Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Remzi Albasan’ın kaleme aldığı “Orta Doğu’da Türk Askeri Misyonu” isimli kitap okuyucularla buluştu.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Özel Kalem Müdürü Tuğgeneral Remzi Albasan'ın kaleme aldığı “Orta Doğu'da Türk Askeri Misyonu” isimli kitap okuyucularla buluştu. Yazdığı kitapla Mehmetçiğin teröristlere karşı kahramanca mücadelesini, bölgedeki adalet ve güvenin teminatı olduğu gerçeğini Orta Doğu'nun tarihsel süreci içerisinde gözler önüne seren Tuğgeneral Remzi Albasan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin birçok kademesinde yerine getirdiği önemli görevlerin yanı sıra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Özel Kalem Müdürü olarak dikkat çekiyor. Kitabında birçok önemli noktaya vurgu yapan Tuğgeneral Albasan, “Orta Doğu coğrafyası Türk askerini kendilerine yönelik tehditlere karşı bir teminat olarak görüyor” cümlesi ile de bölgede Türk askerinin konumunu gözler önüne seriyor. Kitap birçok noktaya vurgu yapıyor İşlediği konular kadar görevde olan bir general tarafından kaleme alınması dolayısıyla da dikkati çeken kitapta, Orta Doğu'nun tarihsel süreci içerisinde Mehmetçiğin teröristlere karşı kahramanca mücadelesi, bölgedeki adalet ve güvenin teminatı olduğu gerçeği gözler önüne seriliyor. Kosova'dan Somali'ye, Bosna'dan Katar'a, Irak ve Suriye'nin kuzeyinden Azerbaycan'a ve Libya'ya kadar son 20 yılda cereyan eden olaylar kitabın temel tezini kuvvetlendirirken, Orta Doğu'ya panoramik bir mercek tutan kitap tarih boyunca Türkler ve Araplar arasındaki münasebetlerin boyutlarını, Türklerin Arap kültürüne kazandırdıklarını, İslamiyet'in hamiliğini yapmaya kadar giden süreci sade ve anlaşılır bir dille ortaya koyuyor. Orta Doğu'nun son yıllardaki durumuna derinlemesine analiz Tuğgeneral Albasan, kitabında Orta Doğu milletlerinin Türklerle beraber oldukları dönemlerde huzur ve güven içinde olduklarını, Türklerin Orta Doğu'dan ellerini çekmek zorunda bırakılmasıyla bölge halklarının kan, barut, ıstırap ve zulüm bataklığına sürüklendiğini ifade ediyor. Özellikle son yıllarda Orta Doğu'da yaşanan iç çatışmaların, kan ve gözyaşının bölgede halen devam ettiği satır aralarında yer alıyor. Orta Doğu'nun tarihteki ve günümüzdeki önemi anlatılırken bölgenin bitip tükenmek bilmeyen mücadelelere, göçlere ve istilalara sahne olduğunu hatırlatan Albasan, bu mücadelelerde pek çok millet ve medeniyetin yok olup gittiğini, bu nedenle Orta Doğu'nun otorite boşluğu yaşadığı dönemlerde adeta milletleri ve medeniyetleri yutan bir mezarlık görünümünde olduğuna dikkati çekiyor. Tuğgeneral Albasan, böyle bir coğrafyada huzur ve güvenliğin teminatı olan Selçuklu ve Osmanlıların İslamiyet'in hamiliğini yaptığını, bu sayede 1,5 milyarı aşkın Müslüman toplumunun günümüzde var olabilmesinin asli unsuru olduğunu ortaya koyuyor. Asker millet anlayışı Kitabın bir bölümünde de Türklerin askeri yönünün ne kadar güçlü olduğu Orta Asya bozkırlarına kadar uzanan bilgilerle anlatılıyor. Türk milleti için söylenen “Asker millet” ifadesinin bugün de yaşadığını anlatan Albasan, Türklerde askeri eğitim ve terbiye sisteminin henüz çocuk yaşlarda başladığını, hiçbir dönemde halk ile ordunun asla ayrı bir unsur olarak kabul edilmediğini vurguluyor. Tarih sahnesine çıkan ilk Türk devletlerinde var olan istiklal duygusunun bugün de diri bir şekilde Türk milletinin ruhunda devam ettiğini belirten Tuğgeneral Albasan, Türk devletlerinin yüz yıllardır tarih sahnesinde var olmasını, istiklal ruhunun ve vatan sevgisinin bir göstergesi olarak nitelendiriyor. Kitapta Türklerin İslamiyet'i kabullerinden çok önce Orta Doğu'ya gelişleri, Araplarla temasları anlatılıyor. Selçukluların Orta Doğu'ya gelerek Abbasi halifesini kurtardığı, Haçlılara karşı İslam milletlerinin hamisi olduğu belirtiliyor. Otorite boşluğunun sonuçları Osmanlı yönetiminde 400 yılı aşkın süre boyunca dönemsel küçük olaylar ve bazı bölgesel isyan girişimleri dışında halkın huzur, güven içerisinde yaşadığı ve adaletle yönetildiği coğrafyanın Osmanlı'nın 1918 yılında çekilmesiyle huzurun geride kaldığı bir coğrafya olduğu anlatılan kitapta, Osmanlı sonrası Orta Doğu'nun birbirine düşman küçük parçalara bölündüğü, bu otorite boşluğunun günümüzde çeşitli terör örgütlerinin ortaya çıkmasına neden olduğu belirtiliyor. Bugün Irak ve Suriye'nin kuzeyinden saldıran PKK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinin de Osmanlı sonrası çizilmiş sınırların ortaya çıkardığı otorite boşluğunun bir nedeni olduğu ifade ediliyor. Tuğgeneral Albasan tarafından Orta Doğu'yu huzur ve güvenden yoksun, otorite boşluğu içinde bırakanlara karşı Türkiye'nin bu mirasa sahip çıktığı, bugün bile Türk tarih tezine ve mirasına uygun olarak ortaya çıkan tehdit ve tehlikelere karşı alınması gereken tedbirlerin ve mevcut siyasi-askeri gelişmelerin gereklerine uygun olarak devam ettiği vurgulanıyor. Tarih boyunca şahadete yürüyen tüm kahramanlara ithaf edilen kitabın girişinde, Medine müdafii Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanı Fahreddin Paşa'nın “sır katibi” olarak bilinen Yüzbaşı İdris Sabih Bey tarafından Hazreti Muhammed (s.a.v.) için 1919'da kaleme alınan “Dünya ve Ahiret Efendimize” adlı şiir de yer alıyor.
Editör: TE Bilisim