Seçim tarihinin 24 Haziran olarak belirlenmesi ile birlikte partilerin yoğunlaşan ittifak arayışlarını birkaç gün önce aynı köşemde dile getirmiştim. Dile getirdiğim ve özellikle üstünde durduğum temel konu ise yüzde 11’lik HDP oyuydu. Yani, bu yüzde 11’lik oy oranına ikinci turda kimlerin talip olacağı tartışmasını yürütmüştüm. İyi Parti, Saadet Partisi, HDP, AKP, MHP’nin cumhurbaşkanı adayları belli iken, oldukça tartışma konusu olan ve merakla beklenen CHP’nin adayı ise hala belirsizliğini koruyor. Diğer yazımı kaleme aldığımda Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı da belirsizliğini koruyordu. Kulislerde Abdullah Gül’ün ismi geçse de ben buna ihtimal vermediğimi bir önceki yazımda kalın puntolarla belirtmiştim. Abdullah Gül’ün ‘adaylığım söz konusu değildir’ açıklamasından sonra, Saadet Partisi kendi adayının Genel Başkan Temel Karamollaoğlu olduğunu söyledi. Yazıma devam etmeden önce Abdullah Gül konusuna bir parantez açmak istiyorum. Abdullah Gül, bir kez daha Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısında aday olma cesareti gösterememiştir. Çünkü Gül, kazanacağını garantiye almadan siyasete girme gereği duymayan bir siyasetçidir. Risk almayı pek göze almayan bir siyasetçi. CHP merakla beklenen ve sır olan cumhurbaşkanı adayını açıklamadan önce dörtlü ittifakın sağlandığı haberi geldi. SP, İyi Parti, Demokrat Parti ve CHP’den oluşan muhalefet partileri dörtlü ittifakta anlaştılar.  Dörtlü ittifakın duyurulmasından sonra yapılan eleştirilerin en çarpıcısı HDP’den geldi. HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, “"Bu ittifak sağ bir ittifak olmaktan öteye geçmeyecektir. CHP'nin sol seçmenine de yazıktır. Türkiye'de iki sağ ittifak yarışacak" dedi. Bu eleştiri özellikle CHP içerisindeki sol ve sosyalist seçmenlere yöneltilmiş bir eleştiridir. Eleştirileri bir tarafa bırakarak esas konumuza dönecek olursak, dörtlü ittifakın açıklanması ile birlikte Cumhur İttifakı adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci turda işinin kolay olmadığı ortaya çıkıyor. Ama esas zorluk ve sonucu belirleyecek olan yine bahsettiğim HDP oyları olacak. Gelişmelere bakılırsa iki ittifakın dışında bırakılan ve kendi adayını belirleyen HDP’nin ikinci turda kapısı sık sık çalınmış olacak. Çünkü seçimi kazanmanın yolu bu kapıyı çalmaktan geçiyor. HDP, birinci turda kendi adayı olan Selahattin Demirtaş’ı destekleyecek. Yapılan anket sonuçları, Demirtaş’ın ilk turda yüzde 12’nin altına düşmeyeceğini gösteriyor. Peki ortak ittifak kararı alan muhalefetin hangi adayı ikinci turda Kürtlerin oylarını alabilir. Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu mu? Ellbetteki  hayır. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener mi? Kesinlikle hayır. Cumhurbaşkanı Erdoğan mı? Ona parantez açıyorum: AKP içerisinde yer alan Kürtler destekleyecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 11’lik kesimden oy alır mı? Sanmıyorum. Geriye Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) adayı kalıyor. Dolayısıyla CHP’nin Cuma günü duyuracağı adayın Kürt oylarına da hitap edecek olan bir aday olacağını düşünüyorum. Kulislerde eski Ak Partili Abdullatif Şener’in ismi geçse de bunu Cuma günü hep birlikte göreceğiz. Abdullatif Şener’in aday olması ile birlikte HDP’nin kapısının çalınacağını düşünüyorum. Bunu yapacak olan muhalefetin kazanma şansı da oldukça artmış olacak. Muhalefette belirttiğimiz doğrultuda bir aday çıkmasa yüzde 11’lik oy oranı tarafsız kalmış olacaktır. Bunu bir nevi boykot olarak da adlandırabiliriz.

Editör: TE Bilisim