: "Ben hiç unutmuyorum mavi oy vermek reddetmekti, Allah selamet versin Yasin Bey o gün mavi elbiseler giyerek özellikle sandık başına gitmişti ama bu cesaret istiyor. Biz o zaman prensip itibariyle o anayasaya yok dedi. "İKTİDAR ÜLKEYİ YÖNETEMİYOR" Memleketimizde sorumluluk ve yetki verilenler bu sorumluluk yetkilerini ülkenin sorun çözmede başarılı bir şekilde kullanmıyorlar. Ülkemiz tek başına iktidar olan bir parti neticesinde 15 yıl sonra bugün kü haline gelmişse, terör zirve yapıyorsa, ekonomi dibe vurmuşsa, dış politikada başarısız olmuşsak, Suriye kan gölüne dönmüşse, Libya işgal edilmişse, Mısır parçalanmışsa, bunların hepsi aynı iktidar döneminde meydana geldi. İktidarın bu işi becemerediklerini söylemek mecburiyetindeyiz. "TOPLUMU KUTUPLŞTIRMADAN BU SORUNU ÇÖZMELİYİZ" Toplumu kutuplaştırılmadan anayasanın hangi maddeleri değiştirilmeli diye bir mantıkla dostça müzakare edebilsek problemlerimizi çözeriz. Şimdi ki anayasayla müzakare ortamı büyük bir çoğunlukla ortadan kalıyor. Müzakere edilmeden doğrular ortaya konulamaz. Baştan beri aynı şeyi söyledik. Yaptığımız konuşmalar basına çarpıtılarak söylendi. Sözün yarısı alındı başka bir sözün yarısına eklenerek söylendi diye verildi. Basın toplumu doğru bilgilendirmelidir. Birisi çıkar benim söylemediğimi söylemiş gibi aktarırsa buna rızamız yoktur. "BİRLİK VE BERABERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR" Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız en kritik noktalardadır. Birlik ve beraberliğimizin tehlikeye düştüğü ortamdayız. Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır ama parlementoya müdahale etmemelidir. Kanunları parlemento yapar. Yasama üzerinde vesayet oluşturacak yetkisi olmamalıdır. Cumhurbaşkanına meclisi fes etme yetkisi verilmemelidir. Meclis hür olmalıdır. Meclisin varlığının sebebi kendisinin görüşmeler neticesinde karar alması anlamına gelmektedir. Mecliste Cumhurbaşkanının istediği kararlar elbette çıkmamalı vesayetin olmaması demek bu demek zaten. İstenilen kanun çıkmadığı takdirde o meclisin seçime götürülmesi meclisin üzerinde bir vesayet oluşturur. "TOPLUMUN TAMAMINI KUCAKLAYACAK BİR ANAYASA OLMALIDIR" Manipülasyona açık olan bir seçim sistemi her zaman tehlikelidir. Dünya tarihine baktığımız zaman otoriter rejimlerin nasıl oluştuğunu görürüz. Genelde demokratik başlamışlardır, ama adım adım güçlenerek bütün yetkiyi tek bir makamda toplamışlardır. Bugün belki sayın Cumhurbaşkanı’ndan topluma zarar gelmez ama yarın başka birisi geldiğinde ne olacak, şahsa göre değil geleceğe göre bir anayasa yapmak mecburiyetindeyiz. Toplumun tamamını kucaklayacak bir anayasa olmalı. "HENÜZ SÜREÇ TAMAMLANMADI BİR UMUT BEKLİYORUZ" İktidar partisinin bizim söylediklerimizi dikkate almasını bekliyoruz. Henüz süreç tamamlanmadı, Cumhurbaşkanı yurtdışı gezisine çıkmadan önce isteseydi bu anayasayı imzalar öyle giderdi, imzalamadı. Bizde ümitlendik, İnşallah boşa çıkmaz. Yeni kamplaşmalara sebep verecek noktalara gelmesini arzu etmiyorum. Bunun bir kampanyayla gerginlik ortamı oluşturmasını veya artmasını arzu etmiyoruz. Düşüncemiz belli, söyledik. Bunu da başkalarını ilzam etmek için değil, hakikaten şu anda doğru olan bir adım olduğu için söyledik. Serkan DEMİRTAŞ

Editör: TE Bilisim