İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine ilişkin konuşan Akşener, “Sayın Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı seçildiği 24 Haziran seçiminde de, sandık kurullarını incelemeyi düşünmüyor musunuz?” sorusunu sorarak, “Gerekçeniz ‘Tam kanunsuzluk’ ise eğer, bunu yapmanız gerekir. Yok, gerekçeniz ‘Tam hukuksuzluk’ ise Ramazan’ın ilk orucunu ‘Hak yiyerek’ açmış olursunuz” dedi. “BEN UTANIYORUM, AMA ONLAR UTANMIYOR” Partisinin grup toplantısında konuşan Akşener sözlerine ‘utanıyorum’ diyerek başladı. “Demokrasi aramak zorunda bırakılan bir Genel Başkan olmaktan utanıyorum” diyen Akşener sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletin iradesi gasp edilirken, medyanın ses çıkarmamasından, utanıyorum. Siyasetçilerin suskunluğundan, utanıyorum. Cübbesine düğme diktirmiş, siyasilerden emir alan hukukçulardan, utanıyorum. Kendileri varlık içinde yüzerken, iradesini gasp ettikleri milletimin açlık ve fakirlikle mücadele etmek zorunda bırakılmasından, utanıyorum. Çaresiz babalar böbreklerini satışa çıkarırken, çoluğuna çocuğuna vakıflar kurdurup vatandaşın parasıyla zengin edenlerden, utanıyorum. Kendileri Öcalan’la, PYD/YPG ile el altından pazarlık ederken; millete terörist, illet, zillet diyenlerden utanıyorum. Bunları konuşmak zorunda kalmaktan; Türkiye'yi, bu koskoca ülkeyi düşürdükleri durumdan; bu durumdan bahsetmekten, utanıyorum. Başkası adına utanırsınız ya... Bir suç çok ağırsa, anlatmaktan utanırsınız ya... O yüzden utanıyorum. Yaptıkları hırsızlığı, arsızlığı anlatırken utanıyorum. Ben utanıyorum, ama onlar utanmıyor. Onların yüzü kızarmıyor! Yaptıkları utanmaz, arsız, pişkin siyasetten onlar utanmıyor. Kanıma da en çok bu dokunuyor! Allah şahidim olsun ki, elimde taşıdığım demokrasi bayrağını yere düşürmeyeceğim. Aziz Türk milletini utandırmayacağım. Bizi “Sesimiz ol, sözcümüz ol.” diye buraya gönderenleri utandırmayacağım.” “BU ZORBALIĞIN SORUMLULARINA SORUYORUM…” Akşener, 31 Mart yerel seçimlerinde 4 pusula ile oy kullanıldığını ama sadece İstanbul Büyükşehir Belediye seçiminin iptal edildiğini ifade ederek konuşmasında şunlara değindi: “İradesini her daim baş üstünde tuttuğum, kararı önünde saygıyla eğildiğim Büyük Türk Milleti’nin huzurunda soruyorum; İstanbul’daki seçimlerde, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İlçe Belediye Başkanlıkları, Meclis üyelikleri ve muhtarlık seçimleri için tek zarf kullanmadık mı? Evet kullandık. Peki, o zarfların atıldığı sandıkların başkanları, aynı isimler değil miydi? Öyleydi. O zarfların içinde 4 pusula vardı. Aynı kurulların denetimindeki 4 oy pusulası… Bunların içinde, sadece kaybettikleri Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonuçlarını seçip, o sonucu iptal etmek, hangi vicdana, hangi akla izah edilebilir? Bu zorbalığın sorumlularına soruyorum; Bu durumda, Türkiye’deki tüm sandık kurullarının başkanlarını kontrol etmeyecek misiniz?” “31 MART VE 24 HAZİRAN SEÇİMLERİNDEKİ TÜM SANDIK KURULU BAŞKANLARI İNCELENMELİ” “Sadece 31 Mart seçimlerinde değil, Sayın Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı seçildiği 24 Haziran seçiminde de, sandık kurullarını incelemeyi düşünmüyor musunuz?” diyen Akşener, “Gerekçeniz “Tam kanunsuzluk” ise eğer, bunu yapmanız gerekir. Yok gerekçeniz “Tam hukuksuzluk” ise Ramazan’ın ilk orucunu “Hak yiyerek” açmış olursunuz. İYİ Parti olarak, tüm Türkiye’de, 31 Mart ve 24 Haziran seçimlerinde görev yapmış tüm sandık kurulu başkanlarının incelenmesini talep ediyoruz. Tekrar ediyorum, milletimizin iradesine vurulan bu darbenin, sorumlularına sesleniyorum; İYİ Parti olarak, tüm Türkiye’de, 31 Mart ve 24 Haziran seçimlerinde görev yapmış tüm sandık kurulu başkanlarının, incelenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. “BU SANDIK KURULLARI BELİRLENİRKEN NEREDEYDİNİZ?” Akşener, “Madem kurul başkanları ve üyeleriyle ilgili kanunsuzluk var, bu sandık kurulları belirlenirken neredeydiniz?” ifadelerini kullanarak İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine dair konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “İtiraz sürecinde ne yapıyordunuz? Karar hukuksuz olunca, bu sorulara verebilecekleri makul bir cevap olmadığını elbette biliyoruz. Ama bugün sormak hakkımız; Soruyoruz; bu usulsüzlüklere göz yumarak, kaybedeceğiniz seçimlerin tekrarı için, aziz milletimizin iradesine tuzak mı kurdunuz? Aziz milletim; ülkeyi yöneten belli… Sandık kurulları konusunda denetleme yetkisi olan kurum belli… Ve bugün bu iki sorumlu el ele vermiş, millet iradesini yok sayıyor. Bu karar, sadece muhalefet partilerine oy vermiş vatandaşlarımızın iradesini hiçe saymak değildir. Bu karar, sonucu büyük olgunlukla karşılayarak iradesine saygıyı hak eden Ak Parti’ye ve MHP’ye oy vermiş vatandaşlarımızın iradesini de hiçe saymaktır.” Akşener konuşmasına şöyle devam etti: Ülkeyi yönetenlere soruyorum; Sebep olduğunuz bu hukuksuzluğun, demokrasimizde açtığı yaranın, mutfaklara nasıl yansıyacağını hiç düşündünüz mü? Bu hukuksuzluğun, demokrasi geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti’ni ve aziz milletimizi, uluslararası camiada, ne duruma düşüreceğini hiç düşündünüz mü? Demokrasiye indirdiğiniz bu darbeyle, Türkiye’yi bir muz cumhuriyeti gibi gösterdiğinizin farkında mısınız? Elbette değilsiniz! Ve ben sizden ve koltuğunuz için her şeyi mubah gören zihniyetinizden utanıyorum. ” “BİR MİSAKA BAĞLILIĞIMI BİLDİRİYORUM” “İşte burada, aziz milletimin huzurunda, bir yemin ediyorum.” diyen Akşener sözlerine şöyle devam etti: “Bir misaka bağlılığımı bildiriyorum. Bir; Demokrasinin evrensel değerleri ve kuralları çok açıktır. Yargının ve siyasetin bu değerlere ve kurallara hiçbir müdahale hakkı yoktur. Müdahale, bir darbe sayılır. Darbelerin de kendine özel hukuku vardır. Bu hukuku ve bu darbeyi tümüyle reddediyoruz. İki; Türk siyasetinin üç önemli hedefi vardır: Fikir, inanç ve teşebbüs hürriyeti. Bu sürecin önünün kesilmesine izin vermeyeceğiz. Hukukun üstünlüğünü mutlaka, tam anlamıyla tesis edeceğiz. Üç; Güçlü bir Türkiye için ihtiyaç duyduğumuz her şeye sahibiz. Türkiye’yi 21. Yüzyılın saygın bir ülkesi yapmak, Türk siyasetçisinin görevi, bizim ise boynumuzun borcudur. And olsun; Türkiye iyi olsun diye; Milletimiz bir “oh” desin diye; Gençlerimiz geleceğe umutla bakabilsin diye; Ve en önemlisi bizden sonra gelenler bizlerden utanmasın diye; bu misakı hayata geçirene kadar yılmayacağım, yorulmayacağım.” “ÇALMADIK KAPI, SIKILMADIK EL, DİNLENMEMİŞ DERT BIRAKMAYACAKSINIZ” Akşener, “Dava arkadaşlarım, Umudun kaybolduğu en karanlık günlerde, ilk vazifeniz budur: Her biriniz elinizde birer meşale, umut ateşini memleketin dört bir yanında yakmak için yola çıkacaksınız” diyerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Nefesi kesilenlerin, dayanacak gücü kalmayanların, ezilenlerin, horlananların size şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Çalmadık kapı, sıkılmadık el, dinlenmemiş dert bırakmayacaksınız. İçinde bulunduğumuz şu mübarek ayda, Cenab’ı Hakk iftar ve sahur sofralarımızı hazreti İbrahim sofrası gibi bereketli, huzurlu mübarek kılsın, Dualarımızı, ibadetlerimizi kabul eylesin, Rabbim, milletimizi haksızlıktan, uğursuzluktan korusun. Devletimize zeval vermesin. Toplantımızı şereflendiren sizlerden Allah razı olsun. Allah’a emanet olun.” (Eren GÜVENDİK)

Editör: TE Bilisim