Korona virüs (COVİD-19)  salgınının biyolojik olduğu kadar psikolojik ve toplumsal yansımaları da gündemde.  Pandeminin insanların alışkanlıkları, davranışları ve iletişimleri üzerinde  önemli değişikliklere yol açtığını vurgulayan Sosyolog ve Aile Danışmanı Ziyne Özay, “Korona virüs salgını bireysel ve toplumsal her alanda alışkanlıkları değiştirdi. Üretimden tüketime eğitimden eğlenceye her alanda toplumsal yaşamı etkisi altına aldı” ifadesini kullandı.

Yeni tip korona virüs salgınıyla birlikte yaşam biçimlerimizde de büyük oranda değişimler yaşandı. Sosyolog ve Aile Danışmanı Ziyne Özay, gazetemiz okurlarına COVID-19 pandemisinin sosyolojik ve psikolojik etkilerini değerlendirdi.

 Merhabalar, öncelikle sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

 Merhabalar, ben Ziyne Özay.. Sosyolog ve Aile danışmanıyım. Özel Akropol Hastanesinde sosyolog olarak görev yapmaktayım. Yaklaşık beş yıldır sosyoloji, aile terapisti ve madde bağımlılığı üzerine çalışmalar yapıyorum.

“COVİD-19 BİREYSEL VE TOPLUMSAL HER ALANDA ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞTİRDİ”

 Tüm dünyayı etkisine alan korona virüs salgını hayatımızda birtakım değişikliklere sebep oldu. Bir sosyolog ve aile danışmanı olarak yaşanan bu ‘bireysel’ – ‘toplumsal’ değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yakın dönemde tüm dünyaya yayılan korona virüs salgını kısa sürede küresel bir sorun haline geldi. İnsanların hiç alışkın olmadığı bir süreç olan korona virüs salgını bireysel ve toplumsal her alanda alışkanlıkları değiştirdi. Üretimden tüketime eğitimden eğlenceye her alanda toplumsal yaşamı etkisi altına aldı. COVİD -19 süreciyle birlikle bireysel ilişkiler uzaktan yürütülmeye başlandı, sosyal yaşantıya ara verilmek zorunda kalındı. Bu durum bireylerde kaygı, korku, yalnızlık ve mutsuzluğa sebep oldu. Hareket kısıtlığı ile internette geçirilen zaman süresi arttıkça bireylerde zihinsel ve duygusal becerilerin de azaldığı görüldü. Küresel salgının toplumsal olarak en önemli sonucu ekonomik gelir kaybıdır.  Bu süreçte  ne yazık ki işsizlik oranı da yükseldi. Tüketim artarken üretim alanında azalma yaşandı.

“ANLAŞAMAYAN  VE BİRBİRİNİ HİÇ TANIYAMADIKLARINI DÜŞÜNEN İNSAN SAYISI BU DÖNEMDE ARTTI”

 Sizce bu dönemde ev içi şiddet vakalarında gözle görülür bir artış yaşandı mı? Bu anlamda size gelen danışanlar var mı? Gözlemleriniz nelerdir?

Küresel sorun COVİD- 19, insanlarda psikolojik sosyolojik olarak yaşamlarında aksamalara sebep oldu. İzolasyonu sağlayabilmek için aile içerisinde geçirilen zaman bir kısım ailede pozitif avantajlar sağlarken bir kısım da negatif olayların gelişmesine sebep oldu. Anlaşamayan birbirini hiç tanıyamadıklarını düşünen sevgi ve saygılarını yitirdiklerini düşünen insan sayısı bu süreçte arttı.  Mali gücün ve sosyal yaşamın yetersiz olması ev içerisinde ruhsal bunalımlara dönüştü. Psikolojik olarak toparlanamayan kişilerde aşırı derecede agresiflik ve sinirlilik gelişti. Öfke kontrolü olmayan kişilerde son nokta durum şiddete dönüştü.  Çiftler arasında üstü kapanmış hep sonraya atılmış sorunlar gün yüzüne çıktı ve tartışılmak için fazlaca zaman kazanıldı. Bu durum ailelerde ve ikili ilişkilerde var olan iletişim eksikliğinden dolayı kavgalara dönüşebildi. Sorunlar arttı bununla beraber pandemiyle başlayan ekonomik sorunlar da üstüne gelince çiftler arasında boşanmalar arttı. Korana virüs salgını sürecinde maalesef ki kadına ve çocuklara uygulanan şiddet de artışlar yaşandı. Bu şiddet hem fiziki olarak hem de psikolojik olarak bireylere yansıdı. Bunun en büyük sebeplerini ekonomik sıkıntılar, süreç içinde bireylerin girdiği bunalım, iş gücünün azalması, bireylerin yaşamlarını idame etmekte zorlanmaları, kaygı, mutsuzluk ve geleceğe karşı duyulan endişe olarak sıralayabiliriz. Kadına ve çocuğa uygulanan şiddete ve bu tip vakalara bakıldığında aslında dış çevreye karşı aciz kalan bireyler yapamadıklarının hırsını kadına ve çocuklara şiddet göstererek yansıttıklarını görüyoruz.

“İNSANLAR KORKU VE KAYGIYA KAPILARAK  KENDİLERİNİ ANLAMSIZ BİR TÜKETİM ANLAYIŞININ İÇİNDE BULDULAR”

 Pandemiyle birlikte toplumun tüketim alışkanlıkları da değişti. İnternetten yapılan alışverişlerin oranında ciddi bir artış var. Hastalık korkusu ve kaygısı insanları tüketim çılgınlığına mı yöneltti?

COVİD- 19 sürecinde insanlar korku ve kaygıya kapılarak anlamsız bir tüketim içinde kendilerini buldular. İzolasyon süreci evde kalma zamanımızı artırdığı için internet üzerinden alışveriş bir alışkanlık haline dönüştü. Yeme alışkanlığındaki değişiklik sağlıklı beslenmenin dışına çıkıp obezite durumuna dönüştü. İnternetteki özendirici reklamlar alışveriş yapma oranını artırdı. Doğal olarak COVİD- 19 sebebiyle temizlik ve dezenfeksiyon satışlarında ciddi artış yaşandı. İnternet üzerinden yapılan kampanyalar insanlar için cezbedici hale geldi.

“DAHA SAKİN VE BÜTÜN KURALLARA UYUM SAĞLAYARAK BU DURUMDAN UZAKLAŞABİLİRİZ”

Son olarak gazetemiz okurlarına vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mıdır?

 COVİD- 19 izolasyon durumunda olan bireyleri bu süreçte en çok etkileyen durum hızlı bir şekilde korku ve kaygıya kapılmaları ve yaşanan belirsizliktir. Daha sakin ve bütün kurallara uyum sağlayarak bu durumdan uzaklaşabiliriz. Evde geçirdiğimiz zamanı verimli kullanmamız pandemi sonrasına hazırlık yapmamız gerekir. Kendimizi geliştiren aktivitelerle zamanı lehimize çevirerek verimli bir süreç yaşayabiliriz.

(Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER)

Editör: TE Bilisim